Terli yüzlere vuran meşale kızılından sonra
Bahçelerdeki buz sessizliğinden sonra
Taşlık diyarlardaki cançekişmeden sonra
Haykıranlar ve ağlayanlar 325
Zindan ve saray ve yankılanışı
Gökgürlemesinin baharda, uzak dağlarda
O, bir zamanlar yaşıyordu, şimdi ölü{74}
Biz, bir zamanlar yaşıyorduk, şimdi ölüyoruz
Sabrımız neredeyse tükenmiş 330
Burası susuz, çıplak kayalık
Kaya ve susuzluk ve kumlu yol
Yol döne döne çıkıyor dağlar arasından
Dağlar kayalık, yok nasipleri sudan
Olsaydı su mutlaka dururduk içerdik 335
Kayalar arasında insan duramaz da düşünemez de
Ter kuru, ayaklar kumun içinde
Ah su olsaydı şu kayalıkta
Ölü dağın çürük dişli ağzı ki tüküremez
Burada insan dikilemez yatamaz, oturamaz 340
Sessizlik bile yok bu dağlarda
Yalnızca kuru verimsiz gökgürültüsü, yağmursuz
Tek başına kalınacak ıssız yer de yok bu dağlarda
Ama huysuz kızıl suratlar var, alay eden, hırlayan
Çatlak balçık duvarlı evlerin kapılarından
[Su olsaydı 345
Kaya değil
Olsaydı kaya
Suyla birlikte
Suyla 350
Bir pınar
Kayalar arasında bir gölcük
Yalnızca su sesi olsaydı
Ne çekirge{75}
Ne kuru ot uğultusu 355
Ama kayadan aşan suyun sesi
Orada, yalnız gezen ardıç kuşu söylesin şarkısını{76}
çamlar arasında
Dip dop dip dop dop dop dop
Ama su yok
Kim bu üçüncü, hep senin yanında yürüyen{77} 360
Ne zaman saysam, yalnızca sen ve ben varız
Ama ne zaman baksam uzaklarına beyaz yolun
Hep bir başkası oluyor senin yanında yürüyen
Kahverengi harmaniye bürünmüş, süzülen, kukuletalı
Bilmiyorum erkek mi yoksa kadın mı? 365
-Ama kim o, senin öbür yanında yürüyen?
Nedir şu ses göklerdeki{78}
Anne feryadının uğultusu
Kimlerdir şu kaynaşan kukuletalılar sürüsü
Sonsuz ovaların üstünde, tökezliyorlar çatlak
toprakta 370
Yalnızca dümdüz bir ufkun çevrelediği
Ya dağların üzerindeki şu kent, hangisi,
Yıkılmalar ve yeni oluşumlar{79} ve patlamalar
menekşe renkli havada
Devrilen kuleler
Kudüs, Atina, İskenderiye 375
Viyana, Londra
Hayal
Bir kadın, uzun siyah saçlarını çekip gerdi
Ve hışırtılı bir ezgi seslendirdi bu keman tellerinde
Ve bebek yüzlü yarasalar, bu renkli ışıkta 380
Islık çaldılar, ve vurdular kanatlarını
Ve başaşağı süründüler kararmış bir duvardan aşağı
Ve kuleler havada tepetaklak oldular
Yaslı haber çanlarını çalarak, saatlerce,
Ve boş sarnıçlardan, suyu çekilmiş kuyulardan
şarkı söyleyen sesler 385