V. GÖKGÜRÜLTÜSÜNÜN DEDİĞİ{73}

Terli yüzlere vuran meşale kızılından sonra

Bahçelerdeki buz sessizliğinden sonra

Taşlık diyarlardaki cançekişmeden sonra

Haykıranlar ve ağlayanlar 325

Zindan ve saray ve yankılanışı
Gökgürlemesinin baharda, uzak dağlarda
O, bir zamanlar yaşıyordu, şimdi ölü{74}

Biz, bir zamanlar yaşıyorduk, şimdi ölüyoruz
Sabrımız neredeyse tükenmiş 330

Burası susuz, çıplak kayalık
Kaya ve susuzluk ve kumlu yol

 

Yol döne döne çıkıyor dağlar arasından

Dağlar kayalık, yok nasipleri sudan

Olsaydı su mutlaka dururduk içerdik 335

Kayalar arasında insan duramaz da düşünemez de

Ter kuru, ayaklar kumun içinde

Ah su olsaydı şu kayalıkta

Ölü dağın çürük dişli ağzı ki tüküremez

Burada insan dikilemez yatamaz, oturamaz 340

Sessizlik bile yok bu dağlarda

Yalnızca kuru verimsiz gökgürültüsü, yağmursuz

Tek başına kalınacak ıssız yer de yok bu dağlarda

Ama huysuz kızıl suratlar var, alay eden, hırlayan

Çatlak balçık duvarlı evlerin kapılarından

[Su olsaydı 345

 

 

Kaya değil
Olsaydı kaya
Suyla birlikte

Suyla 350

Bir pınar

Kayalar arasında bir gölcük
Yalnızca su sesi olsaydı
Ne çekirge{75}

Ne kuru ot uğultusu 355

Ama kayadan aşan suyun sesi

Orada, yalnız gezen ardıç kuşu söylesin şarkısını{76}

çamlar arasında

Dip dop dip dop dop dop dop

Ama su yok

 

Kim bu üçüncü, hep senin yanında yürüyen{77} 360

Ne zaman saysam, yalnızca sen ve ben varız
Ama ne zaman baksam uzaklarına beyaz yolun
Hep bir başkası oluyor senin yanında yürüyen
Kahverengi harmaniye bürünmüş, süzülen, kukuletalı
Bilmiyorum erkek mi yoksa kadın mı? 365

-Ama kim o, senin öbür yanında yürüyen?

Nedir şu ses göklerdeki{78}

Anne feryadının uğultusu

Kimlerdir şu kaynaşan kukuletalılar sürüsü

Sonsuz ovaların üstünde, tökezliyorlar çatlak

toprakta                                                                          370

 

Yalnızca dümdüz bir ufkun çevrelediği
Ya dağların üzerindeki şu kent, hangisi,

Yıkılmalar ve yeni oluşumlar{79} ve patlamalar

menekşe renkli havada

Devrilen kuleler

Kudüs, Atina, İskenderiye 375

Viyana, Londra
Hayal

Bir kadın, uzun siyah saçlarını çekip gerdi

Ve hışırtılı bir ezgi seslendirdi bu keman tellerinde

Ve bebek yüzlü yarasalar, bu renkli ışıkta 380

Islık çaldılar, ve vurdular kanatlarını

Ve başaşağı süründüler kararmış bir duvardan aşağı

Ve kuleler havada tepetaklak oldular

Yaslı haber çanlarını çalarak, saatlerce,

Ve boş sarnıçlardan, suyu çekilmiş kuyulardan

şarkı söyleyen sesler 385