YEDINCI KITAP

I.

1. Caesar Gallia'daki isyanın bastırıldığını gördükten sonra geçici mahkemeleri yönetmek için İtalya'ya gitti. Orada Clodius'un öldürüldüğünü öğrendi. Senatonun askerlik çağındaki her gencin askere ilişkin kararını öğrenince kendisi de asker toplamaya başladı. 2. Caesar'ın yaptıkları hemen Gallia Transalpina'da duyuldu. Gallialılar duyduklarına kendi uydurdukları ve olayın gerektirdiği şeyleri de eklediler. Caesar'ın iç karışıklardan dolayı Roma'da kaldığını ve bu işlerle uğraşırken Gallia'ya gelemeyeceğini söylediler. 3. Roma halkının egemenliğinden üzüntü duyanları savaşa teşvik edecek bir fırsat vardı. Daha serbestçe ve daha cesurca hareket ederek savaş planları yapmaya başladılar. 4. Gallia'daki kabilelerin önderleri uzak ve ormanlık yerlerde toplantılar yaparak Acco'nun ölümünden duydukları üzüntüyü dile getirdiler. 5. İleride kendilerinin de başına aynı şey gelebilirdi. Gallia'nın şanssızlığından şikâyet ettiler. Savaşacak ve kendi hayatlarını tehlikeye atarak Gallia'nın bağımsızlığını kazandıracak adamlara büyük ödüller vaat ettiler. 6. Öncelikle Caesar'ı ordusundan ayırmak gerektiğini ve bunu yapmanın kolay bir şey olduğunu söylediler. 7. Çünkü lejyonlar komutanları olmadan ordugâhlardan çıkamazlardı. Ayrıca komutanın da lejyona muhafız birliği olmaksızın ulaşamayacağı da açıktı. 8. Şunu da söylediler: Savaşarak ölmek atalarından kalan ünü ve şerefi korumak bağımsızlıklarını korumaktan bile daha önemli bir şeydi.

II.

1. Daha sonra Carnutlar bütün kabilelerin mutluluğu için savaştan çekinmeyeceklerini ve savaşa ilk olarak başlayacaklarını bildirdiler. 2. İçinde bulundukları durumdan dolayı birbirlerine rehineler veremezlerdi. Bu nedenle hiçbir şey duyulmaması için önce ordularını bir yerde toplamaya daha sonra yemin etmeye karar verdiler. Böyle bir yemin Gallialılar için kutsaldır. 3. Toplantıya katılanlar Carnutları alkışlayarak yemin ettiler. Savaşa başlanacak günü belirledikten sonra toplantıyı dağıttılar.

III.

1. Kararlaştırılan gün gelince Carnutlar Cotuatus ve Conconnetodumnus adında iki eşkıyanın komutasında Cenabum'a{33} saldırdılar. Ticaret için Cenabum'a gelmiş olan Romalıları öldürdüler. Öldürülenler arasında Fufius Cita adında seçkin bir Roma şövalyesi de vardı. Cita Caesar tarafından ordunun ihtiyaçlarını karşılamakla görevlendirilmişti. Romalıların mallarını yağmaladılar. 2. Olay Gallia kabileleri arasında duyuldu. Zaten önemli ve büyük bir olay olduğunda tüm Galler tarladan tarlaya, köyden köye bağırarak olanları haber verirler. Herkes haberi en yakındakine ulaştırır. Bu kez de böyle oldu. 3. Güneş doğarken Cenabum'da olanlar, akşam olmadan Arvernlerin sınırında duyuldu. Arada yüzaltmış millik bir uzaklık vardır.

IV.

1. Gallia'nın önde gelenlerinden biri olan Celtillus'un oğlu Vercingetorix taraftarlarını yanına çağırdı ve onları isyana katılmaya çağırdı. Vercingetorix'in babası da Gallia'nın önderliğini elde etmişti ve kendi kabilesi tarafından krallıkta gözü olduğu için öldürülmüştü. 2. Amacını anlayan akrabaları silahlandılar. Amcası Gobannitio ve diğer önde gelen kişiler isyana katılmak istemedikleri için Vercingetorix'i engellemeye çalışıyorlardı. Vercingetorix'i Gergovia{34} kentinden kovdular. 3. Fakat Vercingetorix düşüncesinden vazgeçmedi. Kırsal alandaki dilencileri ve eşkıyaları yanına topladı. Yanına aldığı birçok eşkıya ile beraber kentlileri de isyana katılmaya davet etti. 4. Gallia'nın bağımsızlığı adına silaha sarılmalarını istiyordu. Kalabalık bir birlikle kendisini kentten kovanları bu kez kendisi kentten kovdu. 5. Adamları tarafından kendisine kral unvanı verildi. Kabilelere elçiler göndererek kendisine sadık kalacaklarına dair yemin ettirdi. 6. Senonlar, Parisiler, Pictonlar, Cadurclar, Turonlar, Aulercler, Lemovicler, Andlar ve sahildeki diğer tüm kabileler kendisine katıldılar. Komutanlık Vercingetorix'e verildi. 7. Komutanlık yetkisiyle kabilelerden rehineler ve belirli sayıda asker göndermelerini istedi. 8. Her kabilenin ne kadar zamanda ne kadar silah yapabileceğini belirledi. Özellikle atlılara çok önem veriyordu. Büyük bir çaba göstererek ve çok sert davranarak işlerini doğru düzgün yapmayanları ağır şekilde cezalandırdı. 9. Büyük suçu olanları yakıyordu ve işkenceyle öldürüyordu. 10. Daha hafif suç işleyenleri ise ya kulaklarını kesiyor ya da gözlerini oyuyordu. Daha sonra da suçluları kabilelerine gönderip halkın ibret almasını sağlamaya çalışıyordu.

V.

1. Bu cezalar sayesinde hemen bir ordu toplayamadı. Daha sonra çok cesur bir adam olan Cadurclu Lucretius'u birliklerinin bir bölümüyle Rutenlerin topraklarına gönderdi. Kendisi Bituriglere doğru yola çıktı. 2. Vercingetorix'in gelişiyle Biturigler himayesinde bulundukları Haedulara elçiler gönderdiler. Düşmana karşı daha kolayca kendilerini savunabilmek için yardım istediler. 3. Haedular, Caesar'ın ordunun korunması için geride bıraktığı lejyon komutanlarının önerisiyle Bituriglere yardım için yaya ve atlı birlikler gönderdiler. 4. Yardım birlikleri Haedular Biturigler arasındaki Liger Nehri'ne geldikten sonra orada birkaç gün beklediler. 5. Nehri geçmeye cesaret edemediler ve geri döndüler. Elçilerimize Bituriglerin ihanet etmelerinden korkarak geri geldiklerini söylediler 6. Çünkü eğer nehri geçerlerse bir hem Bituriglerin hem de Arvernlerin kendilerini kuşatacaklarını öğrendiklerini belirttiler. 7. Elçilere anlattıkları şeylerin doğru mu yoksa yalan mı olduğunu bilemiyoruz.

VI.

1. Caesar olanları öğrenince Roma'daki işlerin Pompeius sayesinde düzene girmeye başladığını da görerek hemen Gallia Transalpina'ya geldi. 2. Oraya vardığı zaman büyük zorluklarla karşılaştı: Orduya nasıl yetişecekti? 3. Lejyonları eyalete çağırırsa yolda kendisi yokken tek başlarına savaşa girmek zorunda kalacaklarını tahmin ediyordu. 4. Kendisi ordunun yanına giderse bu kez de isyanları bastırılmış olan kabilelere kendi canını emanet etmek zorunda kalacaktı. Her iki durum da uygun değildi.

VII.

1. Bu arada Rutenlerin yanına gönderilmiş olan Cadurclu Lucretius Rutenlerle Arvernleri birleştirdi. 2. Ardından Nitiobriglerin ve Gaballerin topraklarına giderek her iki kabileden de rehineler aldı. Büyük bir askeri birlikle Narbo kenti üzerinden Roma eyaletine girmeye çalıştı. 3. Lucretius'un yaptıklarını duyan Caesar öncelikle Narbo'ya gitmek gerektiğine karar verdi. 4. Narbo kentine geldikten sonra düşmana yakın olan bütün yerlere ve eyaletteki Rutenler, Volsc Arecomikler ve Tolosatlar arasına birlikler yerleştirdi. Böylece korkanlara cesaret verdi. 5. Eyaletten ve İtalya'dan getirdiği birliklerin Arvernlerin sınır komşusu Helvilerin topraklarında toplanmalarını emretti.

VIII.

1. Yukarıda belirtilen önlemler alınınca Lucretius geri çekilmek zorunda kaldı. Caesar, Lucretius'un kendi birliklerinin arasına girmekten çekindiğini görünce Helvilerin topraklarına gitmekten korkmadı. 2. Arvernler ve Helviler arasındaki Cevenna Dağı bulunmaktadır. Bu dağ yılın çok soğuk mevsimlerinde kalın kar tabakası yüzünden ilerlemeye engel oluyordu. Altı ayak derinliğindeki kar askerlerin büyük çabasıyla temizlendi. Daha sonra Arvernlerin sınırlarına ulaşıldı. Arvernler baskına uğradılar. 3. Çünkü Cevenna Dağı'nın kendilerini bir kale gibi koruduğunu zannediyorlardı. Senenin bu zamanında hiçbir yolcu geçitleri açık bulamamıştı. Caesar atlılara olabildiğince geniş bir alana yayılarak düşmanı korkutmalarını istedi. 4. Vercingetorix Caesar'ın yaptıklarını öğrendi. Korku içindeki Arvernler Vercingetorix'in etrafında toplanarak mallarını korumasını istediler. Savaş aleyhlerine dönmüştü. 5. Vercingetorix onların yalvarmalarıyla biraz yumuşadı ve ordugâhını Bituriglerin topraklarından Arvernlerin topraklarına geçirdi.

IX.

1. Fakat Caesar Vercingetorix'in yapacaklarını öngördüğü için iki gün sonra yedek birlikleri ve atlılar bulmak bahanesiyle buradan ayrıldı. Genç Brutus'u ardında bıraktığı birliklere komutan yaptı. 2. Brutus'a atlıların olabildiğince fazla bölgeyi yakıp yıkmalarını emretti. Kendisinin üç gün içinde ordugâha yeniden geleceğini söyledi. 3. Daha sonra hızlıca ilerleyerek umduğundan da çabuk bir sürede Vienna'ya vardı. 4. Birkaç gün önce gönderdiği süvariler orada hazır bekliyordu. İlerleyişine hiç ara vermeden Haeduların topraklarından geçerek Lingonların yanına geldi. Burada iki lejyon kışı geçirmekteydi. Böylece hızlı hareket ederek Haeduların kendisine bir suikast hazırlamasının önüne geçmeye çalışıyordu. 5. Lingonların topraklarına vardığından diğer lejyonları da yanına çağırdı. Bu işler Arvernlerin haberi olmadan yapıldı. 6. Vercingetorix lejyonların bir araya geldiğini öğrenince ordusunu yeniden Bituriglerin topraklarına geri çekti. Daha sonra bir Boi kenti olan Gorgobina'ya saldırmaya karar verdi. Caesar, Helvetlerle yaptıkları savaşta yenilen Boileri daha sonra Gorgobina kentine yerleştirmiş ve Haeduların himayesinde bırakmıştı.

X.

1. Vercingetorix'in geri çekilmesi Caesar'ın savaş planlarını bozdu. Kışın geri kalan zamanında lejyonlar bir arada olsalar bile Haeduların himayesindeki Boiler yenilince tüm Gallia ayaklanacaktı. Çünkü Caesar, dostlarını koruyamamış olacaktı. Lejyonlar kışlık ordugâhlarından zamanından önce çıkarlarsa bu kez de taşıma güçlüğünden dolayı yiyecek sıkıntısı baş gösterecekti. 2. Fakat Caesar yiyecek sıkıntısına katlanmayı dostlarını koruyamıyormuş gibi görünmeye tercih etti. 3. Bu nedenle Boilere haberciler gönderdi. Onlara Haeduların yiyecek getireceklerini, kendisinin geldiğini ve saldırılara karşı koymalarını söyledi. 4. Daha sonra Agedincum'da{35} iki lejyonu ve ağırlıklarını bırakarak Boilerin topraklarına doğru hareket etti.

XI.

1. Bir sonraki gün Senonların Vellaunodunum kentine geldi. Arkasında düşman kalmamasını sağlamak ve bir an önce yiyecek sıkıntısını gidermek için kente saldırmaya karar verdi. İki gün içinde kuşatma başladı. 2. Üçüncü gün teslim olmak için kasabadan elçiler geldi. Caesar silahların toplanmasını, yük hayvanlarının getirilmesini ve altıyüz rehine verilmesini istedi. 3. Bu işlerle ilgilenmesi için Trebonius'u kentte bıraktı. Kendisi ilerleyişini bitirebilmek için Carnutların Cenabum kentine doğru hareket etti. 4. Vellaunodunum'un kuşatıldığı haberi Cenabum'dakilere ulaşmıştı. İşin uzun süreceğini sanarak Vellaunodunum'un kuşatmasının uzun süreceğini düşünerek yardım için bir birlik göndermeye hazırlanıyorlardı. Fakat iki gün sonra Caesar buraya geldi. 5. Kentin önünde ordugâh kurdu. Saat geç olduğu için saldırıyı bir sonraki güne bıraktı. 6. Askerler kuşatma için gerekli emirleri verdi. Daha sonra Liger Nehri'nin üzerindeki köprünün Cenabum kentine bağlandığını görerek iki lejyonun silahlı bir şekilde yatmasını istedi. Geceleyin kenttekilerin kaçmasından korkuyordu. 7. Gece yansından bir süre sonra Cenabum halkı sessizce kasabadan çıktı ve nehri geçmeye başladı. Nöbetçiler olayı Caesar'a haber verdiler. 8. Caesar kapılan yaktırdı. Harekete hazır olmalarını emrettiği lejyonları içeri yollayarak kenti ele geçirdi. Düşmanın neredeyse tamamı yakalandı. İnsanlar köprünün ve yolların darlığından dolayı kaçamamışlardı. 9. Caesar, kenti yağmalattı ve askerlere ganimeti dağıttı. Daha sonra ordusunu Liger Nehri'nden geçirerek Bituriglerin sınırlarına vardı.

XII.

1. Caesar'ın yaklaştığını duyan Vercingetorix kuşatmadan vazgeçti ve Caesar'ın yolunu kesmeye karar verdi. 2. Caesar ise yolu üstündeki Bituriglerin Novidunus kentine saldırmaya karar verdi. 3. Kentten elçiler geldi. Canlarının bağışlanmasını istediler. Caesar da büyük bölümünü bitirdiği savaşı tamamlamak için atların çıkarılmasını ve rehinelerin verilmesini emretti. 4. Rehinelerin bir kısmı teslim edilmişti. Diğer istenilenler de yapılmak üzereydi. Birkaç yüzbaşı kalan silahlan ve hayvanları toplamakla görevlendirilmişlerdi. Bu sırada uzaktaki düşman atlıları göründü. Atlılar Vercingetorix'in ordusunun öncü birlikleriydi. 5. Kenttekiler düşman atlılarının kendilerine yardım için geldiklerini görünce harekete geçtiler. Silahlarını aldılar, kapıları kapadılar ve askerlerini surların üzerine çıkardılar. 6. Yüzbaşılar Galler'in yeni bir planlan olduğunu görünce hemen kapılan tutarak içerideki askerleri bir zarar görmeden dışarı çıkarmayı başardılar.

XIII.

1. Caesar ordugâhından atlılarını çıkararak düşmanın atlılarıyla savaşa başladı. Askerlerimizin zor durumda kaldıklarını görünce her zaman yanında hazır bulunan dörtyüz Germen atlısını yardıma gönderdi. 2. Galler Germen atlılarının saldırısına karşı koyamadılar. Çok fazla kayıp vererek ordunun geri kalan kısmının yanına çekildiler. Cenabumlular düşman bozguna uğrayınca yeniden korkup, kendilerine isyan etmeye zorlayan adamlarını yakalayıp Caesar'a teslim ettiler. Kendileri de onlarla beraber teslim oldular. 3. Daha sonra Caesar Bituriglerin topraklarındaki Avaricum'a gitti. Avaricum çok verimli bir yerdedir ve çok iyi bir şekilde korunmaktadır. Eğer Avaricum ele geçirilirse Biturigler yeniden Roma halkının egemenliğine gireceklerdi.

XIV.

1. Vellaunodunum, Cenabum, Novidunum'da üç kez bozguna uğrayan Vercingetorix adamlarını bir yerde toplanmaya davet etti. 2. Artık savaşın daha başka bir stratejiyle sürdürülmesi gerektiğini söyleyerek düşmanın yiyecek getireceği tüm yolların kapatılmasının gerekliliğini açıkladı. 3. Bu kolay olacaktı. Çünkü hem atlıları Romalıların atlılarından daha iyiydi hem de mevsim de yardımcı olacaktı. 4. Yiyecek toplanamazdı. Bu yüzden Romalılar çevredeki yerlere yiyecek bulmak için dağılacaklardı ve böylelikle atlılar onları yok edebilecekti. 5. Kişilerin mutluluğundan önce devletin mutluluğunun geldiğini ve bu nedenle düşmanın 6. Yiyecek aramak için gideceği her köyün ve evin yakılması gerektiğini anlattı. 7. Gallialıların yiyecek sıkıntısı olmazdı. Çünkü nerede savaş olursa o bölgenin kaynaklarından faydalanıyorlardı. Fakat Romalılar yiyecek bulamadıkça ordugah tan daha uzağa gitmek zorunda kalacaklardı. 8. Gallialılar da ya bu askerleri öldüreceklerdi ya da ağırlıkları ele geçireceklerdi. Ağırlıklar ele geçirilirse savaşın da bir anlamı olmazdı. 9. Ayrıca kendini koruyamayacak durumda olan kentler de yakılıp yıkılmalıydı. Böylelikle hem kendi asker kaçaklarının sığınabileceği yerler olmazdı hem de Romalıların kolayca yiyecek ve ganimet bulabilecekleri yerler ortadan kalkardı. 10. Sözlerini şöyle tamamladı: "Eğer bu önlemler acı ve ağır görünüyorsa, unutmayın ki karılarınızın ve çocuklarınızın köleleştirilmesi, kendinizin öldürülmesi çok daha acı ve ağırdır. Bilin ki bunlar mutlaka yenilenlerin başına gelecektir."

XV.

1. Vercingetorix'in düşünceleri oybirliğiyle kabul edilince aynı gün içinde yirmiden fazla Biturig kenti yakılıp yıkıldı. 2. Diğer kabilelerde de aynı şey yapıldı. Her yanda yangınlar görünüyordu. Büyük bir üzüntü duymalarına rağmen kendilerini avutuyorlardı. Kesin bir zafer kazanılınca kaybettiklerini yeniden ele geçirebilirlerdi. 3. Bir toplantıda Avaricum'un yakılması ya da savunulması hakkında tartışmaya başladılar. 4. Biturigler diğer Gallialıların ayaklarına kapanarak kabilelerinin süsü ve bekçisi, Gallia'nın en güzel kenti Avaricum'un yakılmamasını istediler. 5. Bulunduğu yer sayesinde kendilerini kolayca koruyabileceklerini söylediler. Çünkü her taraftan nehirler ve bataklıklarla çevrilmiş olan bu kentin sadece bir girişi vardı. O da çok dardı. İstekleri kabul edildi. 6. Vercingetorix önce kabul etmemesine karşın Bituriglerin yalvarmalarına dayanamadı. Daha sonra kenti korumak üzere birlikler görevlendirildi.

XVI.

1. Vercingetorix, Caesar'ın hemen ardındaydı. Ordugâhını Avaricum'dan onaltı mil uzakta bataklıklar ve ormanlar içindeki bir yere kurdu. 2. Nöbetçiler sayesinde hemen her saatte Avaricum'da olanları öğreniyordu yaptırmak istediği şeyleri emrediyordu. 3. Yem ve yiyecek toplamaya çıkanları gözetliyor, uzağa gidince de bundan faydalanıp askerlerimize büyük zararlar veriyordu. Askerlerimiz saldırılarını engellemek için değişik saatlerde değişik yollardan gidiyorlardı.

XVII.

1. Caesar, ordugâhını, şehrin nehirlerle ve bataklıklarla kapalı ve yukarda söylediğimiz gibi dar bir girişi olan yanında kurdu. Orada bir taraça, siperlikler ve iki kule yaptırmaya başladı. Çünkü arazinin durumu kuşatmaya uygun değildi. 2. Yiyecek için Boileri ve Haeduları zorluyordu. Fakat Haedular istekli olmadıkları için fazla yardım etmiyorlardı. Boiler ise küçük ve zayıf bir kabileydi. Çok da fazla malları olmadığı için ellerindeki hemen tüketivermişlerdi. 3. Böylece Boilerin fakirliği, Haeduların isteksizliği ve evlerin yakılması nedeniyle orduda bir yiyecek sıkıntısı başladı. Askerlerimiz günlerce yiyeceksiz kaldılar ve uzaklardaki köylerden hayvanlar getirerek karınları doyurdular. Fakat Roma halkının büyüklüğüne ve önceden kazandıkları zaferlere yakışmayacak bir tek laf söylemediler. 4. Caesar lejyonlara kıtlığa dayanmak çok zorsa kuşatmadan vazgeçilebileceğini söylediği zaman bile bunu kabul etmediler. 5. Yıllardır Caesar'a hizmet etmişlerdi ve hiçbir zaman şerefsizliğe uğramamışlar, hiçbir zaman yenilmemişlerdi. 6. Eğer kuşatmadan vazgeçilirse bu kendileri için bir şerefsizlik sayılırdı, 7. "Her türlü zahmete katlanmak, Cenabum'da Galler'in ihanetiyle öldürülmüş olan Romalıların intikamını alamamaktan daha iyidir" dediler. 8. Yüzbaşılar ve askeri tribunuslar da benzeri şeyler söylediler.

XVIII.

1. Caesar, kulelerin duvarlara yaklaştığı sırada yem bittiği için Vercingetorix'in ordugâhını Avaricum'a geri çektiğini öğrendi. Esirler Vercingetorix'in atlılar ve bunların arasında savaşmaya alışkın hafif silahlı yayalarla Romalıların yiyecek bulmak için gideceklerini düşündükleri yere pusu kurmaya gideceğini de söylediler. 2. Caesar gece yansı yola çıkarak sabaha karşı ordugâha ulaştı. 3. Caesar'ın gelişini hemen nöbetçilerden öğrenen Gallialılar arabalarını ve ağırlıklarını ormanların en sık yerlerinde sakladılar ve birliklerini açık bir araziye çıkardılar. 4. Caesar da hemen silahların hazırlanmasını emretti.

XIX.

1. Orada hafif eğimli bir tepe vardı. Tepenin etrafında yaklaşık elli ayak genişliğinde bir bataklık bulunuyordu ve geçilmesi oldukça zordu 2. Geçitleri kapatan Gallialılar bulundukları yere güvenerek tepeye çıkmışlardı. Tepede bataklığın yanındaki geçit ve ormanlar her kabile tarafından savunulmaktaydı. 3. Romalılar bataklığı aşmaya kalkıştıklarında saplanıp kalacaklar ve Gallialılar da yukarıdan kolayca saldırabileceklerdi. İki ordunun bu derece yakın olduğunu görenler Gallialıların eşit şartlarda bir savaşı kabul ettiklerini sanabilirdi. Fakat şartların eşit olmadığını görenler Gallialıların meydan okumasının boş bir iddia olduğunu anlarlardı. 4. Askerler, düşmanın bu kadar yakın bir yerden kendilerine bakmalarına sinirleniyorlar ve hemen savaşa başlamak istiyorlardı. 5. Fakat Caesar ancak birçok askerimizin ölümüyle zaferi kazanabileceğimizi söyledi. Kendi mutluluğunu hiçbir şeyden korkmayan askerlerimizin mutluluğundan öne çıkaramazdı. 6. Böylece askerleri sakinleştirdikten sonra aynı gün içinde yeniden ordugâha döndü. Avaricum'un kuşatılması için gerekli hazırlıkları yapmaya başladı.

XX.

1. Vercingetorix adamlarının yanına geldiğinde ihanetle suçlandı. Çünkü ordugâhı Romalılara yaklaştırmış, atlıları yanına alarak böyle büyük bir birliği komutansız bırakmış ve Vercingetorix'in ayrılmasından yararlanan Romalılar büyük bir fırsat bulacak hemen yakınlarına gelivermişlerdi. 2. Bütün bunların rastlantıyla ve önceden planlanmaksızın olamayacağını, onun Gallia krallığını kendi gücüyle değil, 3. Caesar'ın izniyle elde etmek istediğini söylüyorlardı. Vercingetorix suçlamalara şöyle yanıt verdi: Ordugâhı kendi ısrarları üzerine ve yem kıtlığından dolayı kaldırdığını, Romalılara daha fazla yaklaşmaktaki amacının doğal olarak kolayca korunabilecek bir yerin avantajlarından yararlanmak olduğunu, 4. ayrıca bataklıkta süvarilere gerek olmadığını ve atlıların götürüldükleri yerde daha yararlı olduklarını söyledi. 5. Komutanlığı hiç kimseye bırakmamasının nedeniyse yeni komutanın çoğunluğun isteğe savaşa girişmesinden korkmasıydı. Çünkü artık Gallialılar güçlüklere katlanamıyorlar ve bu yüzden bir an önce savaşa girmek istiyorlardı. 6. Eğer Romalılar tesadüfen gelmişlerse, Gallialıların şanslı olduklarını, bir casus tarafından çağırılmışlarsa, Gallialıların o casusa teşekkür etmeleri gerektiğini söyledi. Çünkü böyle yüksek bir yerden düşmanın kalabalık olmadığını görebildiklerini, çarpışmaya cesaret edemeyerek alçakça ordugâha çekilenlerin yiğitliklerini küçümseyebileceklerini anlattı. 7. Krallığı Caesar'dan almasına gerek olmadığım çünkü zaferi kazanırlarsa zaten bunu elde edeceğini, eğer komutanlığı daha çok kendi yararına kullandığını sanıyorlarsa komutanlığı geri verebileceğini de ekledi. 8. " Eğer söylediklerimin doğru olmadığına inanıyorsanız Romalı askerleri dinleyin." Dedi. 9. Birkaç gün önce yem bulmaya çalışırken yakaladığı, açlıkla ve zincirlerle işkence yaptığı köleleri getirtti. Kölelere soru sorulduğunda ne cevap verecekleri önceden öğretilmişti. Lejyoner olduklarını söylediler. 10. Açlık ve kıtlık yüzünden tarlalarda yiyecek bulmak için gizlice ordugâhtan kaçtıklarını, 11. Bütün orduda aynı sıkıntının olduğunu, hiç kimsenin dayanacak gücü kalmadığını, bu nedenle de eğer üç gün içinde kenti kuşatmada bir gelişme olmazsa Caesar'ın ordusunu geri çekeceğini söylediler. Vercingetorix "benim bu faydalarımı gördünüz. 12. Şimdi beni ihanetle suçluyorsunuz. Benim sayemde büyük bir ordunun açlıktan eriyip gittiğini görüyorsunuz. Ben yine önlem aldım. Düşman kaçarak kendini kurtarmaya çalıştığında hiçbir kabile onları kendi sınırlarına sokmayacak." dedi.

XXI.

1. Kalabalık bağırmaya başladı ve her zaman yaptıkları gibi silahlarına vurmaya başladılar. Gallialılar birinin konuşmasından hoşlanırlarsa genelde böyle yaparlar. Vercingetorix'in önemli bir komutan olduğunu, onun sadakatinden şüphelenmemek gerektiğini, savaşı yönetmek için daha iyi birinin bulunamayacağını söylediler. 2. Onbin kişinin kenti savunmakla görevlendirilmesine karar verdiler. 3. Çünkü kenti savunabilirlerse zaferi de kazanacaklarını düşünüyorlardı.

XXII.

1. Askerlerimizin benzersiz bir cesaretleri vardı. Ancak Gallialılar da her konuda önlem alıyorlardı. Gerçekten Gallialılar kendilerine öğretilen bir şeyi yapmak ya da taklit etmek konusunda çok becerikli insanlardır. 2. Kancalarımızı, ilmiklerle yerlerinden oynatmaya çalışıyorlar, yakaladıkları zaman bucurgatlarla onları içeri çekiyorlardı. Ayrıca taraçanın altına lağımlar kazıyorlardı. Bu işlerde çok becerikliydiler. Çünkü ülkelerinde önemli demir madenleri bulunur. Bu nedenle de her çeşit lağımı tanınırlar ve kullanılır. 3. Ayrıca korunaklara birkaç katlı kuleler yapmışlar ve kuleleri derilerle kaplamışlardı. 4. Gece gündüz demeksizin çıkış hareketleri yapıyorlar ve taraçayı yakmaya çalışıyorlardı. Sürekli olarak surlardaki askerlerimize saldırıyorlardı. Taraçaya yaptığımız eklerle kulelerimizi yükselttikçe düşman da aynı şeyi yaparak kuleleri aynı yüksekliğe çıkarıyordu. 5. Uçları yanmış ve sivriltilmiş direklerle lağımlarımızı açarak ilerleyişimizi durdurmaya uğraşıyorlar, kaynamış katran ve çok ağır taşlarla onların duvarlara yaklaşmasını engelliyorlardı.

XXIII.

1. Gallialıların surları şöyledir: İki ayak aralıkla direkler bütün duvar boyunca ve dikey olmak üzere yere koyulur. 2. Direkler içten bağlanır ve bol toprakla örtülür. Ayrıca direkler arasındaki aralıklar da taşlarla kapatılır. 3. Direkler yerleştirilip bağlandıktan sonra bir sıra daha konulur. Fakat iki sıra direkler birbirine dokunmaz. Aralarına taşların konulmasıyla daha düzenli bir hal alır. 4. Duvarın yüksekliğine ulaşıncaya dek böyle kat kat direkler koyulmaya devam edilir. 5. Sur görünüşü ve rengi bakımından çirkin sayılmaz. Birbirini izleyen direkler ve taşlar düz bir hat üzerindedir. Bu durum savunma için çok elverişlidir. Çünkü taş yangına, kereste de şahmerdana karşı korur. Çoğu yerde bu direkler kırk ayak uzunluğundaki kirişlerle birbirlerine bağlandıkları için üzerlerinde bir delik açılması ya da yıkılması çok zordur.

XXIV.

1. Bütün bunlar kuşatmayı zorlaştırıyordu. Sürekli devam eden soğuk ve yağmurlar askerlerimizi etkilemedi ve sürekli çalışarak zorlukları yendiler. Yirmibeş gün içinde üçyüzotuz ayak genişliğinde ve seksen ayak yüksekliğinde bir taraça yaptılar. 2. Taraça neredeyse duvara değmek üzereydi. Caesar da her zamanki gibi korunakların yakınında kalıyordu. Askerlerin ara vermeden çalışmalarını' Sağlıyordu. Üçüncü nöbetten kısa bir süre önce taraçada yangın çıktığı görüldü. Düşmanlar onu bir lağımla ateşe vermişlerdi. 3. Ayrıca surun üzerindekilerin çığlıkları işitildi. Kulelerinin her iki yanındaki kapılardan bir çıkış hareketi yapıldı. 4. Düşmanların bazıları taraçanın üzerine kuru odun ve çıra atıyor, bazılarıysa zift ve yangın çıkarak diğer bir takım şeyler döküyorlardı. Askerlerin nereye gidecekleri ve kime yardım edecekleri konusunda karar vermek çok zordu. 5. Fakat Caesar'ın emriyle her zaman iki lejyon ordugâh önünde kaldığı ve çok sayıda insan iş başında olduğu için sorun çıkmadı. Kimileri çıkış hareketlerine engel oldu, kimileri kuleleri geri çekti ve taraçayı kesti. Ayrıca ordugâhtaki tüm askerler yangını söndürmek için dışarı çıktılar.

XXV.

1. Gecenin geri kalan kısmında çarpışma devam etti ve düşmanın zafer ümidi hep canlı kaldı. Şimdi daha ümitlenmişlerdi. Çünkü kule siperliklerinin yanmıştı ve askerlerin yardım etmeleri kolay değildi. Düşman yorulanların yerine yenilerini koyuyordu. Gallia'nın bağımsızlığının o ana bağlı olduğunu sanıyorlardı. Tam bu sırada önümüzde olan bir olayı dikkate değer bulduğumuz için burada anlatmak istiyoruz: 2. Bir Gallialı kentin kapısı önünde zift ve yağ parçalarını yanmakta olan kuleye atıyordu. Sol tarafından bir "akrep atışı"yla vurulunca öldü. 3. Yanındaki adam o öldürülünce cesedi üzerinden atlayarak aynı işi yapmaya başladı. 4. İkinci adam da bir "akrep atışı"yla öldürülünce üçüncü ve daha sonra dördüncü adam aynı işi yapmaya devam etti. Taraçadaki yangın sona erinceye kadar o bölge hiç boş bırakılmadı. Düşman geri püskürtülünce çarpışma bitti.

XXVI.

1. Yaptıklarının bir işe yaramadığını gören Gallialılar ertesi gün kentten ayrılmaya karar verdiler. Vercingetorix de aynı düşüncedeydi. 2. Geceleyin çıkarlarsa fazla kayıp vermeyeceklerini sanıyorlardı. Çünkü Vercingetorix'in ordugâhı kentten uzak değildi. İki ordugâh arasındaki bataklık Romalıların onları kovalamasına engel olurdu. 3. Geceleyin kaçmaya hazırlandıkları bir sırada birdenbire kadınlar evlerinden fırladılar ve adamların ayaklarına kapanmaya başladılar. 4. Yaşlı olan kendilerinin ve güçsüz olan çocuklarının düşmana bırakılmamasını istiyorlardı. 5. Erkeklerin düşüncelerinde bir değişiklik olmadığını görünce (çünkü böyle zamanlarda korku acıma duygusunu yok eder) kaçtıklarını işaret vererek Romalılara haber vermeye başladılar.

XXVII.

1. Bir sonraki gün Caesar'ın yaptırdığı korunaklar tamamlanmıştı ve bir de kule yapılmıştı. Birdenbire şiddetli bir yağmur başladı. Havanın planın uygulanmasına yardım edeceği düşünüldü. Çünkü surdaki adamların sayısı her zamankinden daha azdı. Caesar askerlerine biraz yavaş davranmalarını söyleyerek yapılmasını istediği şeyi anlattı. 2. Lejyonlar siperliklerin içinde gizlice harekete hazırlandılar. Caesar askerlerini büyük zorlukların meyvesini almaya çağırdıktan sonra sura ilk çıkacak olana büyük ödüller vaat etti. 3. Askerlerimiz aniden her yandan saldırıya başladılar ve düşmanı kuşattılar.

XXVIII.

1. Düşman dehşete düşmüştü. Surdan ve kulelerden aşağı püskürtüldüler. Bunun üzerine agorada ve açık yerlerde kama şeklindeki kütleler halinde beklemeye başladılar. Saldırıldığı zaman saf kurarak sonuna kadar çarpışmak istiyorlardı. 2. Hiç kimsenin düz yere inmediğini, fakat askerlerin bütün duvar boyunca her yandan içeri girdiklerini görünce, kaçış ümitlerinin tamamen kaybolmaması için silahlarını bıraktılar. Hızla kentin en uzak noktalarına koşuştular. 3. Kimileri kapılarda sıkışıp askerlerimiz tarafından öldürüldü, kimileriyse kapılardan çıktıktan sonra atlılarımıza yakalandı. Kimse kenti yağmalamayı aklına getirmedi. 4. Böylece Cenabum'da askerlerimizin öldürülmesine ve kuşatmanın zorluklarına kızmış olan askerlerimiz yaşlılara, kadınlara ve çocuklara acımadılar. 5. Kırkbin kişinin ancak sekizyüzü Vercingetorix'in yanına gelebildi. Kaçanlar ilk defa çığlıklar atıldığında kentten fırlayabilenlerdi. Vercingetorix geceleyin sessizce kaçanların yollarını kesti. 6. Çıkardıkları gürültüden ve halkın merhametinden dolayı bir isyan çıkmasından korkuyordu. Bu nedenle arkadaşlarını ve kabile önderlerini belirli aralıklarla yol boyunca sıralayarak gelenleri birbirinden ayırmak ve ordugâhta kabilelerine ayrılmış bölüme götürebilmek için önlem aldı.

XXIX.

1. Vercingetorix ertesi gün bir toplantı yaparak kaçanları teselli etti. Ümitsizlik içinde olmamalarını ve yaşanılan felaketten dolayı korkmamalarını söyleyerek, 2. Romalıların cesaretle ve bir çarpışmayla değil, teknikle ve kendilerinin tecrübesiz oldukları kuşatma sanatındaki becerileri sayesinde zafer kazandıklarını söyledi. 3. "Savaştaki her şeyin başarılı olacağım sananlar yanılırlar 4. Ben Avaricum'un savunulmasını hiçbir zaman istemedim. Bunu biliyorsunuz. Fakat Bituriglerin akılsızlığı ve diğer kabilelerin de haddinden fazla hoşgörüsü yüzünden yenildik. 5. Fakat ben daha büyük bir başarıyla bu yenilgiyi unutturacağım. 6. Çünkü arası bozuk olan tüm Gallia kabilelerini birleştirerek Gallia için sadece bir tek yol izleyeceğim. Birleşirsek kimse bize karşı koyamaz. Bu iş şimdiden başarılmış sayılır. 7. Güvenliğimiz için ordugâhı korunaklı hale getirmeliyiz. Ancak böyle yaparak düşmanın saldırısına karşı koyabilirsiniz."

XXX.

1. Gallialılar konuşmadan hoşlandılar. Ayrıca hem bir bozguna uğramalarına karşın komutan umutsuzluk içinde değildi hem de ordunun gözü önünden kaybolmamıştı. 2 Onun herkesten daha ileriyi gördüğünü, daha iyi düşündüğünü sanıyorlardı. Çünkü daha önceden Avaricum'un yakılmasını ve terk edilmesini söylemişti. 3. Diğer komutanlar aldıkları yenilgilerle etkilerini kaybederken Vercingetorix her yenilgiyle daha da büyüyordu. 4. Ayrıca diğer kabileleri birleştireceğini de söylüyordu. Bunun üzerine Gallialılar ordugâhlarını korunaklı bir hale getirmeye başladılar. Öyle inançlıydılar ki sıkıntılara pek katlanmayı sevmeyen insanlar olmalarına karşın bu kez her söylenileni yapıyorlardı.

XXXI.

1. Vercingetorix ise diğer kabileleri birleştirmek konusundaki sözünü tutmaya çalışıyordu. Onlara çeşitli hediyeler gönderiyor ya da ödüller vaat ediyordu 2. Bu işler için her kabilenin kalbini avlayabilecek ve dostluğunu kazanabilecek kimseleri görevlendiriyordu. Avaricum'un ele geçirilmesinden sonra 3. kaçanlara silah ve diğer araç gereçleri verdi, 4. Eksilen askerlerini arttırabilmek için her kabileden askerler istedi. Hangi sayıda askerin ne zamana kadar gelmesi gerektiğini de bildirdi. Ayrıca Gallia'da çok fazla sayıda bulunan okçuların da bulunup kendisine gönderilmesini istedi. Böylece, Avaricum'daki kayıplarını çabucak giderdi. 5. Bu aralık Ollovicum'un oğlu ve Nitiobriglerin kralı Teutomatus, (babasına Roma senatosu tarafından dost unvanı verilmişti), büyük bir süvari birliği ile yardıma geldi. Birliğin bir bölümü kendine aitti, bir bölümünüyse Aquitania'dan para vererek almıştı.

XXXII.

1. Caesar birkaç gün Avaricum'da kaldı. Orada bol bol yiyecek vardı. Ordunun tüm eksikleri giderildi. 2. Artık kış da sona ermek üzereydi. Mevsimin kendisi insanları savaşa çağırıyor gibiydi. Düşmanı bataklık ve ormanlardan çıkarmak ya da kuşatmayla yenebilmek fırsatlarını bulabilmek için yola çıktı. Bu sırada Haedular bir elçi heyeti gönderdiler. 3. Kabileleri büyük bir sıkıntı içine düşmüştü ve yardım istiyorlardı. Söylediklerine göre durum çok tehlikeliydi. Çünkü önceden beri krallık bir yıllığına bir kişiye verilirdi. Şimdiyse iki kişi birden kraldı ve her ikisi de krallığın yasal olarak kendilerine ait olduğunu söylüyorlardı. 4. Birincisi zengin ve ünlü bir genç olan Convictolivatis'ti. Diğeriyse çok eski bir ailenin oğlu olan Cotus'tu. Cotus birçok aile ile akraba idi ve Gallia üzerinde büyük etkisi vardı. Erkek kardeşi Valetiacus bir yıl önce krallık yapmıştı. Herkes silahlanmıştı. 5. Senato ve halk ikiye ayrılmıştı. Her ikisinin de taraftarları vardı. Eğer bu durum bir süre daha devam ederse iç savaş çıkacaktı. Bunu engellemek ise ancak Caesar'ın yapabileceği bir şeydi.

XXXIII.

1. Caesar savaşı yarıda bırakmayı uygun bulmuyordu. Ancak Roma halkına böyle büyük bir bağlılık göstermiş olan Haedulara da yardım etmesi gerekliydi. Ayrıca kendine güveni az olan partinin Vercingetorix'ten yardım istemesi de söz konusu olabilirdi. Bunun da önüne geçmek için öncelikle Haedulara yardım etmeye karar verdi. 2. Haeduların yasalarına göre kralların görev başındayken sınırlarının dışına çıkması yasaktı. Onların yasalarına ve geleneklerine saygısızlık etmemek için kendisi Haeduların topraklarına gitmeye karar verdi. Senatörlerin ve kavgalıların Decetia'da toplanmalarını ve kendisiyle buluşmalarını emretti. 3. Bütün kabile halkı orada toplanmıştı. Bu sırada şunu öğrendi: Yasal olarak toplanılması uygun olmayan bir yer ve zamanda bir toplantı yapılmış ve erkek kardeşlerden biri diğerini kral seçildiğini ilan etmişti. Fakat yasal olarak aynı aileden iki kişi hayattayken aynı göreve getirilemezlerdi hatta senatoya bile giremezlerdi. 4. Bunun üzerine Caesar Cotus'un krallıkta hakkı olmadığına karar verdi. Kral yokken rahipler tarafından bu mevkie seçilmiş olan Convictolivatis'i krallığa getirdi.

XXXIV.

1. Sorun çözüldükten sonra Haedulardan kavgayı bırakmalarını ve tüm dikkatlerini savaşa vermelerini istedi. Gallia'nın tamamı ele geçirildikten sonra Haedular da ödüllerini alacaklardı. Yiyecek sevkiyatını korumaları için ayrı ayrı yerlerde görevlendirilmek üzere onbin yaya göndermelerini istedi. Orduyu ikiye böldü: 2. İki lejyonu Senonların ve Parisilerin üzerine götürmesi için Labienus'a verdi. Kendisi süvarileri Elaver Nehri boyunca ilerleyerek Arvernlerin topraklarındaki Gergovia kentine doğru götürdü. Birliğin bir kısmı Labienus'un emrine verildi. Geri kalanlar Caesar'ın yanında kaldılar. 3. Vercingetorix Caesar'ın yaptıklarını öğrenince nehir üzerindeki bütün köprüleri yıktırdı. Nehrin diğer yakasından ilerlemeye başladı.

XXXV.

1. İki ordu nehrin kıyıları boyunca ilerlerken birbirlerini görebiliyor ve karşı karşıya ordugâh kuruyorlardı. Düşmanlar Romalıların köprü kurarak birliklerini karşıya geçirmelerini engellemek için çeşitli aralıklarla birlikler yerleştirmişti. Caesar zor bir durumdaydı. Yazın büyük bir kısmı boyunca nehir yüzünden ilerleyemeyecekti. Çünkü Elaver sonbahardan önce geçit vermez. 2. Bunun üzerine Caesar, ordugâhını Vercingetorix'in yıktırdığı köprülerden birinin karşısındaki ormanlık yere kurdu. Bir sonraki gün iki lejyonla beraber gizlice orada kaldı. 3. Her zaman yaptığı gibi geri kalan birliklerini ve ağırlıkları gönderdi. Lejyonların sayısının azalmış olduğunun görünmemesi için bazı taburların arasını açtı. 4. Olabildiğince uzağa gitmelerini istedi. Düşmanın ordugâha gireceğini düşündüğü saatte alt bölümleri sağlam kalmış olan kazıkların üzerine yeniden köprü inşa ettirmeye başladı. 5. Çabucak köprü kuruldu ve lejyonlar karşıya geçirildi. Ordugâh kurulması için uygun bir yer bulunduktan sonra diğer birlikler çağırıldı. 6. Vercingetorix Romalıların nehri aştıklarını görünce isteğinin dışında bir savaşa girmemek için ilerleyişine hız verdi.

XXXVI.

1. Caesar beş gün sonra Gergovia'ya ulaştı. Beşinci gün hafif bir atlı çarpışması oldu. Kent yüksek bir tepenin üzerindeydi. Ayrıca kentin etrafında sarp geçitler vardı. Caesar kentin durumunu inceledikten sonra saldırı yapılarak buranın ele geçiremeyeceğini anladı. Yiyecek sıkıntısı çözülene dek kuşatmaya başlamamaya karar verdi. 2. Vercingetorix ise ordugâhını kentin yakınına kurmuştu. Ordu kısa aralıkla Caesar'ın çevresindeydi. Dağların üzerinde kuş bakışı görebilme fırsatı olan her yer düşmanlar tarafından işgal edilmişti. Manzara çok korkunçtu. 3. Savaş meclisinde kendisine yardım eden tüm kabile önderlerini her sabah şafak zamanında ordugâhında topluyordu. Çünkü her gün söyleyeceği ve bildireceğini yeni şeyler oluyordu. 4. Hemen her gün okçularında da katıldığı bir atlı çarpışması oluyordu. Kasabanın karşısında ve dağın eteğinde bir tepe vardı. 5. Tepe çok korunaklı bir yerdeydi ve her tarafı uçurumdu. Askerlerimiz tepeyi ele geçirdikleri takdirde düşmanın su ve yem kıtlığına düşeceğine inanıyorlardı. 6. Tepe çok güçlü olmayan bir muhafız birliği tarafından korunuyordu. 7. Caesar geceleyin sessizce ordugâhtan çıktı ve kentten yardım gelmesine fırsat bırakmadan tepenin muhafızlarını oradan kovdu. Tepeye iki lejyon yerleştirdikten sonra küçük ordugâhtan büyüğe iki ayak genişliğinde çift hendek kazdırdı. Böylece düşmanın herhangi bir baskın yapma tehlikesi olmadan askerlerimiz her iki ordugâh arasında diledikleri gibi gidip gelebileceklerdi.

XXXVII.

1. Öte yandan Caesar'ın krallığı verdiği Haedu kabilesinden Convictolitavis Arvernlerin verdiği rüşvetle bazı insanlarla görüşmelere başladı. Görüştükleri arasında soylu bir ailenin genç çocukları olan Litaviccus ve kardeşi de vardı. 2. Aldığı rüşveti onlarla paylaştı. Bağımsız doğduklarını asla unutmamaları gerektiğini, 3. Gallia'nın bağımsızlığı için tek engelin Haedu kabilesi olduğunu, birçok kabilenin kendilerinden korkarak harekete geçemediklerini, eğer Haedular da isyana katılırlarsa Romalıların Gallia'da tutunacakları bir dal kalmayacağını söyledi. 4. Caesar'ın kendisine bazı iyilikleri olmuştu. Fakat bunlar sadece haklı isteklerinin yerine getirilmesi demekti. Fakat bağımsızlık daha önemli bir konuydu. 5. Neden Haedular kendi haklan ve yasalarıyla ilgili bir şey için Caesar'ın yanına gidiyorlardı da Caesar Haedulara gelmiyordu? 6. Convictolitavis'in sözleri ve parasıyla baştan çıkan bazı gençler isyana önderlik yapabileceklerini bildirdiler. İsteklerini gerçekleştirebilmek için ne yapacaklarını araştırmaya başladılar. Çünkü Haedu kabilesinin isyana katılması zor görünüyordu. 7. En sonunda Litaviccus'un savaş için Caesar'a gönderilecek onbin askerin başına geçirilmesine ve bu askerlerin Litaviccus tarafından götürülmesine karar verdiler. Kardeşleri daha önce Caesar'ın yanına gideceklerdi. Planın geri kalan kısmının da nasıl uygulanacağı kararlaştırıldı.

XXXVIII.

1. Litaviccus ordunun başına geçti. Gergovia'ya otuz mil uzaklıktayken askerleri yanına topladı ve ağlayarak: "Askerler nereye gidiyorsunuz? 2. Bütün atlılarımız, bütün önderlerimiz öldürüldü. Kabilemizin önderleri Eporedorix ile Viridomarus, Romalılar tarafından ihanetle suçlandılar ve yargılanmaksızın öldürüldüler. 3. Olaydan kurtulanlar size anlatacaklar. Çünkü bütün kardeşlerim, bütün akrabalarım öldürüldükten sonra duyduğum üzüntü olanları size anlatmamı engelliyor." 4. Söyleyecekleri kendilerine anlatılmış olan adamlar oraya getirildi. Litaviccus'un tembihlediği şeyleri askerlere anlattılar: 5. Arvernlerle konuştukları söylenerek Haedu atlılarının çoğunun öldürüldüğünü, kendilerinin ise saklanarak kurtulduklarını anlattılar. 6. Haedular bağırarak Litaviccus'tan kendilerine yardım etmesini istediler. Litaviccus şöyle konuştu: "Önlem alınacak bir şey yok. Yapabileceğimiz tek şey bir an önce Gergovia'ya gidip Arvernlerle birleşmektir. 7. Yoksa Romalıların bu kadar iğrenç bir suç işledikten sonra şimdi de bizi öldürmeye koştuklarını görmüyor musunuz? Biraz cesaretimiz varsa iğrenç şekilde öldürülenlerin intikamını alalım. 8. Bu haydutları yok edelim!" Ordudaki Roma vatandaşlarını gösterdi. 9. Romalıların yiyeceklerini yağmaladı. Kendilerini de işkence yaptırtarak öldürttü. 10. Haedu kabilesine haber göndererek atlıların ve önderlerin öldürüldüğü haberini yaymaya devam etti ve hep beraber bu cinayetin intikamının alınmasını istiyordu.

XXXIX.

1. Eporedorix çok soylu bir gençti ve kabilesinde büyük etkisi vardı. Yaşı ve halk tarafından sevilmesi bakımından Eporedorix ile denk fakat soyluluk bakımından ondan daha aşağı bir seviyede olan Viridomarus ise Caesar'a Diviciacus tarafından tavsiye edilmişti. Caesar da Viridomarus'u yüksek bir mevkie çıkarmıştı. Caesar'ın isteğiyle belli sayıdaki süvari ile yardıma gelmişlerdi. 2. Bu iki kişi krallığı ele geçirebilmek için birbirleriyle mücadele ediyorlardı. Haedu devletindeki son krallık tartışmasında birisi Convictolitavis adına diğeriyse Cotus adına çalışmıştı. 3. Eporedorix, Litaviccus'un amacını öğrenince gece yarısı konuyu Caesar'a anlattı. Bu kötü niyetli gençlerin yaptıkları yüzünden Romalılarla Haeduların arasının bozulmamasını istedi. Binlerce adam düşmanla birleşirse ortada büyük bir tehlike olurdu. Çünkü akrabaları onların yaptıklarına seyirci kalamazlardı ve devlet de bunu önemsiz bir şey olarak göremezdi.

XL.

1. Caesar olanlardan büyük korku duydu. Çünkü Haedu kabilesine her zaman büyük sevgi göstermişti. Hemen ağırlıkları ordugâhta bırakarak dört lejyonla atlıları ordugâhtan çıkardı. 2. Ordugâhın bulunduğu yeri küçültmek için zaman yoktu. Zafer hızımıza bağlı gibiydi. Gaius Fabiusu ordugâhı koruması için iki lejyonla beraber ordugâhta bıraktı. 3. Litaviccus'un kardeşlerinin yakalanmasını emretti. Fakat onlar düşmanın yanına ulaşmışlardı. 4. Askerlerini böyle olağan dışı koşullarda yapacaklarından şikâyet etmemeleri için cesaretlendirdikten sonra yirmibeş mil kadar ilerledi. Bu sırada Haeduların ordusu göründü. Atlılarını göndererek düşmanın yürüyüşünü durdurdu ve ilerlemesini engelledi. Askerlere hiç kimseyi öldürmemelerini söyledi. Haeduların öldürüldüklerini duydukları Eporedorix ve Viridomarus'un atlıların arasında dolaşmalarını ve kendi adamlarına seslenmelerini söyledi. 5. Böylece Litaviccus'un hilesi ortaya çıktı. 6. Haedular teslim olmak için ellerini uzatmaya başladılar ve silahlarını attılar. 7. Litaviccus yanındakilerle beraber Gergovia'ya kaçtı. Gallialıların geleneklerine göre en umutsuz durumlarda bile efendilerini terk etmek en büyük cinayettir.

XLI.

1. Caesar savaş yasalarına göre teslim olanları öldürebilirdi. Fakat sadece insanlığı yüzünden öldürmediği söylemek üzere Haedulara haberciler gönderdi. Orduyu üç saat kadar dinlendirdikten sonra Gergovia'ya gitti. 2. Yoldayken Fabius'un yanından gelen atlılar çok tehlikeli bir durumda olduklarını söylediler. Ordugâha çok kalabalık bir şekilde saldırıldığını, düşmanın yorulan birlikler yerine yenilerini geçirebildiğini fakat ordugâh büyük olduğu için askerlerimizin benzeri bir şansa sahip olmadıklarını belirttiler. Oklar ve diğer atılan şeyler yüzünden çok sayıda askerimiz yaralanmıştı. 3. Fakat mancınıklar sayesinde saldırılara karşı koyulabiliyordu. 4. Düşman biraz geri çekildiklerinde Fabius, ikisi dışında tüm kapıları kapatıyor, duvara siperlikler koyuyor ve bir sonraki gün yapılacak saldırıya hazırlanmaya çalışıyordu: 5. Caesar hemen yola çıkarak askerlerin büyük çabasıyla sabaha karşı ordugâha geldi.

XLII.

1. Gergovia civarında bu olaylar olduğu sırada Haedular Litaviccus'un yaydığı haberleri öğrendiler. 2. Duyduklarını araştırmaya gerek görmeden ve ırklarına özgü düşüncesizliğin etkisine kapılarak bir söylentiyi olmuş gibi kabul ederek 3. Roma vatandaşlarının eşyasını yağmaladılar, bir kısmını öldürdüler, bir kısmını da köle olarak sattılar. 4. Convictolitavis yangına körükle gidiyor, halkın çılgınlık yapmasını sağlıyordu. Convictolitavis bu cinayeti işleyenlerin uslanmaktan utanacaklarını söylüyordu. 5. Lejyonların yanına gitmek üzere hazırlanan askeri tribunus Marcus Aristius'u öldürmemeye söz vererek Cabillonum Kalesi'nden dışarı çıkardılar. Kaleye ticaret yapmak için yerleşmiş olanları da çıkmaya zorladılar. 6. Yola çıkar çıkmaz mallarını yağmaladılar. Romalılar kendilerini savunmaya kalkışınca kuşatıldılar. Her iki taraf da ağır kayıplar verdi. Düşman da bunun üzerine daha kalabalık birlikler getirdi.

XLIII.

1. Haedu askerlerinin Caesar'a teslim olduğunu öğrendikten sonra Aristius'un yanına gittiler. Planlarından ve yaptıklarından devletin asla sorumlu olmadığını iddia ettiler. 2. Yağma edilen eşyalar hakkında soruşturma açılmasını emrederek Litaviccus'un ve kardeşlerinin mallarına el koydular. Kendilerini temize çıkarmak için Caesar'a elçiler gönderdiler. 3. Akrabalarını kurtarmak için böyle yapıyorlardı. Fakat cinayetle lekelenmişler, yağmalanan eşyadan sağladıkları kara kendilerini kaptırmışlardı. Yağmalama olayına çok sayıda insan katılmıştı. Cezalandırılmaktan korkarak isyan çıkarmaya ve elçiler göndererek diğer kabileleri de kendilerine katılmaya çağırdılar. 4. Caesar olanların farkındaydı. Buna karşın elçileri nazikçe karşıladı. Alt tabakadaki insanların cahilliği ve düşüncesizliği nedeniyle Haedulara kızgın olmadığını, onlara beslediği iyi duyguların azalmadığını söyledi. 5. Caesar Gallia'da daha büyük bir isyan başlamasını beklemiyordu. Gergovia'ya önünden ordusunu çekip, bir yerde toplamak istiyordu. Çünkü tüm kabileler tarafından kuşatılmak istiyordu. 6. Fakat geri çekilmeyi sanki bir kaçış hareketiymiş gibi göstermemek için önlemler almaya başladı.

XXLIV.

1. Tüm bunlar hesaplanırken ortaya bir başarı fırsatı çıktı. Korunakları denetlemek için küçük ordugâha geldiğinde daha önceden düşman tarafından ele geçirilmiş ve o zaman kalabalık yüzünden zemini bile olmayan bir tepenin boş bırakıldığını gördü. 2. Duruma şaşırarak nedenini sordu. 3. Herkes Caesar'ın daha önceden keşif birliklerinden öğrendiği bilgiyi tekrarladılar. Tepenin üst tarafının düz olduğunu fakat kentin diğer yanına bakan kısmın ormanlık ve dar olduğunu söylediler. Gallialıların bu tepeden çok korktuklarını söylediler. Eğer Romalılar tepeyi ele geçirirlerse kuşatılacaklarını ve çıkış için uygun bir yer ve yem bulamayacaklarını sanıyorlardı. Vercingetorix bu nedenle askerlerinin tepeyi ele geçirmeleri emretti.

XLV.

1. Caesar gece yarısından sonra atlıları tepeye gönderdi. Atlıların her zamankinden daha fazla gürültü çıkararak her yönü aramalarını istedi. 2. Şafak zamanında ordugâhtan çok sayıda yük katın getirerek semerlerini çıkarttı. Katırcıların miğferlerini takarak sanki atlı birlikleriymiş gibi etrafta dolaşmalarını emretti. 3. Gösteriş yapmak için katırcıların yanına birkaç atlı daha gönderdi. Bu atlılar daha uzak bölgeleri tarayacaklardı. Uzun bir süre sonra tüm atlılar aynı yerde toplanacaktı. 4. Olanlar kentten görünebiliyordu. Çünkü Gergovia'dan ordugâha kuşbakışı bir şekilde bakılabiliyordu. Fakat o kadar uzaktan bir şey anlaşılamıyordu. 5. Bir lejyonu aynı tepeye gönderdi. Biraz ilerlettikten sonra alçak bir yerde durdurdu, ağaçlar arasına gizledi. 6. Galler'in şüphesi artmıştı. Bütün birliklerini o bölgeye çekerek korunak yapmaya başladılar. 7. Caesar, düşman ordugâhının boş kaldığını gördü. Askerlerinin miğferlerini ve savaş sancaklarını saklattırdı. Düşmanın dikkatini çekmemek için lejyonları küçük gruplar halinde büyük ordugâhtan küçüğe geçirdi. Her lejyonun komutanlarına yapılması gereken şeyleri anlattı. 8. Askerlerin savaşın coşkusu içinde daha fazla ganimet bulabilmek için uzaklara gitmelerini yasakladı. 9. Arazinin düz olmasının sıkıntılarından söz etti. Ancak hızlı davranarak arazinin dezavantajları yok edilebilirdi. Bu muharebe değildi bir baskındı. 10. Daha sonra saldırı işareti verdi. Haeduları da sağ yandaki yokuştan harekete geçirdi.

XLVI.

1. Eğimleri saymazsak yokuşun başladığı ova ile kent arasındaki uzaklık binikiyüz adımdı. 2. Hafif eğim yolu uzatıyordu. 3. Düşman tepeye çıkan yolun ortasında büyük taşlardan altı ayak yüksekliğinde bir duvar yapmışlardı. Tepenin aşağısını boş bırakmışlardı, yukarı kısmı ise kentin surlarına kadar çok sayıda ordugâhla doldurmuşlardı. 4. Askerler işaret verilince hemen duvara ulaştılar. Duvarları geçtikten sonra üç ordugâhı ele geçirdiler. 5. Askerlerimiz o kadar hızlı hareket ettiler ki Nitiobriglerin kralı Teutomatus çadırında öğle uykusundayken baskına uğratıldı. Askerlerimizin elinden yarı çıplak bir şekilde kaçarak kurtulabildi. Üstelik atı da yaralanmıştı.

XLVII.

1. Caesar amacına ulaşınca geri çekilme borusunu çalınmasını emretti. Yanında bulunan onuncu lejyonu durdurdu. Fakat diğer lejyonlardaki askerler sesi duymadılar. 2. Çünkü arada çok geniş bir vadi vardı. Fakat tribunuslar ve lejyon komutanları Caesar'ın emrini dinlettirmeye çalıştılar. 3. Fakat askerlerimiz düşmanın kaçtığını görünce eski başarılarını da hatırlayarak yiğitlikleriyle elde edemeyecekleri hiçbir şey olmadığını düşündüler. Kaleye ve kentin kapılarına yaklaşıncaya kadar kovalamaktan vazgeçmediler. Gerçekten de o zaman şehrin her yanından bağrışmalar duyuldu. 4. Daha uzaktakiler ani gürültüden çok korktular. Düşmanın kapılardan içeri girdiğini sanarak kasabadan dışarı çıktılar. 5. Kadınlar elbiselerini ve gümüş eşyalarını duvardan atıyorlar, çıplak göğüsleriyle sur üzerinden sarkarak ve ellerini uzatarak Romalıların canlarını bağışlamasını istiyorlardı. Avaricum'da yaptıkları gibi kadınları ve çocukları öldürmemeleri için yalvarıyorlardı. 6. Kimileri kadınları ellerinden tutarak surdan aşağı sarkıtılıyor, askerlere teslim ediyorlardı. 7. Sekizinci lejyonun yüzbaşılarından Lucius Fabius yanına bölüğünden üç adam aldı. Fabius Avaricum'da yapılan yağmanın kendisine yetmediğini söylemişti. Adamlarının omuzlarına basarak surun üstüne çıktı. Daha sonra adamlarını çekerek yukarıya çıkardı.

XLVIII.

1. Gallialılar ise bu sırada kentin önünde bir korunak yapmak için toplanmışlardı. Önce gürültüleri duydular daha sonra kentin Romalıların eline düştüğünü öğrenerek paniğe kapıldılar. Atlıları önden gönderdiler. Hepsi oraya koşuştular. 2. Her gelen duvarın altında yer tutuyordu. Zamanla çarpışmaya katılanların sayısı arttı. 3.Önceleri Romalılara teslim olan yerliler şimdi Gallia geleneklerine uygun olarak saçlarını açarak, çocuklarını geri çekiyorlardı. Adamlarından kendilerini kurtarmalarını istiyorlardı. 4. Romalıların bulundukları yer ve sayıları savaşa uygun değildi. Ayrıca hem koştukları hem de uzun süren çarpışma boyunca yoruldukları için yeni gelen birliklere karşı koymakta çok zorlanıyorlardı.

XLIX.

1. Caesar savaşın uygun olmayan bir arazide yapıldığını ve düşmanın sayısının artmaya başladığını görünce askerleri için korkmaya başladı. Küçük ordugâhı korumakla görevlendirdiği Titus Sextius'a haber göndererek birliklerini ordugâhtan çıkarması, tepenin eteğinde düşmanın sağ kanadına yerleştirmesini istedi. 2. Böylece, askerlerimiz geri püskürtülürlerse, düşmanın kendilerini kovalamasını engelleyecekti. 3. Kendisi yanındaki lejyonla birlikte biraz ilerleyerek çarpışmanın sonucunun ne olacağını beklemeye başladı.

L.

1. Çarpışma çok şiddetli bir şekilde devam ediyordu. Düşman bulunduğu yere ve kalabalık olmalarına, askerlerimiz ise yiğitliklerine güveniyorlardı. Caesar'ın başka bir yokuştan düşman birliklerini parçalamak için gönderdiği Haedular aniden açık bulunan sağ yanımızda göründüler. 2. Silahlarının Gallia silahlarına benzemesi askerlerimizi çok korkuttu. Haedular geleneklerine göre dost olduklarına göstermek için sağ omuzlarını açarlardı. Bu kez de öyle yaptılar. Fakat askerlerimiz bunu düşmanın bir hilesi sandılar. 3. O anda yüzbaşı Lucius Fabius ve beraberinde kaleye çıkmış olanlar kuşatıldı. Öldürüldükten sonra surdan aşağı atıldılar. 4. Aynı lejyondan yüzbaşı Marcus Petronius bir kapıyı kırmaya çalışırken kalabalığın saldırısına uğramış ve canından ümit kesmişti. Zaten ağır yaralıydı. Arkasından gelen birliğin askerlerine: " Madem ki ben kurtulamayacağım o halde en azından kendi şan ve şerefim için tehlikeye attığım sizlerin canını kurtarayım. 5. Elinize fırsat geçince kendinizi kurtarın." Dedi. Daha sonra düşmanın ortasına atıldı. İki kişiyi öldürdükten sonra diğerlerini kapıdan uzaklaştırdı. 6. Yardıma çalışan askerlerine: "Boşuna beni kurtarmaya çalışmayın. Çok kan kaybettim ve halsizim. Bu yüzden şimdi elinizde fırsat varken canınızı kurtarmaya çalışın." Bir süre daha çarpışmaya devam ettikten sonra öldü. Fakat onun sayesinde yanındaki askerler kurtuldu.

LI.

1. Askerlerimiz kuşatılmıştı. Kırkaltı bölük komutanı öldürüldükten sonra askerlerimiz püskürtüldü. Gallialıların bitmek tükenmek bilmeyen kovalamalarını onuncu lejyon durdurabildi. Onuncu lejyon yardım için daha düz bir araziye yerleştirilmişti. 2. Küçük ordugâhtan Titus Sextius ile birlikte çıkmış ve daha yüksek bir yerde mevzilenmiş olan onüçüncü lejyonun taburları tarafından destekleniyordu. 3. Lejyonlar ovaya erişince sancaklarını çevirerek düşmana karşı mevzilendiler. 4. Vercingetorix askerlerini tepenin eteğinden siperler içine çekti. O gün yediyüz civarında askerimiz öldü.

LII.

1. Bir sonraki gün Caesar askerlerimizi yanına toplayarak düşüncesiz davranmaları ve yağma hırsıyla hareket etmeleri nedeniyle onları azarladı. Nereye gidecekleri ve ne yapacakları konusunda kendi kendilerine karar vermişler ve Caesar'ın çekilme işaretine uymamışlardı. Tribunuslar ve lejyon komutanları bile onları engelleyememişlerdi. 2. Arazinin uygun olmamasının ne gibi zararları olduğunu ve Avaricum'da yaşadıklarını anlattı. Orada düşman atlılarından ve komutanından yoksundu. Ama uygun olmayan arazide herhangi bir zarara uğramamak için geri çekilmişti. 3. Ordugâhtaki siperler, kale surları ya da yüksek dağlar askerlerin yiğitliğine karşı koyamazdı. Bunu çok beğeniyordu ama askerlerin disiplinsizliklerini ve savaşta neler yapılacağı konularında komutanlarından daha bilgiliymiş gibi davranmalarına da çok kızıyordu. 4. Askerlerinden yiğitçe savaşmalarını ve disiplinli davranmalarını bekliyordu.

LIII.

1. Konuşmasının sonunda askerlerinin ümitsizliğe kapılmamalarını, çünkü düşmanın arazinin avantajlarından yararlanarak kazandıkları başarıyı düşmanın yiğitliğine bağlamamaları gerektiğini söyledi. Daha önceki gibi hareket etmek istediği için lejyonları ordugâhtan çıkarıp savaş düzeni aldırdı. 2. Vercingetorix bu kez de düz araziye inmedi. Çok şiddetli olmayan bir atlı savaşı oldu. Romalılar kazandı. Caesar daha sonra askerlerini ordugâha geri getirdi. 3. Bir sonraki gün de aynı şekilde geçti. Bunun üzerine Caesar Gallialıların küstahlıklarına bir son vermek ve cesaretlerini azaltmak için ordusunu Haeduların topraklarına doğru götürmeye başladı. 4. Düşman kovalamaya cesaret edemedi. Üç gün sonra Elaver Nehrine gelip, köprüyü kurdu. Ordu diğer yana geçirildi.

LIV.

1. Orada yanına Haedulu Viridomarus ve Eporedoruc geldiler. Litaviccus'un Haeduları ayaklandırmak için atlılarıyla yola çıktığını söylediler. Kabilenin sadık kalması için Litaviccus'tan önce oraya varmalarını gerekliydi. 2. Caesar ikisinin gitmesine izin verdi. Aslında isyanın başlamak üzere olduğunu ve bu iki kişi gidince isyanın daha da erken başlayacağını biliyordu. Fakat onları gücendirmek ve şüphe çekmek istemedi. Ayrılırlarken onlara kendisinin Haedulara yaptığı iyilikleri ve Haeduların Caesar'a sığındıkları sırada ne kadar kötü durumda olduklarını anlattı. 3. Kentlere sıkışmışlar, tarlaları ellerinden alınmış, askerleri kalmamış, haraca bağlanmış, çok kötü bir biçimde rehineler vermek zorunda bırakılmışlardı. 4. Fakat Caesar Haedulara büyük bir servet ve şeref sağlamıştı. Böylelikle Haedular eski durumlarına gelmişler, hatta şeref ve itibarları eskisinden bile daha çok atmıştı. Anlattıklarını Haedulara söylemelerini isteyerek gitmelerine izin verdi.

LV.

1. Noviodunum, Liger Nehri kıyısındaki bir Haedu kasabasıydı. Oldukça verimli topraklan vardı 2. Caesar Gallia'dan topladığı rehineleri, yiyecekleri, devlet hazinesini, kendine ve ordusuna ait ağırlıkların büyük bölümünü buraya koymuştu. 3. İtalya ve İspanya'dan Gallia savaşı için satın aldığı atların çoğu da yine Noviodunum'daydı. 4. Eporedorix ile Viridomarus kente geldikten sonra Haeduların durumu hakkında bilgi topladılar. Litaviccus korunaklı bir Haedu kenti olan Bibracte'ye gelmiş, kral Convictolitavis ve çok sayıda senatörde Bibracte'de onunla buluşmuşlardı. Vercingetorix'e elçiler göndererek barış ve dostluk anlaşması imzalamaya çalışmışlardı. 5.Böyle büyük bir fırsatın kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorlardı. Noviodunum'daki Romalıları öldürdüler. Tüccarların paralarını ve atlarını paylaştılar. 6. Değişik devletlerden alınan rehinelerini Bibracte'deki memurlara gönderdiler. 7. Kenti koruyamayacaklarını anlayarak Romalılara da bir faydası olmasın diye yaktılar. 8. Yiyecekleri gemilere yükleyip kaçtılar. Gemiye yükleyemediklerini de nehre attılar ya da yaktılar. 9. Yakınlardan asker toplamaya, Liger Nehri kıyısına birlikler yerleştirmeye ve atlılarla çevreye saldırıp korku yaratmaya başladılar. Böylece Romalıların kıtlık içinde kalmasını sağlayarak eyaleti terk edeceklerini umuyorlardı. 10. Kar nedeniyle Liger kabarmıştı ve geçilmesi çok zordu. Bu durum da onların ümidini arttırıyordu.

LVI.

1. Caesar olanları öğrenince köprüleri tamamlamak istiyorsa düşman nehir kıyısında çoğalmadan önce bir savaşa girilmesi gerektiğine karar verdi. 2. Planını değiştirip eyalete doğru ilerleme fikri ise kimse tarafından uygun bulunmuyordu. Böyle bir şey şerefsizlik sayılırdı. Ayrıca Cavenna Dağı ve zorlu yol koşulları da eyalete gitmeyi zorlaştırıyordu. Labienus ve beraberinde gönderdiği lejyonlar için de büyük endişe duyuyordu. 3. Hiç zaman kaybetmeden ilerleyerek herkesin sandığından çok daha kısa bir süre Liger Nehri kıyısına ulaştı. 4. Atlılara uygun bir geçit buldurdu. Geçitten askerlerimiz ellerinde silahlarıyla zorlukla geçtiler. Sadece kolları ve omuzları suyun dışında kalıyordu. Atlıları da akıntının şiddetini azaltmaları için aralıklarla dizdirdi. Düşman bizi görünce kaçıştı. Bu nedenle hiç kayıp vermedik. 5. Tarlalarda çok sayıda hayvan ve bol bol buğday bulundu. Ordunun gereksinimleri karşılandıktan sonra Senonların topraklarına geçildi.

LVII.

1. Öte yandan Labienus son zamanda İtalya'dan gelmiş olan yedek birlikleri ağırlıkları korumaları için Agedincum'da bırakıp dört lejyonla beraber Lutetia'ya gitti. Lutetia Parisi kabilesinin bir kentidir ve Sequana Nehri'ndeki bir ada üzerinde kurulmuştur. 2. Düşmanlar Labienus'un geldiğini duyunca komşularından asker topladılar. 3. Aulercli Camulogenus'u da komutan seçtiler. Camulogenus çok yaşlıyı ama savaş konusundaki benzersiz tecrübesi onu komutan seçtirtti. 4. Camulogenus Sequana Nehri'ne akan çok büyük bir bataklık üzerinde bekleyip saldırımıza karşı koymaya karar verdi.

LVIII.

1. Labienus ise siperlikler yapmaya, bataklığı çalılar ve toprakla doldurmaya ve bir yol yaptırmaya başladı. 2. Bütün bunların yapılmasının çok zor olduğunu anlayınca üçüncü nöbet sırasında gizlice ordugâhtan ayrılarak Metiosedum'a gitti. 3. Metiosedum da bir Senon kentidir. Lutetia kenti gibi Sequana Nehri'ndeki bir ada üzerinde yer almaktadır. Labienus elli civarında kayık buldu. Kayıkları birbirine bağlatıp, askerlerini bindirdi. Kentte yaşayanların çoğu savaşa gitmişti. Geri kalanlar baskından o kadar korktular ki hemen kenti teslim ettiler. 4. Caesar ise düşmanın önceden yıktığı köprüyü tamir ederek ordusunu karşıya geçirdi. Nehrin kıyısından Lutetia'ya doğru ilerlemeye başladı. 5. Düşmanlar Caesar'ın geldiğini Metiosedum'a kaçmış olanlardan öğrendiler. Lutetia'nın yakılmasını ve kentin köprülerinin yıkılmasını emrettiler. Bataklık üzerinden ilerleyerek Sequana kıyılarına geldiler ve Lutetia civarında Labienus'un ordugâhı karşısında durdular.

LIX.

1. Bu sırada Caesar'ın Gergovia'dan ayrıldığı öğrenildi. Haeduların ayaklandığına, isyanın başarıya ulaştığına ilişkin söylentiler başladı. Gallialılar Caesar'ın yolunun kesildiğini, Liger geçidinin kapatıldığını, kıtlık nedeniyle Caesar'ın eyalete geri dönmek zorunda kaldığını söylüyorlardı. 2. Bellovaclar Haedular ayaklanmadan önce de isyan halindeydiler. Haeduların ayaklandığını duyunca asker toplamaya ve savaş hazırlıkları yapmaya başladılar. 3. Labienus olayların farklılaştığını görünce planını değiştirmek zorunda kaldı. 4. Arık amacı düşmanı savaşa zorlamak ya da ganimet ele geçirmek değildi. Tek istediği kimseye zarar gelmeden lejyonunu Agendincum'a geri götürmekti. 5. Çünkü bir yanda yiğitlikleriyle bilinen Bellovaclar vardı, diğer yandaysa Camulogenus iyi hazırlanmış ve yetişmiş bir ordu ile bekliyordu. Ayrıca lejyonlar ile muhafızlar ve ağırlıklar arasında bir nehir vardı. 6. Bu kadar büyük güçlükler karşısında sadece cesaretleri Romalılara yardımcı olabilirdi.

LX.

Akşama doğru savaş meclisi toplandı. Labienus emirlerin dikkat ve titizlikle yapılmasını söyledi. Daha sonra Metiosedum'dan getirdiği gemileri Romalı şövalyelere bölüştürdü. Birinci nöbetten sonra dört mil kadar akıntı aşağı ilerlemelerini ve sessizce orada kendisini beklemelerini emretti. 2. Savaş için yetersiz gördüğü beş taburu ordugâhı korumaları için bıraktı. 3. Diğer beş lejyona ise gece yarısı büyük gürültü çıkararak akıntının tersine doğru ilerlemelerini emretti. 4. Topladığı küçük kayıkları da aynı yöne gönderdi. Onların da çok fazla gürültü çıkarmalarını istedi. Bir süre sonra kendisi de ordugâhtan ayrıldı ve kayıkların gittiği yere geldi.

LXI.

1. Düşmanın nehir boyunca sıraladığı birlikler baskına uğradılar. Çünkü birdenbire büyük bir fırtına başlamıştı. 2. Lejyonlar ve atlılar Roma şövalyelerinin komutası altında aşağı kısma gönderildiler. 3. Ayrıca düşmana şafaktan bir süre önce Romalıların ordugâhında her zamandan çok fazla gürültü olduğu söylendi. Büyük bir ordunun akıntıya karşı ilerlemekte olduğu, aynı yerden kürek seslerinin duyulduğu ve nehrin aşağısında askerlerin gemilerle karşıya geçirildiği haber verildi. 4. Böylelikle lejyonların üç ayrı yerden nehri geçtiklerini ve Romalıların Haedu isyanından korkarak kaçmaya hazırlandıklarını sandılar. Düşman da birliklerini üçe ayırdı. 5. Ordugâhın karşısında muhafızlar bıraktılar. Daha sonra Metiosedum'a da küçük bir birlik gönderdiler. Gönderilenlerin gemilerle aynı mesafede ilerlemeleri söylenmişti. Diğer birliklerini Labienus'un üzerine gönderdiler.

LXII.

1. Şafak zamanı tüm birliklerimiz karşıya geçirilmiş ve düşman safları görünmeye başlamıştı. 2. Labienus, askerlerine geçmişteki yiğitliklerini ve kazandıkları savaşları hatırlatan bir konuşma yaptı. Komutasında defalarca yendikleri düşmanı şimdi de Caesar yanlarındaymış gibi savaşarak yenmelerini isteyerek savaş işareti verdi. 3. Yedinci lejyonun bulunduğu sağ kanattaki ilk çarpışmada düşman geri püskürtüldü. 4. Onikinci lejyonun bulunduğu sol kanadın önündekiler düşmanın taşlan ve oklarıyla ölmelerine karşın, geri kalanlar direnmeye devam ediyorlardı. Hiç kimse kaçmayı aklına bile getirmiyordu. 5. Düşmanın komutanı Camulogenus askerlerinin başında durup, onları cesaretlendiriyordu. 6. Fakat kimin zaferi kazandığı belli değildi. Yedinci lejyonun tribunuslarına sol kanattaki durumun sıkış olduğu haber verildi. Bu askerlerimiz düşmanın arkasına giderek saldırıya başladılar. 7. Düşman yerinden ayrılmayınca hepsi kuşatılarak öldürüldü. 8. Camulogenus da ölenler arasındaydı. Labienus'un ordugâhının karşısında bırakılan düşman askerleri de savaşın başladığını duyar duymaz yardıma koştular. Bir tepeyi ele geçirdiler. Fakat askerlerimizin saldırısına karşı koyamadılar. 9. Onlar da kaçmaya başladılar. Ormanlara veya dağlara sığınamayanlar atlılarımız tarafından öldürüldü. 10. Labienus savaştan sonra ordunun ağırlıklarını bıraktığı Agedincum'a döndü. Daha sonra da Caesarea buluştu.

LXIII.

1. Haeduların ayaklandığı öğrenilince savaş alanı genişledi. Her yere elçiler gönderdiler. 2. Çeşitli yollarla kabileleri isyana sokmaya çalıştılar. 3. Caesar'ın buralardaki rehinelerini ele geçirdiler. Onları idam ederek isyana katılmayanları korkutmak istediler. 4. Haedular Vercingetorix'in yurtlarına gelmesini ve savaş için ortak bir plan yapılmasını istediler. 5. Vercingetorix gelince savaşın komutanlığını almak istediler. Tartışma uzayınca Bibracte'de bulunan Gallialıların katılımıyla bir toplantı yapıldı. Toplantıya katılım büyüktü. Komutanlık için oylama yapıldı. 6. Oy birliğiyle Vercingetorix komutan seçildi. 7. Toplantıda Remler, Lingonlar ve Treverler bulunmuyordu. Remler Romalılarla olan dostluklarından vazgeçmiyorlardı. Treverler ise çok uzaktaydılar ve Germenler tarafından rahatsız ediliyorlardı. Bu nedenle isyan süresince hiçbir çarpışmaya katılmadılar. Hiçbir yere yardımcı birlikler göndermediler. 8. Haedular komutanlığın kendilerine verilmemesine üzülmüşlerdi. Şanslarının değişmesinden şikâyet ediyorlar, Caesar'ın kendilerine yaptığı iyilikleri hatırlıyorlardı. Fakat savaşa girdikten sonra kararlarını değiştirme cesareti gösteremediler. 9. Genç ve kibirli kimseler olan Epoderix ve Viridomarus isteksiz bir biçimde Vercingetorix'e boyun eğiyorlardı.

LXIV.

1. Vercingetorix diğer kabilelerden rehineler istedi. Rehinelerin geleceği günü belirledi. Onbeşbin civarındaki atlılarının derhal toplanmasını emretti. "Bana 2. zaten elimdeki yayalar yeter. Çünkü şansımı denemek için bir meydan muharebesine girişecek değilim. Fakat çok sayıdaki atlılarımla Romalıların yiyecek getirdikleri yolları kesmek kolay olacaktır. 3. Sadece Gallialıların ellerindeki yiyecekleri ve evleri yakarak yani mallarını kaybederek Gallia'nın bağımsızlığını sağlayacaklarına inansınlar."4. Çeşitli önlemler aldıktan sonra Haedulardan ve eyalete komşu olan Segusiavlardan onbin yaya istedi. Ayrıca sekizyüz de atlı istedi. 5. Getirilen askerlere Eporedorix'in kardeşini komutan yaparak Allobroglara dokunmamalarını emretti. 6. Ayrıca Gaballeri ve komşuları olan Arvern kabilelerini Helvilerin, Rutenleri ve Cadurcleri ise Volcae Arecomiclerin topraklarını yağmalamak için görevlendirdi. 7. Allobroglara elçiler göndererek onları ayaklandırmaya çalışıyor, son savaştan ruhlarında kalan kıvılcımların sönmemiş olmasını umuyordu. 8. Allobrogların kralına para ve eyaletin hâkimiyetini vermeyi bile önermişti.

LXV.

1. Fabius önlem almak için Caesar'ın eyaletten topladığı askerlerden yirmiiki taburluk bir birlik aldı. Askerlerimiz her yerde düşmanla karşı karşıyaydılar. 2. Helviler komşularına savaş açtılar ve yenildiler. Kabilenin kralı Caburus'un oğlu Gaius Valerius Donnotaurus ve çok sayıda Helvili öldükten sonra kentin surları içine çekildiler. 3. Allobroglar Rhone Nehri kıyısına kısa aralıklarla birlikler yerleştirmişlerdi. Vatanlarını büyük bir dikkat ve titizlikle savunuyorlardı. 4. Caesar düşmanın süvari bakımından üstün olduğunu, bütün yolların kesildiğini ve eyaletten ve İtalya'dan yardım gelmeyeceğini biliyordu. Bunun için birkaç yıl önce isyanlarını bastırdığı Rhen'in diğer yanında yaşayan Germenlere elçiler gönderdi. 5. Atlılar ve atlıların arasında çarpışmaya alışkın yayalar istedi. Atlarının iyi olmadığını görerek askeri tribunuslardan, diğer Romalı şövalyelerden ve yeniden askere alınmış olan yaşlılardan atlarını alarak Germenlere verdi.

LXVI.

1. Düşmanın Arvernlerden ve diğer Gallialılardan istediği yayalar ve atlılar da toplanmaya başlamıştı. 2. Caesar eyalete kolayca yardım edebilmek için Lingonları topraklarının bir ucundan Sequanların topraklarına doğru ilerliyordu. Bu sırada Vercingetorix kalabalık birlikleriyle Romalıların on mil kadar uzağına ordugâh kurdu. 3. Atlı birliklerinin komutanlarını yanına çağırarak şöyle konuştu: "Zafer zamanı yaklaştı. Romalılar eyalete kaçıyorlar, Gallia'yı bırakıyorlar. Bence bu durum geçici bir bağımsızlık kazanmak için yeterlidir. Fakat ilerideki bağımsızlığımız için yeterli değildir. 4. Çünkü daha kalabalık birlikler toplayarak yeniden gelirler. Savaş asla sona ermez. Bu nedenle Romalılara ağırlıklarıyla ve yürüyüş halindeyken saldırmalıyız. 5. Eğer yayalar yardıma kalkışırlarsa yürüyüş yapamazlar. Gerçi yapmayacaklarından eminim ama eğer ağırlıklarını bırakıp kaçmaya kalkışırlarsa hem ağırlıklarını hem de şereflerini kaybederler. 6. Romalıların atlıların-dan hiçbirinin yürüyüş kolundan ayrılmayacağına emin olun. Ayrıca daha cesaretle çarpışabilmeniz için ordugâhın önünde bir geçit töreni yaptıracağım." 7. Süvariler bağırarak düşman saflarının içinden iki defa atıyla geçmeyen hiç kimsenin evlerine girememesine, karılarına, çocuklarına, annelerine ve babalarına yaklaşamaması için yemin edilmesini istediler.

LXVII.

1. Atlıların düşüncesi kabul edildi. Herkes yemin ettikten sonra ertesi gün atlılar üç gruba ayrıldı. İki grup saf alarak kanatlarda gösteriş yaptılar. Bir grup ise yürüyüş kolumuzun öncülerini rahatsız etmeye başladı. 2. Caesar da kendi atlılarını üç gruba bölüp, düşman üzerine gönderdi. Her yerde çarpışma başladı. 3. Yürüyüş kolu durdu. Ağırlıklar lejyonların arasına alındı. 4. Caesar herhangi bir yerde askerlerimiz zor duruma düşseler oraya yardım gönderiyor ve cephe değiştiril meşini sağlıyordu. Düşman bizi kovalayamıyordu ve askerlerimizin cesareti artıyordu. 5. Sağ kanattaki Germenler bir tepeyi ele geçirerek düşmanı geri püskürttüler. Kaçanları Vercingetorix'in yayalarıyla beklediği nehre kadar kovaladılar. Düşmanın çok sayıda askeri öldürüldü. 6. Diğerleri kuşatılmaktan korkarak çekilmeye başladılar. Düşmanlar her yerde öldürülüyorlardı. 7. Önde gelen Haedulardan üç kişi esir alındı ve Caesar'ın yanına getirildi. Esirler geçen seçimde Convictolivatis ile arası bozulmuş olan Cotus, Litaviccus'un isyanından sonra yaya birliklerinin başına geçen atlı komutanı Cavarillus ve Haeduların Caesar'ın gelişinden önce Sequanlarla yaptıkları savaşın komutanı Eporedorix idi.

LXVIII.

1. Vercingetorix atlıları bozguna uğradıktan sonra ordugâhın önüne koyduğu birliklerini geri çekti. Mandubilerin Alesia kentine doğru ilerledi. Ağırlıkların hemen ordugâhtan çıkarılmasını ve yanına getirilmesini emretti. 2. Caesar ağırlıklarını yakındaki bir tepeye götürdü. İki lejyonu ağırlıkları koruması için görevlendirdikten sonra günün izin verdiği sürece düşmanı kovaladı. Düşmanın üçbin kişi civarındaki artçı birliği yok edildi. Caesar bir sonraki gün Alesia civarında ordugâh kurdu. 3. Kentin yerini inceledi. Düşmanlar çok korkmuşlardı. Çünkü çok güvendikleri atlıları bozguna uğramıştı. Caesar askerlerini çalışmaya zorladı ve kent kuşatma altına alındı.

LXIX.

1. Alesia kenti çok yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştu. Kuşatma yapılmadan ele geçirilemeyeceği açıktı. 2. Tepenin eteklerinin her iki yanında da nehirler vardı. 3. Kentin önündeyse yaklaşık üç mil uzunluğunda bir ova bulunmaktaydı. 4. Diğer yanlarda ise biraz uzaktan da olsa kenti çeviren tepeler vardı. Bu tepelerin yüksekliği birbirine yakındı. 5. Surların aşağısında, tepenin doğuya bakan bölümünde Gallialıların birlikleri yer alıyordu. Bu alanı tamamıyla işgal etmişlerdi. Önüne bir hendek ve altı ayak yüksekliğinde bir duvar yapmışlardı. 6. Romalılar tarafından yapımına başlanan korunakların çevresi on mil kadardı. 7. Uygun yerlerde ordugâhlar kuruldu. Ordugâhların etrafına yirmiüç adet korunak yapılmıştı. Korunakların içinde gündüzleri bir huruç hareketi engellemek için birlikler bulunuyordu. Geceleri nöbetçiler buradaydı.

LXX.

1. Korunakların yapımı tamamlanınca üç mil uzunluğunda ve tepeler arasındaki ovada bir atlı çarpışması oldu. Şiddetli bir çarpışmaydı. 2. Caesar askerlerimiz zor durumda kaldıklarında Germenleri gönderdi. Düşmanların yayalarının bir baskınına karşılık verebilmek için lejyonları ordugâhın dışına çıkardı. 3. Lejyonlar da yardım edince düşman karşı koyamadı. Kalabalık olmaları onlara büyük sıkıntılar yarattı. Kapılardan dar olduğundan dolayı kolaylıkla çıkamadılar. 4. Germenler korunaklara dek düşmanı kovaladılar. Çoğunu öldürdüler. 5. Kimileri atlarından atlayıp, hendeği ve duvarı geçmeye çalıştılar. Caesar siperin önüne yerleştirdiği lejyonların ilerlemelerini emretti. 6. Korunak içindeki Gallialılar da kaçanlar kadar korkuya kapıldılar. Düşmanın kendilerine saldırdığını zannedip silahlarını aldılar. Kimileri panikten kente sığındı. 7. Vercingetorix ordugâhta asker kalmayacağın korkup kapıların kapatılmasını emretti. Germenler çok sayıda düşman öldürüp, atlarını ele geçirdikten sonra geri çekildiler

LXXI.

1. Vercingetorix Romalılar korunakları tamamlamadan önce atlılarını uzağa göndermeye karar verdi. 2. Giderlerken onlardan her birinin kendi kabilesinden askerlik yapabilecek herkesi yanında getirmesini, 3. Kabilelere Gallia'ya yaptığı iyilikleri anlatarak kişisel güvenliklerini düşünmelerini, halkın bağımsızlığı için bu kadar çok çalışmış bir adamı düşmanın işkencelerine bırakmamalarını söylemelerini istedi. Eğer yardım etmezlerse seksenbin civarındaki seçkin askerin yok olmaya mahkûm olduğunu da sözlerine ekledi. 4. Yaklaşık otuz gün dayanabilecek yiyecekleri vardı ama belki biraz daha fazla dayanabilirlerdi. 5. İkinci nöbette atlıları duvardaki bir boşluktan gizlice gönderdi. 6. Yiyeceklerin ordugâha getirilmesini istedi. Emirleri uygulamayan öldürülecekti. 7. Mundubiler tarafından getirilen hayvanları askerlerine dağıttı. 8. Yiyeceğin azar azar dağıtılmasını kararlaştırdıktan sonra kentin önündeki birliklerini geri çekti. 9. Çeşitli önlemler alarak Gallia'dan yardım gelmesini beklemeye başladı.

LXXII.

1. Caesar esirlerden ve kendine sığınanlardan Vercingetorix'in yaptıklarını öğrendi. Korunakları şöyle yaptırdı: Yanları dik, yirmi ayak genişliğinde bir hendek kazıldı. Hendeğin genişliği her yandan eşitti. 2. Diğer korunaklarla hendek arasında dörtyüz adımlık bir uzaklık vardı. Böylelikle baskına uğrama şansı ortadan kalkıyordu. Çünkü çok geniş bir alan siperlerle çevrilmişti. Korunakların her yanına asker göndermek kolay değildi. Düşmanın geceleyin bir baskın yapmasının ya da as-kerlerimiz gündüzleri çalışırlarken taşlar ve oklar atarak bizi rahatsız etmelerini engellemeye çalışıyordu. 3. Aradaki yerin arkasına onbeş ayak genişliğinde ve aynı derinlikte iki hendek kazdırdı. Ovayla aynı seviyede ve alçak olan iç taraftaki hendeği nehirden gelen suyla doldurdu. 4. Hendeklerin arkasında oniki ayak yüksekliğinde bir taraça ve şarampol yaptırdı. Şarampole bir siper ve mazgallar ekledi. Düşmanın yukarı çıkmasını engellemek için taraçanın ve siperliklerin birleştikleri yerden ileri doğru çıkan bölümüne büyük ve sivri kazıklar çaktırdı. Korunağın çevresine seksen ayak aralıklarla kuleler yaptırdı.

LXXIII.

1. Kereste ve yiyecek bulmak ve büyük korunağın yapılması için gerekli araçları aramak için askerlerimiz ordugâhtan oldukça uzaklaşmışlardı. Gallialılar zaman zaman kentten çıkış hareketleri yapıyorlar ya da çalışan askerlerimize saldırıyorlardı. 2. Caesar yeni siperler eklemeyi düşündü. Böylece korunak daha az sayıda askerle korunabilecekti. Yeni siperler için ağaçların gövdeleri ve çok sağlam olan dalları kesildi ve uçları soyulup, sivriltildi. Daha sonra beş ayak genişliğindeki yeni siperler kazıldı. İçlerine direkler çakılarak alt tarafları bağlandı. Böylece koparılamaz duruma gelmişlerdi. Ayrıca dalın olduğu yanlar ileri doğru çıkarılmış bir şekilde bırakıldı. 3. Kazıklar birbirine bağlanmıştı ve beş sıralıydı. 4. İçeriye saldırmaya çalışanlar sivri kazıklara saplanacaklardı. 5. Askerler kazıklara "mezar taşı" adını veriyorlardı. Kazıkların karşısına eğik sıralar halinde beşgen ve üç ayak derinliğinde kuyular kazılmıştı. 6. Kuyuların aşağıya doğru eğimliydiler. İçlerine üst tarafları sivriltilmiş ve ateşte sertleştirilmiş sivri kazıklar çakıldı. 7. Kazıklar yerden dört parmak yüksekteydiler. Bütün kazıklan sağlamlaştırmak için toprak bir ayak kadar çiğnendi. Kuyular tuzaklan saklamak için çalılarla örtüldü. 8. Üçer ayak mesafede sekizer sıra kuyu kazıldı. 9. Kuyular çiçeğe benziyorlardı. Bu nedenle "zambak" diye adlandırılıyorlardı. Korunağın karşısında bir ayak uzunluğunda demir kancalara birbirine bağlanmış ve yere gömülmüş kütükler vardı. Kütükler kısa aralıklarla her yana konulmuşlardı. Kütüklere "övendire" deniyordu.

LXXIV.

1. Caesar korunak tamamlandıktan sonra uygun arazi üzerine, ondört millik bir alana diğer korunaklara paralel ve her türlü saldırıya karşı diğer yönlere dönük benzeri korunaklar yaptırdı. Böylelikle düşman ne kadar kalabalık olursa olsun siperlerdeki askerlerimiz kuşatılmayacaktı. 2. Ordugâhtan çıkmak çok tehlikeli olacağı için herkese kendine otuz gün yetecek yiyecek dağıtıldı.

LXXV.

1. Alesia yakınında bu olayların olduğu sırada Gallialılar bir toplantı yaptılar. Vercingetorix'in askerlik yapabilecek herkesin getirilmesi yönündeki önerisine uymayarak onun yerine her kabileden belli sayıda asker çağırılmasına karar verdiler. Çünkü böyle karmaşık bir orduda disiplinin sağlanamayacağını ve yiyecek sıkıntısının baş göstereceğine inanıyorlardı. 2. Haedulardan ve Haedulara bağımlı Segusiavlar, Ambivaretler, Aulerc Brannovicler ve Blannovilerden otuzbeşbin asker istediler. Arvernler, Eleutetler, Cadurclar, Gaballer ve her zaman Gabal egemenliği altında kalmış olan Vellavilerden de otuzbeşbin kişi istediler. 3. Sequanlar, Senonlar, Biturigler, Santonlar, Rutenler ve Carnutların her birinden onikibin, Bellovaclardan onbin, Pictonlar, Turonlar, Parisiler ve Helvetlerden sekiz bin, Suessionlar, Ambianlar, Mediomatricler, Petrocoriler, Nerviler, Aulerc Cenomanlar, Morinler ve Nitiobriglerin herbirinden beşbin, Atrebatlardan dörtbin, Veliocaslar, Lexoviler, Aulerc Eburoviklerin her birinden üçer bin, Rauraclar ve Boilerden ikişer bin, 4. okyanus sahilindeki Armoric adı verilen kabilelerden otuzbin kişi talep ettiler. Okyanus sahilindeki kabileler arasında Curiosolitler, Redonlar, Ambibariler, Caletler, Osismler, Venetler, Lemovicler, Veneller vardır. 5. Bellovaclar asker göndermediler. Romalılarla tek başlarına ve kendi istedikleri gibi savaşacaklarını ve hiç kimsenin emrine boyun eğmeyeceklerini söylediler. Fakat Commius'un isteğiyle ona olan saygılarından dolayı ikibin asker gönderdiler.

LXXVI.

1. Commius daha önceden Britannia seferinde Caesar'a sadakat göstermiş ve çok yararlı olmuştu. Caesar Commius'a yardımı karşılığında kabilesinin vergilerini bağışlamıştı. Ayrıca yasalarını ve haklarını geri vermiş, Morinleri de kabilelerine haraç ödemek zorunda bırakmıştı. 2. Fakat Gallialıların her birinde bağımsızlıklarını kazanmak ve savaştaki eski ünlerine kavuşmak arzusu büyüktü. Hiçbir çıkar ve dostluk onları etkilemiyordu. Bütün Gallialılar tüm zenginliklerini bu savaş için harcadılar. 3. Sekizbin süvari ve ikiyüzelli bin civarında piyade topladılar. Daha sonra askerleri Haeduların topraklarında gözden geçirdiler. 4. Subaylar seçtiler ve başkomutanlığı Atrebatlı Commius'a, Haedulu Viridomarus ve Eporedorix'e ve Vercingetorix'in yeğeni Arvernli Vercassivellaunus'a verdiler. Yanlarına kabilelerden seçilen adamlar da verildi. Böylelikle bir savaş heyeti kurulmuş oluyordu. 5. Herkes heyecan ve güven içinde Alesia'ya doğru yola çıktı. 6. Böyle büyük bir ordunun görünüşüne bile dayanılamayacağına inanıyorlardı. Savaş iki cephede birden olacaktı. Kasabanın içinden bir huruç hareketi yapılırken diğer yanda da atlılar ve yayalardan oluşan bu büyük ordu dışarıda bekleyecekti.

LXXVII.

1. Alesia'da kuşatma altında bulunanlar yardımın geciktiğini ve yiyeceğin bittiğini görüyorlardı. Haeduların topraklarında neler olduğunu bilmedikleri için ne yapılacağını belirlemek üzere bir savaş meclisi topladılar. 2. Çok sayıda fikir vardı. Kimileri teslim olmayı, kimileriyse henüz yeterli sayıda asker varken bir huruç hareketi yapılmasını önerdi. Burada bence Critognatus'un konuşmasından ve ilgi çekici derecedeki nefretinden bahsetmek gerekir. 3. Arvern kabilesinden soylu bir adam olan Critognatus'un Gallialılar arasında büyük etkisi vardı. Şöyle konuştu: 4. " Rezilce esir olmak isteyenlerin buna teslim adını vermelerine bir şey demeyeceğim. 5. Bence bir vatandaş olarak bile meclise çağırılmamalıdırlar. Huruç hareketi yapmayı önerenlerle konuşuyorum. Onların planlarında eski Gallia yiğitliğinin etkisini görebilirsiniz. Kısa bir süre kıtlığa dayanamamak cesaret değil, korkaklıktır. 6. Kendini hiç düşünmeden ölüme atacak bir adam bulmak, zorluklara sabırla katlanabilecek bir adam bulmaktan daha kolaydır. Ama yine de onların fikirlerine saygım var. Sadece canımızı tehlikeye atmakla kalacak olsaydık buna katlanırdık. 7. Fakat karar verirken kendimize yardım etmelerini istediğimiz Gallia'yı unutmamalıyız. 8. Burada seksenbin kişi öldürüldükten sonra bizlerin cesetleri üzerinde savaşmak isteyen dostlarımızın ne kadar cesaretleri kalacağını biliyor musunuz? 9. Sizi kurtarmak için gelecek olan ve tehlikeleri umursamayan bu adamlara yardım ediniz. Aptallık, düşüncesizlik ve cesaretsizlikle Gallia'nın tamamını sonsuza dek sürecek esaretin içine atmayınız. 10. Zamanında gelmediler diye onların sadakatinden şüpheleniyor musunuz? Romalıların uzaktaki siperlerde zevk olsun diye mi uğraştıklarını sanıyorsunuz? 11. Eğer bütün yollar kapalı olduğu için dostlarınızdan haber alamıyorsanız, ilerideki Romalılara bakın. Askerlerimizin yaklaştığını anlayabilirsiniz. Korktukları için gece gündüz korunaklarla uğraşıyorlar. 12. Peki benim önerim nedir? Hiçbir şekilde bu savaşa benzemeyen Cimber ve Teuton savaşında atalarımızın yaptığının aynısı yapmak. Atalarımız kentlerin içine çekildiler. Kıtlık sırasında savaşamayacak yaşta olanları yediler ama yine de düşmana teslim olmadılar. 13. Eğer bu örneği bilmeseydik ben yine benzeri bir şey söyleyerek bizden sonra gelecek olan nesiller için şerefle anacağı şeyler yapmayı önerirdim. 14. Çünkü buna benzer bir savaş nerede olmuştur? Cimberler Gallia'yı yakıp yıktılar. Büyük felaketler yaşadık. Ama sonunda topraklarımızdan çıkarak başka yerlere gittiler. Haklarımızı, yasalarımızı, topraklarımızı, bağımsızlığımızı yeniden kazandık. 15. Romalıların içinde savaş isteği var. Bizden öğrendikleri askerlik sanatını topraklarımıza, kentlerimize yerleşmekten ve bizi sonsuza dek köle yapmak için kullanıyorlar, başka ne isteyebilirler? Bugüne dek başka şekilde savaştılar mı? 16. Uzaklarda neler olduğunu bilmiyorsanız, en azından Gallia'ya bir bakın! Bir eyalet durumuna indirildi. Yasaları ve gelenekleri değiştirildi. Baltalara boyun eğdi. Sonsuz esaret içinde inleyip duruyor."

LXXVIII.

1. Konuşmalar yapıldıktan sonra savaşamayacak durumda olanların kentten çıkarılmasına, Critognatus'un önerisi değerlendirilmeden önce diğer önerilerin denenmesine karar verildi. 2. Eğer yardım birlikleri gecikirse Critognatus'un önerisini uygulamayı kararlaştırdılar. 3. Kentin içinde bulunan Mandubileri karıları ve çocuklarıyla beraber dışarı çıkardılar. 4. Mandubiler Romalıların siperlerine yaklaştıkları zaman ağlayarak köle yapılmalarını ve kendilerine yiyecek verilmesini istediler. 5. Fakat Caesar sur üzerine nöbetçiler koyarak içeri girmelerine izin vermedi.

LXXIX.

1. Bu sırada Commius ve diğer komutanlar Alesia civarına ulaştılar. Dıştaki bir tepeyi işgal ederek siperliklerimizin bir mil yalanma geldiler. 2. Sonraki gün atlılarını ordugâhtan çıkararak üç mil uzunluğunda bir alanı kapsadığını söylediğimiz ovaya yerleştiler. Yaya birliklerini ovanın gerisindeki yüksek araziye çıkardılar. 3. Alesia kalesinden ovayı görmek mümkündü. İçerdekiler yardıma gelenleri görünce çok sevindiler. Herkes birbirini tebrik ediyor, sanki yeniden canlanıyorlardı. 4. Ordugâhtan çıktılar ve kentin önünde mevzilendiler. Yakındaki siperlerin üstünü saz ve kamışlarla örterek içini toprakla doldurdular. Böylece huruç hareketine ve düşmanla karşılaşmaya hazır duruma geldiler

LXXX.

1. Caesar ordusunu iki korunağa yerleştirdi. Böylece bir ihtiyaç olursa her asker yerini bilecek ve koruyacaktı. 2. Daha sonra atlıların ordugâhtan çıkarılmalarını ve savaşa başlamalarını emretti. Civardaki tepelerde kurulmuş olan ordugâhlar-dan aşağıyı görebilmek mümkündü. Bütün askerler sinirleri gergin bir durumda savaşın sonucunu bekliyorlardı. 3. Gallialılar atlıların arasına okçular ve hafif silahlı yaya birlikler yerleştirmişlerdi. Böylece geri püskürtülürlerse arkadaşlarına yardım edebilecekler ve süvarimize karşı koyabileceklerdi. Askerlerimizin çoğu yaralanınca savaş meydanından çekilmeye başladılar. 4. Gallialılar savaşta üstün durumda olduklarını ve askerlerimizin zor duruma düştüğünü gördüler. Bu nedenle siperlerle çevrilmiş ve yardıma gelmiş olanlar bağırıp çağırarak vatandaşlarını cesaretlendirmeye başladılar. 5. Savaşı herkes izliyordu. Bu yüzden her asker övgü toplamak ve şerefsizliğe düşmemek için kahramanca çarpışıyordu. 6. Çarpışma öğlen vakti başladı ve güneş batana kadar devam etti. Sonuç belli olmadı. Daha sonra Germenler süvari birliklerini bir araya getirdiler. Düşmana saldırarak geri püskürttüler. 7. Atlılar kaçınca okçular kuşatıldı ve öldürüldü. 8. Süvarimiz kaçan düşmanları ordugâha dek kovaladılar. Yeniden bir araya gelmelerine fırsat bırakmadılar. 9. Alesia kentinden çıkmış olanlar zaferden ümit keserek yeniden kente girdiler.

LXXXI.

1. Gallialılar bir sonraki gün merdivenler ve kancalar yaptılar. Gece yarısı ordugâhtan çıkıp ovadaki siperlere yaklaştılar. 2. Kentte kuşatılmış olanlara geldiklerini duyurmaya çalıştılar. Bu yüzden birdenbire çığlıklar atarak engelleri siperlerin içine atmaya, askerlerimizi sapanlar, oklar ve taşlarla siperlerden çıkarmaya ve saldın için gerekli diğer şeyleri yapmaya başladılar. 3. Gürültüyü duyan Vercingetorix askerlerine işaret verdi. Onları kasabadan dışarı çıkardı. 4. Askerlerimiz önceki günlerde olduğu gibi siperlerdeki yerlerine geri döndüler. Sapanlarla, topuzlarla, siperler içinde hazırlanan kazıklarla ve güllelerle Gallialıları geri püskürttüler. 5. Gece olduğu için uzak görülemiyordu. Bu nedenle her iki taraftan da çok fazla ölen oldu. Çok fazla ağır silahlı kaybımız vardı. 6. Bu bölümlerin savunmasıyla görevli olan Marcus Antonius ve Gaius Trebonius askerlerini arkadaki kaleden dışarı çıkardılar. Askerlerimizin zor durumda olduğunu gördükleri yere yardım gönderdiler.

LXXXII.

1. Gallialılar siperlere uzaktan attıkları oklar ve taşlar yüzünden belli bir üstünlük kurmuşlardı. Fakat yakına gelince "övendirelere" takıldılar ve kuyulara düşerek kazıklara saplandılar. Kimileri de kaleden ve kulelerden atılanlar yüzünden öldüler. 2. Her tarafta çok sayıda yaralı vardı. Fakat düşman hiçbir yerde korunak yapamadı. Şafak zamanı ordugâhlarından bir çıkış hareketi yapmaya kalkıştılar. Fakat açık yanlarının kuşatılmasından korkarak geri çekildiler. 3. Bu sırada ordugâhta bulunanlar Vercingetorix'in çıkış hareketi için hazırladığı araçları dışarı çıkardılar. Gerideki siperler dolduruldu. Ancak işin yapılması çok uzun sürdüğü için siperlere yaklaştıklarında vatandaşlarının geri çekildiğini gördüler. Böylece hiçbir şey beceremeden kasabaya dönmek zorunda kaldılar.

LXXXIII.

1. Büyük kayıplar vererek iki defa geri püskürtülen Gallialılar ne yapacaklarını görüşmek için bir savaş meclisi topladılar. Araziyi iyi bilen kimselerden ordugâhların ve korunakların durumuna dair bilgi aldılar. 2. Kuzeyde bir tepe vardı ve çevresi uzun olduğu için askerlerimiz tarafından korunak içine alınamamıştı. Ordugâhlarını mecburen eğimli bir araziye kurmuştuk. Ordugâhın yeri düşmanı zorluyordu. 3. Ordugâh Gaius Antistius Reginus ve Gaius Caninius Rebilus'un yanındaki iki lejyon tarafından savunuluyordu. 4. Keşif birliklerine araziyi incelettirdikten sonra yiğitlikleriyle bilinen kabilelerden atmışbin kişi seçtiler. 5. Yapacakları şeyleri planladılar. Öğlene doğru saldırıya geçeceklerdi. 6. Atmışbin kişinin başına Vercingetorix'in yakın akrabası Arvernli Vercassivellaunus geçirildi. 7. Vercassivellaunus birinci nöbette ordugâhtan ayrıldı. Gün doğmadan kısa bir süre önce bir tepenin arkasına saklandı. Askerlerine bir süre dinlenmeleri için izin verdi. 8. Öğlene doğru ordugâha doğru ilerlemeye başladı. Aynı anda atlılar ovadaki korunaklarımız üzerine, diğer birlikler de ordugâhın önüne doğru ilerlemeye başladılar.

LXXXIV.

1. Vercingetorix, Alesia kalesinden vatandaşlarının hareketlerini görünce engelleri, direkleri, siperlikleri, kancaları ve huruç hareketi için hazırlanan bütün araç gereçleri yanına alarak kasabadan dışarı çıktı. 2. Savaş her yerde şiddetlendi. Her yol denendi. Zayıf görünen yerlere hemen yardım gönderiliyordu. 3. Bu kadar geniş siperler içinde Roma ordusu dağılıyor, birçok noktada savunma yapmak zorlaşıyordu. 4. Savaş hattının gerisinde birdenbire duyulan bağrışmalar askerlerimizi çok korkuttu. Çünkü kurtulmalarının başkalarının başarısına bağlı olduğunu görüyorlardı. 5. Zaten genelde gözle görünmeyen şeyler görünen şeylere nazaran insanın kafasını daha çok karıştırır.

LXXXV.

1. Caesar, iyi bir yer bulmuştu. Her yerde olanları izleyebiliyor, gerekli gördüğü yerlere de yardım gönderebiliyordu. 2. Her iki taraf da çok büyük çaba gösterilmesi gereken zamanın geldiğini görüyordu. 3. Gallialılar safları yaramazlarsa kurtuluş şanslarının olmadığını görüyorlardı. Romalılar ise direnebilirlerse bütün zahmetlerin karşılığının alınabileceğini görüyorlardı. 4. En şiddetli çarpışma Vercassivellaunus'un gönderildiği tepe üzerindeki siperlerde gerçekleşti. Arazinin uygunsuz ve eğimli olmasının bundan büyük etkisi oldu. Düşmanlar oklar ve taşlar fırlattılar. 5. Kimileri kalkanlarının altında birbirlerine yapışık şekilde yukarıya çıkmaya çalıştılar. Yorulan birliklerin yerlerini yenileri alıyordu. 6. Gallialılar siperlerin içine toprak atarak kendilerine bir kaçış fırsatı yarattılar. Aynı anda Romalıların toprağın içine sakladıkları pusuları da gördüler. Askerlerimizin silahlan ve dayanma güçleri kalmamıştı.

LXXXVI.

1. Caesar olanları duyunca Labienus'u altı taburla beraber yardıma gönderdi. 2. Düşmana karşı koyamazsa kendine bir yol açarak geri çekilmesini ancak bunu sadece mecbur kalırsa yapmasını söyledi. 3. Kendisi diğer birliklerimizin yanına giderek cesaretlerinden bir şey eksilmemesini, bugüne kadar çektikleri zahmetlerin karşılığının şimdi alınacağını belirtti. 4. İçerdeki düşmanlar, düz arazideki korunakların, çok büyük olduğunu görerek bir şansları olmadığını düşündüler. Bu yüzden sarp ve dik yerlere tırmanmaya başladılar. 5. Kulelerdeki askerlerimizi ok ve taş yağmuruna tutarak geri çekilmeye zorladılar. Siperleri, toprak ve çalı çırpıyla doldurdular. Duvarları ve korunakları kancalarla yıktılar.

LXXXVII.

1. Caesar önce genç Brutus'u birkaç taburla, daha sonra da başka birkaç taburla Gaius Fabius'u gönderdi. Sonunda, çarpışmanın şiddetlendiğini görerek yorgun olmayan yardımcı birlikler gönderdi. 2. Savaş yeniden başladı. Fabius düşmanın geri püskürtülmesiyle Labienus'u gönderdiği yere koştu. En yakındaki lejyondan dört tabur aldı. Atlıların bir bölümünün kendisini izlemesini, diğer bölümününse dıştaki korunağın arkasına geçerek düşmana saldırmasını emretti. 3. Labienus hem korunağın hem de siperlerin düşmanların saldırısına direnemeyeceğini gördü. Bunun üzerine geri çekilmekte olan ve o anda şans eseri karşısına çıkan kırk taburluk bir birliği yanına aldı. Caesar'a haberciler göndererek yapmasını gerekliği bulduğu şeyleri bildirdi. Caesar da savaşa katılmak için hemen yola çıktı.

LXXXVIII.

1. Her savaşta başına taktığı miğferinin renginden geldiği kolayca anlaşıldı. Atlı birlikler ve arkadan gelmelerini söylediği taburları görebiliyordu. Çünkü Gallialıların işgal ettiği yüksek tepelerden yapılanlar rahatça görünebiliyordu. Düşman savaşa başladı. 2. Her iki yanda da bağrışmalar başladı. Askerlerimiz mızraklarını bırakarak kılıçlarıyla savaşa devam ettiler. 3. Birdenbire atlılarımız arkada göründüler. Birkaç yeni tabur yaklaşıyordu. Düşman kaçmaya başladı. Kaçarken karşılarına atlılar çıktı. Korkunç bir çarpışma başladı. 4. Lemoviclerin kralı ve komutanı Sedulius öldürüldü. Arvern kabilesinden Cassivellaunus kaçarken yakalandı. Caesar'a yetmişdört sancak getirildi. Büyük ordudan ancak birkaç kişi sağ olarak ordugâha dönebildi. 5. Diğer kalede olanları gören düşmanlar siperlerden geri çekildiler. 6. Bunu duyan Gallialılar derhal ordugâhlarını boşalttılar. Eğer askerlerimiz sürekli olarak yardıma koşuştuklarından dolayı yorgun olmasalardı düşmanın tüm birlikleri yok edilmiş olacaktı. 7. Gece yarısından sonra gönderilen atlılarımız düşmanın artçılarını yakaladı. Çoğu esir alındı veya öldürüldü. Kaçanlar çeşitli yerlere dağıldılar.

LXXXIX.

1. Vercingetorix ertesi gün bir toplantı yaptı. Savaşa kendi çıkarları için değil, Gallia'nın bağımsızlığı için girdiğini söyledi. 2. Kadere boyun eğmek gerekiyordu. Bu yüzden canını onlara bırakıyordu. İsterlerse öldürerek Romalıları mutlu ederler, isterlerse sağ olarak teslim edebilirlerdi. Konuyu görüşmek için Caesar'a elçiler gönderildi. 3. Caesar silahların bırakılmasını ve Vercingetorix'in getirilmesini istedi. 4. Kendisi ordugâhın önündeki korunaklarda beklemeye başladı. Önderler oraya getirildi. Vercingetorix de teslim edildi{36}. Silahlar ayağının dibine atıldı. 5. Caesar, Haedu ve Arvern kabilesinden gelenleri ayırdı. Çünkü bu iki kabile sayesinde diğer kabileleri tekrar egemenliği altına alabileceğini düşünüyordu. Diğer esirleri her askere birer tane olmak üzere ganimet olarak ordusuna dağıttı.

XC.

1. Savaştan sonra Haeduların topraklarına gidip, ülkeyi yeniden ele geçirdi. 2. Oradayken Arvernlerden elçiler geldi. Emredilen her şeyi yapacaklarını bildirdiler. Caesar çok sayıda rehine istedi. 3. Lejyonları kışlık ordugâhlarına gönderdi. Haedulara ve Arvernlere yirmi bin civarındaki esirlerini geri verdi. 4. Titus Labienus'a lejyonlar ve atlılar beraber Sequanlara saldırmasını emretti. Marcus Sempronius Rutilus'u da Labienus'u yanma verdi. 5. Gaius Labius ile Lucius Minucius Basilus'u iki lejyonla beraber Remlerin topraklarında bıraktı. Komşuları Bellovaclardan herhangi bir zarar görmemelerini istiyordu. 6. Gaius Antistius Reginus'u Ambivaretlere, Titus Sextius'u Bituriglere, Gaius Caninus Rebilus'u da Rutenlere birer lejyonla gönderdi. 7. Quintus Tullius Cicero ve Publius Sulpicius'u yiyecek bulmaları için Arar Nehri civarındaki Haeduların Cabilonum ve Matisco kasabalarında bıraktı. Kendisi kışı Bibracte'de geçirmeye karar verdi. Olanlar Caesar'ın gönderdiği mektupla Roma'da duyulunca yirmi gün süren bir şükran töreni yapılmasına karar verildi.