Ve yürüdüm en aşağılık ölüler arasında.)

Adam son bir öpücük bağışlamaya tenezzül ediyor
Ve el yordamıyla buluyor yolunu ışıksız

merdivenden...

Kadın dönüp aynaya bakıyor bir an,

Farkında değil sanki aşığının gittiğinin; 250

Beyni izin veriyor yan oluşmuş bir düşüncenin

geçişine;

“Oldu bitti işte; şükür bittiğine.”

Güzel kadın, çılgınlığa tenezzül edince
Odasını arşınlayınca yeniden, tek başına,

Saçını düzeltiyor otomatik bir hareketle, 255

Ve bir plak koyuyor gramofona.{60}

 

“Bu müzik, sokuldu yanıma, suların üzerinde”{61}

Ve yanımdaydı Strand boyunca, Kraliçe Victoria

Caddesi’ne dek.

Ey Kent kent, bazen duyarım

Lower Thames Caddesi’ndeki bir meyhaneden gelen    260
Hoş yakınışını bir mandolinin
Ve gürültülerle, gevezelikler,

Balık satıcılarının öğlenleri tembellik ettiği

yerden; orada
Duvarları Magnus Martyr kilisesini, tutar
Akıl almaz parıltısını İyon beyazının ve altınının.{62}     265

Irmak terler{63}

Yağ ve katran
Mavnalar sürüklenir
Çekilen sularla,

 

 

Kızıl yelkenler 270

Şişmiş

Rüzgârla, çırpınırlar ağır direkte.

Mavnaların yıkadığı
Tomruklar sürüklenirler

Greenwich’in aşağılarına, 275

Geçerler Köpek Adası’nı.{64}

Weialala leia
Wallala leialala

Elizabeth ile leicester{65} 280

Kürek vurmaktalar

Kayığın kıçı sanki

Yaldızlı deniz kabuğu

Kızıl ve altın

Güçlü dalgalar

Şapırdadı iki kıyıda 285

Güneybatı rüzgârı

Taşıdı akıntıda

Çan gümbürtülerini

Beyaz kuleleri

Weialala leid 290

Wallala leialala

 

“Tramvaylar ve tozlu ağaçlar.

Highburg doğurdu beni. Richmond’la Kew
Bozdu beni.{66} Richmond’un kıyısında,

kaldırdım dizlerimi
Sırtüstü yatıp dar bir kayıkta.” 295

“Ayaklarım sürter Moorgate’te,{67} kalbim
Sürünür ayaklarımın altında. Bu olaydan sonra
Adam ağladı. Söz verdi: ‘Yeni bir başlayış.’

Ben konuşmadım. Yoktu kızmamı gerektiren bir şey.”
“Margate Kumsalı’nda.{68} 300

Bağlayamam
Hiçbir şeyi hiçbir şeye.

Kirli ellerin kırık tırnakları.

Benim halkım basit halk, beklemez
Hiçbir şey.”

la la 305