Pencereden bir annenin çamaşır astığı arka bahçeye bakıyorum. Karanlık ve nahoş bulutlar açık mavi renkteki güzel gökyüzünü lekeleyerek blokların tepesinde dolaşıyor. Anne yukarıya bakıp yüzünü kırıştıran umutsuz bir kaş çatışla yağmur yağacağını anlıyor ve hayal kırıklığı içinde sepetini tekmeliyor.
Rol dağıtımı kolay oldu; Craig ve Ursula bağlama sahnelerini yapacaklar, Terry baş sikici olarak Mel'i götten becerecek, Ronnie, Nikki'yle Melanie'nin düzüşmesini seyrederek otuzbir çeken herif olacak (ve bunu yapan tek kişi o olmayacak,) ben de orji yapmak isteyen herifi oynayacağım. Ağza verme sahnesini Mikey Forrester ve o beyinsiz küçük orospularından birine havale edeceğim. Geriye sadece normal seks sahneleri için bir kardeş kalıyor, bununla belki Rab, hatta Renton bile ilgilenebilir, bir de romantik bakir bölümü için daha genç bir herife ihtiyacım var.
Bu filmle ilgili tek sorun, istediğimiz gibi çekebilmek için para bulmamız gerekmesi. Bunun bir tereyağından kıl çekme operasyonu olmayacağını anlamış bulunuyorum. Endüstri içindeki gerçek bir oyuncu olarak, SDW'nun gücünü hafife almak neymiş herkese göstereceğim. Ama bu iş parasız olmaz, zaten onların beklediği de bu. O şımarık amcıkların sırf zevk için harcadıkları parayı ben hayatımda bir arada bile görmedim. Ama Spud ve salak sabun düşmanı arkadaşı bana bir fikir verdi ve bu konuda bayağı bir kafa patlattım. Verimli olabilir. Tabii, benim aklımda Spud'ın küçük hesaplarından daha detaylı bir plan var ve Daniel Murphy bu plana kesinlikle dahil edilmeyecek.
Alex McLeish?
Önemli olan havuzun derinliğidir, Simon ve bir araya getirdiğin ekibe, özellikle de Nikki'ye hayranım. Kız çok yetenekli. Öte yandan, Murph sana bir fikir vermiş olabilir ama ekibe katılacak profesyonelliğe sahip olduğunu pek sanmıyorum.
Teşekkürler Alex. Tamamen aynı fikirdeyiz: Murphy kesinlikle geçici bir tedbir. Bosman kurallarına uygun olarak adamdan işime yarayacak olanı alıp yeni anlaşmalar bağlamak üzere kıtayı baştan sona tarayacağım. Tabii eski gözde oyunculardan Mark Renton'ı Leith'e dönmesi konusunda ayartmak kolay olmayacaktır. Ama keşif görevimi eve daha yakın bir yerden başlatabilirim.
Links Acentesi'nden Paul Keramalandous isminde bir şahsiyet tarafından paba birçok mesaj bırakılmış, Queen Charlotte Sokak'taki, "yeni Leith" için örnek oluşturacakları söylenen yuppie bir reklam şirketi. Mesajlar Keramalandous'un Leithli İş Adamları Uyuşturucuya Karşı Forumu ile ilgili olduğunu belirtiyor. Burnuma av kokusu gelince vücudum geriliyor, ağzım sulanıyor ve adama telefon ediyorum. Verimli bir konuşma oluyor; adam bana diğer sektörlerle de bağlantı kurduklarını söyleyerek gelecek hafta Meclis Salonları'ndan birinde yapılacak olan tanışma törenine davet ediyor. Aklımda "konuya dahil edilebilecek" başka kişiler olup olmadığını soruyor. Buradaki yasal bağlantılarımın ne kadar sınırlı olduğunu düşünüyorum. Kimi önerebilirim ki, amına koyayım? Yağlı kaşık Thai Café'siyle Lexo'yu mu? Saunası ve boktan orospularıyla Mikey Forrester'ı mı? Mümkün değil. Bu benim, yalnızca benim işim. Paul'e işleri küçük tutmanın daha iyi olacağını ima ediyorum; ben, kendisi ve bahsettiği birkaç isim daha.
"Bence de mantıklı," diyerek ahizeye doğru şık bir ıslık çalıyor, "en azından işe başlayıncaya kadar. Nerede çokluk deyişini daha ilk başından doğrulamayalım."
Uygun sesleri çıkarıyorum ve telefonu kapatıp olası tarihi, onaylanmak üzere ajandama kaydediyorum. Bu denyonun yakın zamanda götümün muhtevasını itaatkâr bir minnetkarlık hissi içinde yiyeceğinden hiç kuşkum yok. Bu başarının verdiği gazla büyük atışı yapmaya ve Salça Kafa meselesiyle ilgilenmeye karar veriyorum.
Şirinlik muskalığına Renton'a telefon edip ona planlarımı, daha doğrusu onun bilmesini istediğim kadarını anlatmakla başlıyorum. Telefonda konuşurken sessizlikle baş etmek çok zorlayıcı oluyor, bir noktada artık dayanılmaz bir hâl alıyor. O yüzü, o şeytani, içten pazarlıklı gözleri, içinin okunduğunu hissettiği zamanlarda bir Aled Jones-kilise korosu çocuğuna dönüşebilme kabiliyetini görmek istiyorum. "Ee, ne diyorsun?"
Bayağı etkilenmiş gibi. "Fırsatlara açık bir iş," diyor açığa vurmamaya çalıştığı bir hevesle.
"Çok doğru, hemen düşeceklerdir."
"Evet, Weedgie'lerin ne yapacakları önceden kestirilebilir," diyerek görüş bildiriyor Rents. "Yani, hem İngiltere hem de İrlanda'daki bütün götler asırlardır bu altı bölgenin var olmamış olmasını dilerken bu hıyarlar pantomimlerine devam ediyor hâlâ."
"Evet," diye onaylıyorum, "özgün bir yaratıcılıkları yok, özellikle de Hun'ların. Çetelerine West Ham'in ismini veriyorlar, Millwall'un şarkısından apartıyorlar. Ama risksiz bir bahis olacak çünkü bunların çoğu Royal Bank of Scotland'da çalışır, Clydesdale'de de bunlardan birkaç tane vardır mutlaka."
"Tam olarak ne yapmayı planlıyorsun?"
"Dediğim gibi, yalnızca iki tane off-shore hesaba ihtiyacım var. Buraya gelip bana katıl, Mark," diye ısrar ediyorum. Sonra iyice abartıyorum. "Sana ihtiyacım var. Bana borçlusun. Tamam mı?"
Kısa bir tereddüt yaşıyor. "Peki. Bir ara buraya gelebilir misin? Daha detaylı konuşuruz falan."
"Perşembe gelebilirim," diyorum, çok istekli görünmemeye çalışarak.
"Görüşürüz o zaman," diyor.
Tabii ki göreceksin beni, Renton, siktiğimin hırsız orospu çocuğu.
Telefonu kapar kapamaz yeşil cep çalıyor, numarasını sadece bizim oğlanlara veririm ve arayan Franco. "Kendime yeni cep aldım," diyor. "Süper bişimiş. Bu gece poker okulu yapıyoz, amına koyiim, Malky, McCarron, Larry falan. Nelly Manchester'dan döndü falan, göt herif seni."
"Tüh ya, benim çalışmam lazım," diyorum hayal kırıklığına uğramış gibi yaparak. Bu sapığın poker okulu denilen rotary kulübünden yırtmış olmak beni rahatlatıyor. Paramın sarhoş serseriler tarafından gasp edilmesi kafamdaki iyi bir gece geçirme kavramına uymuyor.
Ama Begbie'nin Renton'la konuşmamdan hemen sonra araması çok ilginç. Sanırım bunun anlamı, ikisinin bir araya gelmesi gerektiği.