BEŞİNCİ BÖLÜM

BATI TÜRKLERİ KONUSUNDA
İLAVE NOTLAR

Saint Petersbourg Bilimler Akademisince 1903 yılında yayım­lanan “Batı T’u-küe’ler (Türkler) Hakkında Belgeler” başlıklı bir kitapta, 1013 yılına doğru bir aydınlar komisyonu tarafından ya­zılan büyük Ts’e-fu yüan kui1 ansiklopedisinden bazı parçaları alıntılama fırsatım olmuştu. Sanırım bu ansiklopedideki Batı Türkleri tarihini ilgilendirebilecek tüm parçaları tercüme ederek bu çalışmayı tamamlamam yararlı olacak.2 İşte bu bölümün ko­nusunu bu düşünce oluşturmaktadır.

1 Uzak Doğu Ekolünün uyarladığı transkripsiyona göre Ts’ö fu yuan kuei. Bu sistemi ben müteakip yayınlarımda kullanacağım. Fakat bu- rada T’u-küe’ler üzerine yazdığım kitapta kullandığım transkripsi- yonu kullanacağım.

2 Bu bölümde elinizdeki kitabın ana kısmına yapılan dipnot atıfları gereksiz olduğu için dikkate alınmamıştır.

618 Yılı

Bölüm 977, s. 16 ro : Birinci Wu-ti yılının (618) yedinci ayın­da, K’üe Kağan, imparatorluğa bağlanmak için T’ang (hanedanı) imparatoru Kao-tsu’ya bir elçi gönderdi. K’üe Kağan, Batı T’u-küe’lerin (lideri) Ho-sa-na Kağan’ın küçük kardeşi idi. Önceleri K’üe ta-tu şo (Kül tardu şad) olarak anılırdı. Hui-ning komuta­sında 3000’den fazla atlı okçusu bulunan kabilelerini yönetirdi. Sui hanedanı yıkıldıktan sonra kendine K’üe (kül) kağan adını al­dı. Li Kui ile işbirliği yaparak işe başladı. Sui hanedanının Batı Junglarına gönderdiği elçi Ts’ao-K’ung, operasyonlar için Kan-çu’yu kendine üs seçtikten sonra onu yanına çekti. Bütün adam­ları ile (Ts’ao) Kung’a bağlandı ve (Li) Kui’yi kovmak için kendi güçlerini onunkilerle birleştirdi. Fakat (Li) Kui’ye yenildi ve Ta-tu-pa vadisine sığınmak zorunda kaldı. T’u-yü-hunlarla kanlı bı­çaklı oldu. Bu sırada imraparatorluğa bağlılığını bildirmek, tar-tuk sunmak ve itaat arzetmek üzere elçi gönderdi.

Bölüm 974, s. 10 ro: Birinci wu-ti yılının (618) on ikinci ayın­da Batı Türklerinin lideri Ho-sa-na Kağan, itaat arzetmeye gitmek için Yü-wen Hua-ki’yi terk etti. İmparator şerefine hürmeten onu yolda karşıladı, kendi özel divanına oturttu; şarap ve yiyecek ik­ram etti.

619 yılı

Bölüm 970, s. 3 vo: İkinci wu-ti yılının (619) dördüncü ayında Ho-sa-na Kağan büyük bir inci sundu.

Aynı yerde: Yedinci ayda, Batı Türklerinin lideri Şe-hu (yabgu) Kağan3 ve Kao-ç’ang hâkimi4 bağlılıklarını bildirmek ve tartuk sunmak üzere elçiler gönderdiler.

3 T’ung şe-hu Kağan’ın Çin sarayı ile ilk ilişkiye geçiş tarihi 619’dur. Sui hanedanının son yıllarında Batı Türklerinde hakanlık yapmış ol­malıdır.

4 Kitabın ana bölümünde “le roi” kelimesi kral olarak çevrilmesine rağmen, bu bölümde adları sayılan ülkelerin çoğunun küçük prens­likler olduğu göz önünde bulundurularak, aynı unvan “hâkim” (prens) olarak çevrilmiş; Hindistan ve İran hükümdarları söz konu­su olduğu yerlerde ise “padişah” kelimesi tercih edilmiştir. Esasen bunlara kral, ülkelerine krallık demek doğru değildir. Çünkü her bi­ri birer site devletti. (editör).

620 yılı

Bölüm 970, s. 4 ro: Üçüncü wu-ti yılı (619) Batı barbarlarının (si Fan) vergi (haraç) vermesi ve bağlılıklarını bildirmesi.

621 yılı

Bölüm 970, s. 4 ro: Dördüncü wu-ti yılı (620). Batı Türklerinin lideri Şe-hu (yabgu) Kağan’ın vergi (haraç) vermesi ve bağlılığını bildirmesi.

622 yılı

Bölüm 977, s. 19 vo: Beşinci wu-ti yılı (622). Batı Türklerinin lideri Şe-hu (yabgu) Kağan dest-i izdivaç talebi ile elçi gönderdi.5

5 İmparator, bu başvuruyu ancak 625 yılında dikkate aldı. Aynı tari­hin daha ilerisine bkz.

Bölüm 970, s. 4 ro: Beşinci wu-ti yılının (622) dördüncü ayı. Batı Türklerinin lideri Şe-hu (yabgu) Kağan tarafından bir aslan postu hediye edildi.

624 yılı

Bölüm 970 s. 5 ro: Yedinci wu-ti yılının (624) üçüncü ayı. Ba­tı Türklerinin lideri Mo-ho-tu Kağan’ın tartuk sunarak bağlılık bildirmesi.

625 yılı

Bölüm 977, s. 20 ro: Sekizinci wu-ti yılının (625) dördüncü ayı. Batı Türklerinin elçisi için büyük bir şölen düzenlendi.

(İmrapator, Şe-hu (yabgu) Kağan’ın bir prenses ile evlenmesine karar vermek amacıyla bir istişare toplantısı düzenledi. İmparator, müzakerelerden sonra Kao-p’ing kralı Tao-li’yi Batı Türkleri kağa­nının otağına gönderme kararı aldı. Tao-li, yanında Hintli din ada­mı Prabhâkaramitra’yla birlikte 625’te gidip ve 627’de geri dönmüş olmalı.)

626 yılı

Bölüm 970, s. 5 vo: Dokuzuncu wu-ti yılı (626). Batı Türkle­rinden (ay belirtilmemiş) üçüncü ve altıncı aylarda Şe-hu (yab-gu) Kağan’ın bağlılık bildirip, tartuk sunması.

627 yılı

Bölüm 974, s. 10 vo: (İmparator) T’ai-tsung’un birinci çeng-ku-an yılı (627). Batı Türklerinin kağanı T’ung Şe-hu amcası tarafın­dan öldürüldü.6 İmparator bunu duyunca çok üzüldü. Onun öl­düğü yerde anısına saygı olarak yakılmak üzere ipek ve yeşim taş­ları ile elçi gönderdi. Fakat hakanlık kargaşı içinde olduğundan elçilik heyeti gideceği yere varamadan geri döndü.

6 Burada Tung şe-hu Kağan’ın gerçek ölüm tarihi hakkındaki tered­dütleri artıracak nitelikte yeni bir bilgiye rastlıyoruz. İspatlamaya çalıştığım gibi, inanıyorum ki bu tarih 630 yılı olmalıdır.

631 yılı

Bölüm 970, s. 7 ro: Beşinci çeng-kuan yılı (631) K’iu-tse (Ku-ça) hâkimi Su-fa tie tarafından atlar hediye edildi.

632 yılı

Bölüm 970, s. 2 vo: Altıncı çeng-kuan yılı (632). Yü-t’ien (Ho-tan) hâkimi Wei-ç’i Wu-mi tarafından bir zümrüt kemer hediye edildi.

Bölüm 964, s. 2 r7: Altıncı çeng-kuan yılının (632) sekizinci ay. Hung-lu’nun ikinci dereceden üst düzey memuru Yiu Şan-in, Batı Türklerinin lideri Mo-ho şo’ya (Baga şad’a) Hi-li-pi tu-lu Ka­ğan unvanı vermek üzere gönderildi ve kendisine bir davul, bir sancak ve değişik renklerde on bin parça ipek sunuldu.8

7 Bölüm 974 s. 11 ro’de de aynı.

8 Burada, Karaşar’la ilgili bilgiler kısmında olduğu gibi, Mo-ho şad ve Tu-lu Kağan’ın aynı kişi gibi gösterildiğine dikkat etmek gerekir. Halbuki kitabımızın ana bölümünde Mo-ho şad’ın Tu-lu Kağan’ın babası olduğu kaydedilmişti.

Aynı yıl, çung-lang-tsiang Sang Hiao-yen, Yen-k’i (Karaşar) hâ­kimi Tu-k’i-çi’ye Tie-li-şi Kağan unvanı vermek için bir beratla gönderildi.9

9 Burada Ts’e-fu yüan kui yazarlarına Karaşar hâkimi ile Batı Türk ha­kanı Tie-li-şi Kağan’ı birbirine karıştırıp karıştırmadıkları sorulabilir.

633 yılı

Bölüm 970, s. 7 vo: Yedinci çeng-kuan yılı (633). Batı Türkle­rinin hükümdarı Hi-li-pi tu-lu Kağan bağlılığını bildirerek tartuk sundu.

635 yılı

Bölüm 970, s. 7 vo: Dokuzuncu çeng-kuan yılı (635). Batı Türklerinin reisi T’ung-o şad10 bağlılığını bildirerek tartuk sundu.

10 T’ung-o şad, Hi-li-pi tu-lu Kağan’ın kardeşiydi. Onun ölümünden sonra Şa-po-lo ti-li-şi kağan unvanıyla yerine geçti. Ts’e-fu yüan kui’nin 633’de Hi-li-pi tu-lu Kağan’ın, 635’de ise T’ung-o şad’ın elçi­sinden bahseden kaydı, bu iki tarih arasına birincisinin ölümü, ikin­cisinin tahta çıkış olayını yerleştirmemize imkan sağlamaktadır.

638 yılı

Bölüm 964, s. 4 ro: On ikinci çeng-kuan yılının (638) doku­zuncu ayında şu mealde bir imparatorluk fermanı yayınlandı: “Yerin ve göğün nimetleri dört mevsime eşit olarak bölüştürülür. Egemen hükümdarın bilge yönetimi 10.000 (çeşit) insana ayırım gözetilmeden uygulanır. Böylelikle halk kitleleri, korunur ve bes­lenir. Hia’ların toprakları kucaklanarak korunur. (Bu egemen hü­kümdarın) emir ve fermanları en ücra köşedeki insanlara kadar ulaşır. Verdiği unvan ve yüksek görevler yabancı töreleri söz ko­nusu olduğunda da görmezden gelinmez. Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş) (lideri) Çen-çu p’i-kia (bilge) Kağan tam anlamıyla mert bir kişi­dir; bilgeliği bütün parlaklığıyla gerçektir. Çok uzun zamandan beri, değişik olaylar gördü, iyi günlerde bizim takvimimizi aldı. Samimi fedakârlığı ve yüksek faziletleri sınırlarımızın ötesinde de duyuldu (kendini gösterdi). İmparatorluk otağına gönderdiği tar-tuk ve armağanları hiç kesilmedi. Ayrıca, sülalesini mükemmelen eğitti ve halkı arasındaki uyumu maharetle korudu. Hepsi otağın iradesine bağlandı, sevdi ve kendilerine düşen koruma sorumlu­luğunu ödedi. Oğulları Şa-tan-mi şe-hu (yabgu) Pa-ç’u ve Ta-tu (tardu) Mo-ho-tu (Bagatur) Şo (şad) Hie-li-pi, her ikisi de yiğit­liğin bütün enerjisine ve iyi olan her şeyin peşinde olma nitelik­lerine sahiptir. Biri özveri duygularını tüketircesine imparatorluk sarayına gönülden bağlıydı, diğeri çok uzaklardan gelerek impa­ratorun meclislerine katılır ve tacı önünde secde ederdi. Eğer on­ların mutlak sadakatini düşünürsek, onları neden bu kadar övdü­ğümüz anlaşır. Ödül ve lütuflarımıza mazhar olmaları için mü­kemmel unvanlar vermemiz de bundandır.

Pa-ç’u Si şe-hu (Yabgu) k’o-han (kağan) olsun diye ona ayrıca dört kurtbaşlı sancak ve dört davul verdim. Hie-li-pi kağan ta (­tu) mo-ho-tu (bagatur) şe-hu (yabgu)ya ise iki kurt başlı sancak ve iki davul verdim. Ayrıca tso-lin kün büyük generali Leang Fang-şi’ye bu onay fermanını yerine getirmesi için bir kuman­danlık rütbesi almasını emrediyorum.”

639 yılı

Bölüm 973, s. 11 ro: T’ai-tsung’un hükümdarlığı zamanında on üçüncü çeng-kuan yılında (639), Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş)ların (lideri) imparatora şu sözleri ileten bir elçi gönderdi: “Kao-ç’ang (Turfan) kralı, En Ulu’nun11 hizmetindeymiş gibi görünmesine rağmen, vefasızlığı yüzünden aslında böyle değil. Yü-kü şad’la birlikte Göğün Oğlunun kurduğu krallıklara saldırmaları için or­duların sevkedilmesine izin verdi. Ben köleniz, imparatorluğun iyiliklerini görmüş biri olarak, onu cezalandırmak için bizzat ba­şında bulunacağım silahlı adamlarımla düzenli ordulara öncülük etmek isterim.”

11 9Yani imparator

İmparator onun samimiyetini ve doğruluğunu övdö. Cens bakanlığı başkanı T’ang Kien ve Yü-ling kün büyük generali Çe-şi-se-li’yi ona nakışlı ipekler ve saf ipekler sunmak üzere görev­lendirdi.

640 yılı

Bölüm 985 s. 10 ro ve devamı: Hu Kün-tsi tarafından Kao-ç’ang (Yar-hoto, Turfan yakınlarında) Krallığı’nın başkentine yapılan saldırıları anlatır. Oradan şu bölüm alınmıştır: “Önceleri büyük ordunun hareketi esnasında, imparator orduya yardım etmek üze­re, dağların doğusunda yaşayan ve kuşatma aletleri yapmayı bilen insanları çağırmış ve onları orduya katmıştı. (Hu) Kün-tsi hen­dekleri doldurmak için ağaçları kesti, arabalara bindirilmiş koç sürülerini surlar üzerinde onlarca kadem uzunluğundaki tabyala­rı aşmak için sürdü. Arabalara yüklenmiş mancınıklarla atılan taş­lar şehri un ufak etti. Kuşatılanlardan bazıları atılan taşlardan ko­runmak için keçe sığınaklar yaptılar. Surların üzerindeki mazgal­larda savaşanlar da daha fazla dayanamadı ve şehir düştü.12

12 640’ta General Kiang Hing-pen şerefine dikilen kitabede de bu savaş makinasından bahsediliyor. Benim “Dix inscriptions chinoises de l’Asie centrale” adlı mın 30-31. sayfalarına bkz.

641 yılı

Bölüm 964, s. 6 ro : On beşinci çeng-kuan yılının (641) yedin­ci ayında, tso-ling-kün generali Çang Ta-şi’ye heyet başkanı ola­rak, Batı Türklerinin Nu-şi-pi boylarının (lideri) (Mo-) ho-tu şe-hu (Bagatur yabgu)’ya İ-p’i şa-po-lo şe-hu (Yabgu) unvanının onaylaması, bir davul ve bir sancak vermesi emredildi.

642 yılı

Bölüm 978, s. 22 r0 ve devamı: On altıncı çeng-kuan yılının (642) dokuzuncu ayında, Yen-t’o (Tarduş)ların (reisi) Çen-çu p’i-kia (bilge) Kağan, amcası Şa-po-lo ni-şu se-kin’i bir evlenme akdi talebi ve hediye olarak bir akik ayna, 38.000 zerdeva postu ve 3.000 at ile gönderdi. İmparator, (imparatorluk evinden) bir kızla evlenmesine rıza gösterdi. Kağanı tören hazırlıkları yapmak üzere huzuruna davet etti. İmparator, uzak adamları kendine bağlama kararındaydı. Yen-t’o’ların kağanı ile bir görüşme yapmak üzere Ling-çu’ya13 varacağını bir fermanla duyurdu. Kağan çok mutlu ol­du ve tebaasına şöyle dedi: “Aslen T’ie-le (Tölös)’lerin küçük bir reisiydim. Büyük imparatorluğun kutlu kişisi beni kağan yapmak­la şereflendirdi. Şimdi de benim bir prensesle evlenmeme izin ve­riyor ve bizzat Ling-çu’ya gelerek beni onurlandırıyor. Mutlu ol­mak için bundan daha başka ne olabilir ki!” Sonra nişan hediyesi olarak imparatora sunulmak üzere at ve koyun vergisi salınmasını istedi. Fakat bazıları kağan’a “Biz Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş)ların ka­ğanı ve büyük T’ang hanedanından güneşin oğlu, birer imparator­luğun hükümdarlarıdır. Neden siz (imparatora) saygı sunmaya gi-decekmişsiniz? Şayet ola ki sizi esir alırsa, üzülmenin bir faydası olmaz!” Kağan cevap verdi: “Büyük T’ang hanedanından güneşin oğlunun çok uzaklara ulaşan kutsal faziletlerini duydum. Güneş’in ve Ay’ın parladığı her yerde insanlar ona itaat etmeye geliyor. Ben ona bütün kalbimle güveniyorum ve kendimi ona adıyorum. Onun kutsal yüzünü bir kere görebilirsem, gözüm açık gitmeye­cek. Zaten çölün kuzeyinde kalan bölgede bir egemen gücün olma­sı gerekir. İmparatorluğun (benim yerime) başka birini aramak gi­bi bir planı da yok. Kararımı verdim. Boşuna tartışmayı uzatma­yın.” O andan sonra konuşanlar (muhalefet edenler) öldürüldü. İmparator atları ve koyunları almak için üç ayrı yoldan gizli görev­li ajanlar gönderdi. Bu arada Yen-t’o (Tarduş)ların kağanının elin­de toplanmış malı yoktu. Hemen tebaasının koyun ve atlarının müsadere edilmesine karar verdi. Kum çölünde otlak bulunmadı­ğından, on bin li uzağa gidiş geliş sırasında hayvanlar ölüyor veya kaçıyordu. Dolayısıyla belirtilen tarihte varamadılar. İmparator Ling-çu’ya gitmeye karar verdi ve üç yoldan gönderdiği gizli ajan­larını çağırdı. Daha sonra nişan hediyeleri geldiğinde neredeyse ancak yarısının getirilebildiği ve onların da çok kötü durumda ol­duğu anlaşıldı. İmparatorun huzurunda bir toplantı yapıldı ve bar­barlara törelere ve adalete uygun davranılamayacağına karar veril­di. Nişan hediyeleri tamam olmadığı halde evlenme muvafakati ve­rilirse, onların Orta İmparatorluğu küçümseyecekleri kanaati oluş­tu. (Onların gözünde Çin’in) önemini artırmak için kanunları tam olarak uygulamalarını emretmek gerektiği belirtildi. Daha sonra el­çileri geri gönderdiler. Bu sırada bazı bakanlar imparatoru şöyle tahrik ettiler: “Madem ki Yen-t’o (Tarduş)ların kağanına bir izdivaç sözü verdiniz, sınırlarımızın böyle güvenli kalması için size sunu­lan nişan hediyelerini sukunetle kabul ediniz, barbarlara söz söy­lemekten kaçınınız. Önemli olan bu işi çarçabuk halletmektir.” İmparator şöyle cevap verdi: “Görüşleriniz her bakımdan yanlış. Siz eski zamanı biliyorsunuz; ama şimdiki modern zamanı bilmi­yorsunuz. Eskiden Han hanedanlığı sırasında Hiung-nular güçlü, Orta İmparatorluk zayıftı. Bu nedenle Şan-yü’ye kız verilirdi. Şim­di ise Orta İmparatorluk güçlü, kuzeyli barbarlar zayıftır. Birkaç bin Çin askeri, onların onbinlercesini yenecek kapasitededir. Eğer Yen-t’o (Tarduş)ların kağanı ivedilikle alnını yere dayayıp huzu­rumda secde ediyorsa, bize tepeden bakamıyorsa, bu bizim onu kı­sa süre önce lider ilan etmemizden kaynaklanıyor. (Hakimiyeti al­tındaki) diğer boylar aslen onun soyundan değiller. Bu yüzden sır­tını büyük imparatorluğumuza dayayarak tebaasını itaat altına al­mak istiyor. T’ung-lolar, Pu-kular14 ve benzerleri de dahil olmak üzere sayıları ondan fazla olan bu başka kabilelerin on binlerce sa­vaşçısı var. Eğer bunlar güçlerini birleştirirlerse, Yen-t’o (Tar-duş)ları tahakküm altına alabilirler. Eğer buna cesaret edemiyor-larsa, bunun sebebi Yen-t’oların kağanının tarafımdan atanmış ol­ması ve Orta İmparatorluktan çekinmeleridir. Eğer ben şimdi kız­larımdan birini (Yen-to’ların kağanına) verirsem ve onu büyük im­paratorluğun damadı yaparsam, adamlarını artırmış ve etrafındaki-leri ona tamamen bağlamış olurum. Şimdi ona yabancı olan boylar onun önünde diz çökecek, kaşlarını indirecekler, yeni baştan ona bağlanacaklar ve tâbi olacaklar. Sayıları artınca barbarlar kuralları ve adaleti dinlerler mi? Canlarını sıkacak en ufak bir şeyi bahane ederek güneye ineceklerdir. Beyler, sizin öneriniz kendinizi parça­latmak için yırtıcı bir hayvanı beslemeye benzer. Eğer ben şimdi bu kızı (Yen-to’ların kağanına) vermez ve elçilerine çok kibar davra-nırsam, diğer boylara mensup olanlar benim onu reddettiğimi du­yunca Yen-t’o’lara saldırmak için birbiri ile yarışacaklar. Binaena­leyh bu evlilik işi iptal edilmiştir.”

13 Ling ilçesi, bugün Kan-su eyaleti Ning-hia vilayetine bağlı ikinci va­liliğin adıdır.

14 Pu-kular ve T’ung-lolar, Uygur kabileleriydi ve o sıralar Sie-yen-t’o’lara bağlıydılar.

Bölüm 974, s. 12 r0: On altıncı çeng-kuan yılında (642) onun­cu ayın keng-tse günü, (imparator) Leang-i salonunda yabancı halkların elçilerine büyük bir ziyafet verdi. İmparator, Şa-po-lo se-kin’e15 şöyle dedi :”Yen-t’o (Tarduş)’lar eskiden sıradan bir boy idi. Siz, ey se-kin! Sizi yalnızca on yıl kadar önce onların başına ben koydum. Bilmem ki başka nasıl anlatsam! Hie-li bütün gücü­nü toplayıp da benim sınırlarımı istila ettiği zaman, boyunu16 yok etmek için askerlerimi ve süvarilerimi göndermekten başka ne ya­pabilirdim ki! Eğer bana karşı düşmanlığı yeniden başlatırsanız, sizi alt etmek bana on koyun ve beş ata mal olur.17 Şimdi görüyo­rum ki, hatanızdan dolayı kendinizi affettirmek için elçi gönder­mişsiniz. Geçmiş hatalarınız için sizi affediyorum. Dostluk duy­gularınız eskiden olduğu gibi olacak.” Şölen sona erdiğinde, her­kese değişik miktarlarda ipekler verildi.

15 Sie-yen-t’o’ların kağanının amcası.

16 630’da, imparator kuzey Türklerinin lideri Hie-li Kağanı yenmiş ve esir almıştı.

17 Yani: Sizi çok az masrafla ve asgari bir gayretle dahi yenebilirim.

643 yılı

Bölüm 970, s. 10 r0: On yedinci çeng-kuan yılının (643) birin­ci ayının ilk günü, aralarında K’ang (Semerkant) Krallığı ve Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş)ların da bulunduğu değişik krallıkların bü­yük elçilikleri... On birinci ayda, aralarında Sie-yen-t’o (Sir-Tar-duş)ların, P’o-lo-menlerin (Hinduların), T’ung-o’nun18 ve batı barbarları (si-Fan) Ç’u-pan-ç’o19 elçilerinin de bulunduğu diğer büyükelçilikler...

18 Burada adı geçen T’ung-o’yu, 639 yılında ölen T’ung-o şad veya Tie-

19 Ç’u-pan ç’o, Yulduz vadisinde yaşayan Şu-ni-şi boyunun liderinin unvanı idi.

644 yılı

Bölüm 985, s. 14 ro: On sekizinci çeng-kuan yılının (644) onun­cu ayında, An-si genel valisi Kuo Hiao-k’o ordusuyla harekete ge­çerek Yen-k’i (Karaşar) Krallığı’nı yıktı. Karaşar hâkimi Lung Tu-k’i-çi’yi20 esir alarak seyahatta olan imparatora gönderdi.21

20 Daha önce Tu-k’i-çi’nin 632’de Çin’den krallığını onaylattığını gör­müştük.

21 Bir haşiye notunda imparatorun o sırada şimdiki Lin-yu’nun batısın­daki Kiu-ç’eng sarayında bulunduğu belirtilmektedir.

645 yılı

Bölüm 970, s. 10 r0: On dokuzuncu çeng-kuan yılının (645) birinci ayında, aralarında T’u-ho-lo şe-hu (Toharistan yabgusu), Şa-po-lo şe-hu22, Yü-t’ien (Hotan) (hâkimi) T’ung-o, K’ang (Se-markant) (kralı)nın da bulunduğu çeşitli prensler armağanları­nı sundular.

22 Şa-po-lo şe-hu, daha sonra Ho-lu Kağan olarak anılacak olan Batı Türklerinin liderini ifade etse gerektir. Ben, yanlışlıkla, Şa-po-lo şe-hu’yu Toharistan yabgusu gibi göstermişim. Bunlar, iki ayrı kişidir.

Bölüm 946, s. 6 vo: On dokuzuncu çeng-kuan yılının (644) do­kuzuncu ayında, Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş)ların (lideri) Çen-çu p’i-kia (bilge) Kağan öldüğünde, imparator onun ordugahının solun­da, büyük acısını göstermek için kurbanlar sundu. Daha öncele-ri23 bu Yen-t’o’ların (lideri), ikinci en büyük oğlu İ-mang’ın, Tu-li-şi Kağan olarak atanarak doğu bölgesinde oturmasını ve bütün di­ğer boyları yönetmesini, en büyük oğlu Pa-ço’nun24 Si şe-hu (Yabgu) Kağan olarak atanıp batı topraklarında oturmasını ve bü­tün Yen-t’o (tarduş) boylarını yönetmesini talep etmişti. Adetler gereğince bir imparatorluk fermanı yayınlanarak her ikisinin de unvanları tasdik edildi.

23 638’de.

24 Burada geçen Pa-ço, 638 yılında sözü edilen Pa-ç’u ile aynı kişidir.

646 yılı

Bölüm 976, s. 23 vo: Yirminci çeng-kuan yılının altıncı ayında, Batı Türklerinin (lideri) İ-p’i şe-kui Kağan bir elçi gönderek bağ­lılığını izhar edip, tartuk sundu. Ayrıca bir evlilik akdi25 talebin­de bulundu. İmparator, mühürlü bir mektupla iyi niyet dilekleri­ni bildirerek, hayli cesaretlendirdi.

25 T’u-küe’ler hakkındaki kısa notta bu elçilik heyetinin geliş tarihi be­lirtilmemiş. Bu çevirdiğimiz metinde ise 646 olarak görülüyor.

Bölüm 977, s. 17 vo: Yirminci çeng-kuan yılının (646) sekizin­ci ayında, imparator Ling-çu’ya vardı ve Fu-yang tun’da konakladı. On üç boy (T’ie-le (Tölös)ler, Hui-ho (Uygur)lar, Pa-ye-ku (Bayırku)lar, T’ung-lo’lar, Pu-ku’lar, Tu-lan-ko (Telengüt)’ler, Se-kie’ler, A-tie’ler, K’i-tan’lar, Hi’ler, Kie’ler26, Hun’lar ve Ho-sa’lar), elçiler göndererek bağlılıklarını ve tartuklarını sundular. İmpa­ratora sundukları bir dilekçede şöyle deniliyordu: “Yen-t’o (Tar-duş)ların kağanı kendini imparatorluğa adamamıştı. Çok acıma­sız ve adaletsizdi. Köleniz olan bizlere hükümdar olamazdı. O’nun ölümünden ve yenilmesinden beri boyları kuşlar gibi da­ğıldı ve kimse nerelere gittiklerini bilmedi. Biz kullarınız ise, ki her birimizin ayrı toprakları var, kaçak Yen-t’o’ların ardından gi­demeyiz. Güneşin oğluna yalvarıyoruz. Lütfen bize merhamet edin. Lütfen bize (kullarınıza) bakmaları için Çinli memurlar gönderin.” İmparator, Yen-t’o (Tarduş27)lara karşı kazandığı za­fer yüzünden (bu halkların) Çin hükümdarlığından ayrılacakla­rını sanıyordu. Onların gönderdiği elçileri görünce çok sevindi. Huang-men şi-lang Ç’u Sui-leang’ı (elçileri) kaymakamlık kona­ğına götürmekle görevlendirdi. Onları onore etmek için şarap kupaları ve kızartılmış etler yığıldı. (Bu eğlenceler) ta gece yarı­sına kadar devam etti.

26 Kie’ler, muhtemelen Hi-kie’lerdir. Buradaki liste, T’ie-le, Hi ve K’i-tan’ların katıldığı Uygur boylarından oluşmaktadır.

27 Uygur reisi Tu-mi-tu’nun, Tarduş reisine karşı 646 yılının 6. ayında el­de ettiği zaferine atı. Bu zafer, Uygurların doğu bölgelerinde Tarduş-lar karşısında mutlak üstünlük sağlamalarına zemin hazırlamıştır.

Bölüm 973, s. 11 ro : Yirmi birinci çeng-kuan yılı (647), sol cesur muhafızlar büyük generali A-şi-na Şo-öl, Kun-k’iu sanca­ğı büyük yöneticisi olarak atandı. Emirleri altında beş general bulunan An-si (Bişbalık) askeri valisi Kuo Hiao-k’o ve si-nung k’ing Yang Hung-li’yi birleştirmekle görevlendirildi. Ayrıca K’iu-tse’ye (Kuça) saldırmak üzere on üç T’ie-le (Tölös) boyundan yüz binden fazla atlı seferber edildi.

648 yılı

Bölüm 973 s. 11 ro: Yirmi ikinci çeng-kuan yılının (648) dör­düncü ayında, Batı Türklerinin (lideri) Ho-lu, Çin imparatorluk ordusunun Kiu-tse (Kuça)’lıların suçlarının hesabını sorduğunu duyunca, Çin ordusuna hizmet için öncü birlik olarak kendisinin görevlendirilmesini önerdi. Ayrıca onlarca süvari ile alelacele im­paratorun huzuruna vardı. Bir imparatorluk fermanı ile Kun-k’iu sancağındaki aktif ordunun başına getirildi. Kia-şu salonunda ona ve aynı zamanda ilk üç derecedeki sivil ve asker subayların da katıldığı bir büyük ziyafet verildi. Ho-lu oldukça mutluydu. İmparator, Ho-lu’ya ince ipek ve nakışlı ipekler armağan etti. Ay­rıca ona vermek için kendi üstündeki giysisini çıkardı.

Bölüm 973, s. 11 ro: Beşinci ay, yu wei şuai fu’nun Çang-şi’si Wang Hsüan-ts’e, Ti-na-fu Krallığı’na saldırarak ağır bir yenilgiye uğrattı. Önceleri, (Wang) Hsüan-ts’e, elçi olarak T’ien-çu’ya (Hindistan) gitmişti. Oraya vardığında Merkezi Hint Krallığı’nın hükümdarının öldüğünü ve ülkesinin büyük kargaşa içinde ol­duğunu gördü. Na-fu-ti kralı A-na-şun tacı ele geçirerek (Wang) Hsüan-ts’e’yi geri atmak için barbar birliklerini (Hu) gönderdi. Hsüan-ts’e gece karanlığından faydalanarak kaçtı ve T’u-po (Ti-betliler)’ların batı sınırına vardı. Bir mektupla komşu krallıklar­dan asker istedi. T’u-po’lar (Tibetliler) 1200 seçkin asker gönder­diler. Ni-po-lo (Nepal) Krallığı da 7.000’den fazla süvari gönder­di. (Wang) Hsüan-ts’e, bu birliklerle A-na-şun’a saldırarak ağır bir yenilgiye uğrattı. T’u-po’lar (Tibetliler) hemen ganimetlerini28 sunmak için elçiler gönderdiler.

28 Silvain Levi tarafından ayrıntılı bir biçimde tartışılmış olan bir ko­nuya, (Hindistan’da Wang Hsüan-ts’e’nin misyonu, Journal Asiati-que, Mart-Nisan 1900, S. 305-310) bu metin nedeniyle burada tek­rar dönmeyeceğim. Ben burada, bir yerde Ti-na-fu bir yerde de Na-fu-ti olarak zikredilen bir krallığın hükümdarı olan Magadha’nın ta­cının gaspı konusunu ele almakla yetineceğim. Esir edilen hüküm­darın statüsü üzerinde şu not vardır. “po-lo-men-di-na-fu-ti-guo-van-a-lu-na-sun” (Bkz. Kin şi tsui pien, blm CXIII, s. 35 vo) Anlamı: “Hin­du Ti-na-fu-ti krallığının hükümdarı A-lo-na şun”. Bu da bu hü­kümdarlığın adı gerçekte Ti-na-fu-ti iken, Ts’e-fu yuen kui’nin kâh Ti-na-fu, kâh Na-fu-ti olarak yazdığını gösterir. A-lo-na-şun yerine A-no-şun ifadesine gelince, bütün diğer metinlerde bunun aksi ya­zılmaktadır.

Bölüm 973, s. 11 vo: Altıncı ay, Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş) hal­kından kalan 20.000 adam Han-hai, Kin-hui ve Yu-ling’deki29 üç komutanlığı istila ettiler. Yen30 başyardımcısı Li-ç’en, zapt-u rapt altına alması için dokuz T’ie-le (Tölös) boyunun başına gönderildi. (Yorum: Batı yakasından kaçan Sie-yen-t’o (Tar-duş)ların çoğu, ittifaken müteveffa Çen-çu p’i-kia (Bilge) Ka-ğan’ın oğlu31 Tu-mo-çi’yi İ-to-wu-şi Kağan adıyla başlarına reis seçtiler. (Bu kağan) Ötüken tepelerinin kuzeyinde yaşamak is­tedi. T’ie-le (Tölös)ler uzun zamandan beri Sie-yen-t’o (Tar-duş)ları hakimiyet altında tutuyorlardı. Tu-mo-çi başa geçince dokuz boyun tüm reisleri oldukça endişelendiler. (Diğer yan­dan) imparatorluk da (Sie-yen-t’o’ların) çölün kuzeyinde bir endişe kaynağı olmasından çekiniyordu. Bu durumda İmpara­tor, Ying Krallığı’nın dükü Li Tsi’ye32 gidip (Sie-yen-t’o’lara) sal­dırmasını ve cezalandırmasını emreder.

29 Li-çao-lo sözlüğünde Kalka Moğolları topraklarında gösterilen Wan-hai komutanlığı, Hui-ho (Uygur)larda 647 yılının birinci ayında ku­rulmuştu. Aynı devirde, Kin-hui hükümeti veya komutanlığı Pu-ku topralarında, Yu-ling hükümeti veya komutanlığı ise Pa-ye-ku (Ba-yırku) topraklarında kurulmuştu.

30 Elbette ki Yen yerine Yen-jan diye okumak gerekir. Yen-jan askeri va­liliği Uygurlarda yeni kurulan 7 ilçe ve 6 hükümeti denetim altında tutmak için 647 yılının 4 ncü ayında kurulmuştu. (Bkz. Tse-çi t’ung kien, CXCVIII, s. 9 vo)

31 Tse-çi t’ung kien, lan-tsi, (=oğlu) yerine (Bölüm CXCIII, s. 6 vo) hi-ung-tsi (=...’nin ağabeyinin oğlu) diye yazmaktadır.

32 Bu kişi, Tse-çi t’ung kien’de Li Şi-tsi adıyla geçmektedir.

(Li Tsi) T’ie-le (Tölös)lerin dokuz boyundan 20.000 süvariyle yola çıkarak Tanrı Dağlarına vardı. Düzenli bir ordunun yaklaştı­ğını gören Tu-mo-çi korkuya kapıldı ve bağlılığını bildirmek33 için İmparatorun özel elçisi Siao Se-ye’ye gitti.

33 Bu olaylar 646 yılının 6. ayında olmuştur. (Tse-çi t’ung kien). Yorum­cu ise aynı olayları ise bize iki yıl arkadan bildiriyor.

Aynı bölüm, s. 12 ro:Yedinci ay, Batı Türklerinin devlet danış­manı (öğüt verici) Kü-li ç’o (çur), K’iu-tse’ye (Kuça) karşı sefer düzenleyen imparatorluk birliklerine katılmak üzere emrindeki adamların başına geçmek istedi.

Hui-ho (Uygur) lideri P’u-sa34, o yıl saraya tartuk sunması için bir elçi gönderdi. Sie-yen-t’o’ları alt etmek suretiyle gösterdi­ği parlak başarısı nedeniyle, otağın bir salonunda (gönderdiği el­çi için) büyük bir şölen düzenlendi. Vaktiyle Türklerin kağanı Hie-li35 esir edildikten sonra, kuzeyli barbarlar içinde Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş)lar ve Hui-ho (Uygar)’lardan başka refah içinde yaşa­yan kimse kalmamıştı. İmparator, Batı T’u-küe’lerinin36 lideri Mo-ho-tu’ya kağanlık yetki ve rütbesini vererek, Hui-ho (Uygur), Pu-ku, T’ung-lo, Se-kie, A-tie vs. boyları yönetmeye gönderdi. O sırada, Hui-ho (Uygur)ların lideri Tu-mi-tu, diğer boylardaki sa­vaşçıların da yardımıyla Sie-yen-t’o (Sir-Tarduş)ların (lideri) To-mi Kağan’ı ezdi.

34 Burada P’u-sa adı bir hatadır. Çünkü 646 yılında bu Uygur lideri öl­müş ve yerine Tu-mi-tu geçmişti. 646 yılında Sie-yen-t’o’yu yenen de Tu-mi-tu’dur.

35 630’da

36 Bkz. s. 445’de bu kişi Kuzey Türklerinin bir koluna mensup gibi gösterilmiştir ki, muhtemelen daha doğrudur.

649 yılı

Bölüm 970, s. 17 ro: Yirmi üçüncü çeng-kuan yılının (649) ikinci ayında, Batı T’u-küe hükümdarı Si şe-hu Kağan37 ve An (Buhara) Krallığı hükümdarı, kendi ülkelerinin ürünlerini sun­dular.

37 Aynı ifade Kiu T’ang-şu’da da bulunmaktadır. Bunun bir isim karışı-lıklığı olduğu düşünülmemelidir. Her halükârda bu Si şe-hu Kağan’ı T’ung şe-hu Kağan’ın aynı adı taşıyan ve 632 veya 633’te ölmüş ol­ması gereken oğlu ile karıştırmamak gerekir.

Bölüm 974, s. 13 ro: Yirmi üçüncü çeng-kuan yılının (649) al­tıncı ayında, İmparator Kao-tsung tahta çıktı. Yedinci ay, Yü-t’ien (Hotan) kralı Fu-tu Sin saraya bağlılığını arzetmeye geldi. (Deva­mı elinizdeki eserin 166 ve 167. sayfalarında olduğu gibidir.) T’ai-tsung, Çao mezarlığında törenle toprağa verildiği zaman, bir taşın üzerine Fu-tu Sin’in resmi kazındı ve taş Hsüan38 kapısının girişi­ne konuldu.

38 Bu kapı muhtemelen kümbettedir.

Bölüm 977, s. 18 vo: Yirmi üçüncü çeng-kuan yılında (649), Pa-si-mi’lerin (Basmılların)39 (lideri) T’u-mao ta-kuan40 Fei-lo-ç’a ve akrabaları boylarıyla birlikte imparatorluğa41 tâbi oldular.

39 Pa-si-milerin yaşadıkları yer konusunda bkz. s. 53-54.

40 Ta-kuan, genel olarak Türk ünvanı tarkan’ın çeviriyazımı olan ta-kan’la aynı olsa gerektir.

41 Tse-çi t’ung kien’e göre 649 yılının birinci ayında, Pa-si-mi’lerin t’u-t’un’u (Tudun) Fei-lo-ç’a, bağlılığını bildirir ve toprakları Sin-li ilçe­sine dönüştürülür.

650 yılı

Bölüm 964, s. 7 vo: Birinci Yung-hui yılında (650) K’iu-tse’nin (Kuça) eski hâkimi, tso-wu-weilerin42 çung-lang-tsiang’ı Ho-li pu-şe-pi sağ cesur muhafızları büyük generali olarak atandı. Mü­teakiben, eskiden olduğu gibi K’iu-tse (Kuça) hâkimi olması ve halkından geri kalanları yönetmesi için memleketine geri gönde­rildi. Vaktiyle Tai-tsung, K’iu-tse (Kuça)43 Krallığını yıktığı zaman An-si askeri valilik merkezini bu krallığın başkentine nakletmiş ve Kuo Hiao-k’o’ya aynı zamanda Dört Garnizon denilen Yü-t’ien (Hotan), Su-le (Kaşgar) ve Sui-şe’yi (Tokmak) de yönetme yetki­siyle birlikte askeri vali unvanı verilmişti. İmparator Kao-tsung tahta çıkınca, sınırlarını genişletmek ve halkını yormak istemedi. Memurlarına bu isteğinin K’iu-tse (Kuça) de dahil olmak üzere Dört Garnizon’un terk edilmesini de kapsadığını bildirdi. Bu ne­denle Ho-li pu-şe-pi yeniden kendi ülkesinin hakimi oldu44.

42 Bu unvan, Ho-li Pu-şe-pi 649 yılının birinci ayında Ç’ang-an’a esir olarak getirilip imparator tarafından bağışladığında verilen unvan­dır. (Bkz. Tse-çi t’ung kien, CXCIX, s. 4 vo).

43 648’de.

44 Elinizdeki eserin 157-158. sayfasındaki dipnot kesinlikle doğru de­ğil. An-si askeri valiliği imparator T’ai-tsung tarafından 648 veya 649 yılında Kuça’da ilk defa kurulmuştu. Fakat imparator Kao-tsung onu Turfan’a nakletti. Kuça yeniden askeri valiliğe dönüştürülmesi ancak 658 yılının 5. ayında olmuştur. Dolayısıyla s. 157-158’deki bilginin doğruluğu kesin değildir.

651 yılı

Bölüm 973 s. 12 vo: İmparator Kao-tsung’un hükümdarlığı za­manında, ikinci yung-hui yılında (651), Menç-ç’i genel valisi A­şi-na Ho-lu ayaklandı. Batı’da Tu-lu Kağan’ın topraklarını istila ederek, T’ing (Bişbalık)45 ilçesini yakıp yıkmak için ilerledi.

45 Tse-çi t’ung kien: 651 yılı sonbaharında, yedinci ayda, Batı Türkleri­nin (lideri) Şa-po-lo Kağan T’ing-çu’yu (Bişbalık=Tsi-mu-sa) tahrip etti. Ayrıca Kin-ling şehrine ve Pu-lei (Barkul) ilçesine saldırarak zaptetti. Tse-çi t’ung kien, Kin-ling’i T’ang-şu’nun bir güzergah açık­lamasında Turfan’la Bişbalık ortasına yerleştirdiği Kin-şa ling ile öz­deşleştirmektedir. Bu özdeşleştirme pek mantıklı görünmüyor, çün­kü Kin-şa ling şehir değil, dağdır. Her ne ise, kesin olan Kin-ling şehrinin Bişbalık ve Barkul’a yakın olmak zorunda olduğudur.

(651’den 657’ye kadar Ho-lu’ya karşı düzenlenen seferlerin hikayesini, elinizdeki eserin ana kısmından takip ediniz. Bura­da, 657 yılında Su Ting-fang ve Uygurların Kin-şan (Altay) yo­lunu takip ettikleri, halbuki A-şi-na Mi-şe ve A-şi-na Pu-çen’in Si (Yar-hoto, Turfan yakınlarında) ilçesi üzerinden geçip gittik­leri anlaşılıyor. Su Ting-fan Kin-şan’ın kuzeyine geldiğinde se­kin Lai-tu-lu’nun itaatini kabul etti, sonra Ye-tie nehrinin batı­sında Hu-lu’yla bir anlaşma yaptı. Beş Tu-lu kabilesi A-şi-na Pu-çen’e bağlanmak için güney yoluna saparken, beş Nu-şi-pi kabi­lesi Hu-lu’ya bağlandı. Şuang-ho’da (Borotala vadisi) A-şi-na Mi-şe ve A-şi-na Pu-çen ile birleşen Su Ting-fang, müttehit or­duların başında Kin-ya dağı yakınlarındaki askeri kampında Ho-lu’ya sürpriz bir saldırı gerçekleştirerek, kamilen mağlup et­ti. Bunun üzerine Ho-lü, oğlu Tie-yün ve damadı Yen ç’o (çur) kaçarak Şe (Taşkent) şehrine sığındılar.)

652 yılı

Bölüm 966, s. 16 ro: T’u-ho-lo (Toharistan) Krallığı. Üçüncü yung-hui yılında (652) bu bölgede Yüe-çi hükümeti kuruldu. To-haristan yabgusu şe-hu (yabgu) A-şi-na Wu-şe-po46 genel vali ta­yin edildi.

46 Bu isim, Toharistan yabgusunu Batıdan ziyade Doğu Türklerinin A-şi-na hanedan ailesine bağlıyor gibi görünüyor. A-şi-na adı Arap fe­tihlerinden sonra da kullanılagelmiştir. 834’te Türk generali Aşi-nâs’ın Halife El-Mutasım Billah tarafından Mısır valisi olarak atandı­ğı bilinmektedir.. Türklerde çok rastlanmasına rağmen, A-şi-na ve Aşinâs adı sadece Türklere ait bir ad değildi. Daha sonra Türk gene­rali Aşinâs’ın neden böyle adlandırıldığını açıklamak için popüler bir etimoloji mi düşünülmüştü? Kitab-ul Uyûn’a göre El-Mutasım

bir gün ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında Türk muhafızla­rından biri imdadına yetişir ve Farsça olarak bağırır: “Yâ mevlâye, merâ şinâs?” yani “Ey efendim, beni tanıdın mı?” Bu andan itibaren, El-Mutasım bu kurtarıcısını “Aşinâs” olarak çağırır. (Bkz. J. Karaba-cek, Mittheilungen ausder sammlung der Papyrus Erzherzog Rainer, Erster Jahrgang, 1887, s. 97, n. 2) Bu açıklamanın tam bir fantazi ol­duğu açık. Aşinâs, Çinlilerin A-şi-na olarak yazdıkları isimle aynıdır.

656 yılı

Bölüm 973, s. 13 ro: Birinci hien-k’ing yılında (656), Batı Türk­lerinin (lideri) Ho-lu sınırlarımıza saldırdı. Bir imparatorluk fer­manı ile Ç’eng Çi-tsie, Su Ting-fang ve diğerlerine, birliklerin ve ayrıca Hui-ho (Uygur)ların başına geçmeleri emredildi. Önce İn-şan’da ve arkasından ikinci defa Ya şan’da47 Ho-lu’yu ağır bir yenil­giye uğrattılar.

47 Kin-ya dağı konusunda daha önce bilgi verilmişti. Tse-çi t’ung kien’e göre (CC, s. 5 v°) Su Ting-fang, A-şi-na Mi-şe ve A-şi-na Pu-çen’le müşterek Şuang-ho’da (Borotala vadisi) operasyon yaptıktan sonra Ho-lu’nun 200 li daha ilerideki askeri kampına (bir notta Kin-ya da­ğında) saldırdı. Demek ki Kin-ya dağı Borotala’nın birkaç yüz kilo­metre ilerisinde (muhtemelen batıda veya güneybatıda) idi.

658 yılı

Bölüm 964, s. 8 vo: Üçüncü hien-k’ing yılının (658) birinci ayında, K’iu-tse (Kuça) hâkiminin varisi olan oğlu Pe Su-ki, K’iu-tse (Kuça) hakimi olarak tayin edildi. Ona sağ cesur muhafızları büyük generali unvanı verildi. Ayrıca atama beratını vermek üze­re bir elçi gönderildi.

Beşinci ay sol cesur muhafızlarının büyük generali, An-si as­keri valisi ve T’ien-şan kazası dükü unvanları bulunan K’ü Çi-çan, eski Kao-ç’ang48 bölgesini yönetmek için Si ilçesi hâkimi olarak atandı.

48 K’ü Çi-çan, 640’ta Çinliler tarafından yenilen ve esir edilen eski Kao- ç’ang (Turfan) hâkimi K’ü Çi-şeng’in kardeşiydi. Ts’e-fu-yüan- kui’nin naklettiği olay, K’ü Çi-çan’ın yer değiştirdiği anlamına gel- mez. Fakat 658 yılının beşinci ayında, 650 yılından beri Turfan’da bulunan An-si askeri valilik merkezi nihai olarak Kuça’ya taşınmış; artık An-si askeri valiliği olmayan Turfan ise Si ilçesi adını almıştır. Düz mantıkla K’ü Çi-çan An-si askeri valisi unvanını kaybetmiş ve Si ilçesi genel valisi olmuştur.

On ikinci ayda, Pu-hai hükümdarı ve sol cesur muhafızlarının büyük generali unvanı bulunan Hui-ho (Uygur) P’o-juen, sol muhafızlar büyük generali olarak atandı. To-lan-ko (Telangut) Sai-fu (bey) sağ muhafızlar büyük generali olarak tayin edildi.

662 yılı

Bölüm 964, s. 9 ro: İkinci lung-şo (662) Po-ssu (Persia) hâki­mi Pi-lu-se (Piruz) Po-ssu (Persia) kralı olarak atandı.

670 yılı

Bölüm 964, s. 9 ro: Birinci hien-heng yılının (670), dördüncü ayında, Batı Türklerinin lideri A-şi-na Tu-çi sağ cesur muhafızlar büyük generali ve ayrıca Tu-lu ve Yen-mien kabilelerini zapt-u rapt altında tutması için Fu-yen genel valisi atandı.

675 yılı

Bölüm 964, s. 9 ro: İkinci şang-yüan yılının (675), birinci ayın­da, Yü-t’ien (Hotan) krallığı P’i-şa hükümetine dönüştürüldü ve toprakları on ilçeye49 taksimlendi. Yü-t’ien (Hotan) kralı Wei-ç’i Fu-tu Hiung, T’u-polara (Tibetliler) saldırarak kazandığı saygın­lık nedeniyle P’i-şa genel valisi olarak atandı.

49 T’ang-şu’nun belirttiği gibi (XLIII, b, s. 8 ro) bu on ilçenin adı ma­alesef kaybolmuştur.

Bölüm 970, s. 16 vo: İkinci şang-yüan yılının (675) birinci ayında, sağ cesur muhafızlar büyük generali unvanına sahip K’iu-tse (Kuça) hâkimi Pe Su-ki50 gümüş bir po-lo51 sundu. Karşılı­ğında kendisine ipek armağan edildi. Pa-han-na (Fergana) haki­mi, yeşilimtrak p’o-li52 (cam) ve panzehir taşı53 hediye etti. On ikinci ayda, ting-hai günü, K’iu-tse (Kuça) hâkimi Pe Su-ki asil atlar takdim etti.

50 Daha yukarıda Pu-se-ki’nin 659’de Kuça hâkimi ilan edildiğini gör­müştük.

51 Fu-nan’la ilgili metinlerde “beş altın p’o-lo” ibaresine rastlayan P. Pelliot, farazi olarak p’o-lo’nun muayyen miktarda altına denk dü­şen bir parayla aynı olduğu (BEFEO, t. III, 1903, s. 259, n. 2) kana­atindedir, ama elinizdeki eserin daha önceki sayfalarına göz gezdiri­lecek olursa, bu anlamın p’o-lo kelimesinin geçtiği tüm cümlelere uygun düşmediği görülecektir.

52 Cam (bardak). Bu kelime Sanskritçedeki sfatika’dan gelmektedir.

53 Si-huang. Bkz. DE MELY, Les lapidaires chinois, s. 132-133 ve 238.

686 yılı

Bölüm 964, s. 9 vo: İmparatoriçe Tsu-t’ien’in ikinci ç’ui-kung yılının (686), dokuzuncu ayında, sağ yü-k’ien muhafızları gene­rali ünvanına sahip A-şi-na Hu-şe-lo’ya, babasının yerine “kesin­tiye uğramış olanı devam ettiren kağan”54 ünvanı verildi.

54 A-şi-na Pu-çen’e verilen unvan.

691 yılı

Bölüm 964, s. 9 vo: İkinci t’ien-şu yılının (691) on ikinci ayın­da, Yü-t’ien (Hotan) hâkimi Wei (-çi) Fu-tu Hiung öldüğünden, yerine oğlu King, Yü-t’ien (Hotan)55 hâkimi olarak atandı.

55 Tse-çi t’ung kien e göre (CCV, s.1 ro) bu Hotan hâkiminin adı Hia’dır.

692 yılı

Bölüm 970, s. 17 vo: Üçüncü t’ien-şu yılının (692) üçüncü ayında56, Doğu Hint Krallığı hükümdarı Mo-lo-pa-mo57, Batı Hint Krallığı hükümdarı Şi-lo-i-to (Çiladitya)58, Güney Hint Krallığı hükümdarı Çe-lu-k’i pa-lo (Çalukya vallabha)59, Kuzey Hint Krallığı hükümdarı Na-na60, Merkezi Hint Krallığı hüküm­darı Ti-mo-si-na61 ve K’iu-tse (Kuça) Krallığı hükümdarı Yen-yao-pa62 bağlılıklarını bildirmeye ve hediyeler sunmaya geldiler.

56 Ç’ang-şu dönemi 4. ayda başladığından, yılın 692 yılına tekabül eden ilk 3 ayı, t’ien-şu’nun üçüncü yılına aitmiş gibi kabul edilmiş olabilir. Bununla birlikte, buradaki tarih ifadesi hiçbir asli güçlük arz etmeme­sine rağmen, Kiu T’ang-şu’nun (CXCVIII s. 9 vo) ikinci t’ien-şu yılın­da (691) söz konusu olacak elçiliklerden bahsettiğini göz önünde bu­lundurmak gerekir.

57 Kiu T’ang-şu (CXCVIII, s. 9. vo)da Mo-lo-çi-mo.

58 Bu hükümdarın adı Sanskritçede Hsüan-tsang’dan tanıdığımız Ma-gadha kralı Harşa Çiladitya’ya tam benzer bir şekilde yazılmış olabi­lir; ama burada söz konusu edilen Çiladitya’nın kim olduğunu bil­miyoruz.

59 Kiu T’ang-şu (agy.,) Çe-lu-k’i pa-lo-p’o şeklinde yazmaktadır. Sylva-in Levi’nin bana belirttiği gibi, bu isim burada sözü edilen hüküm­darı, prensleri kitabelerde genel olarak vallabha (pa-lo-p’o) unvanı­nı alan hanedana bağlamaktadır. Çalukya’lar Dekkhan’da hüküm sü­rüyorlardı ve payitahtları Mysore yakınlarındaki Vatapi (şimdiki Ba-dami)de idi.

60 Kiu T’ang-şu’da Lu-k’i-na-na.

61 Kiu T’ang-şu’da Ti-p’o-si-na.

62 Bu hükümdarın adı T’ang-şu’da Yen-t’ien-tie’dir (CCXXI, a, s. 9 ro). Fakat muhtemelen Yen-yu-ti olarak okumak gerekir ki, Ts’e-fu yüan kui’nin verdiği Yen-yao-pa şekline yakındır.

696 yılı

Bölüm 964, s. 10 ro: Birinci wan-sui-t’ung-t’ien yılının doku­zuncu ayında, K’ang Krallığı hükümdarı, büyük şef, sol yü-k’ien muhafızları büyük generali Tu-p’o-po-t’i’ye K’ang (Semerkant) kralı unvanı verildi.

698 yılı

Bölüm 970, s. 18 ro: Birinci şeng-li yılı (698), ... dördüncü ayında, Su-le (Kaşgar) hâkimi P’ei İ-kien ve sonuncu ay, Mo-ç’o (Kapagan Kağan), her ikisi de elçiler göndererek bağlılıklarını bildirip tartuk sundular.

Bölüm 964, s. 10 vo: Birinci şeng-li yılının (698) yedinci ayın­da, Ni-tsü-şe-şe63 K’ang (Semerkant) hâkimi olarak atandı.

63 T’ang-şu’da olduğu gibi kesinlikle Ni-ni-şe-şe olarak okumak gere­kir.

699 yılı

Bölüm 970, s. 18 ro: İkinci şeng-li yılının (699) sekizinci ayın­da, T’u-k’i-şe (Türgiş) Wu-çi-le, oğlu Çe-nu’yu saraya gidip bağ­lılık bildirmekle görevlendirdi.

700 yılı

Bölüm 964, s. 10 vo: Üçüncü şeng-li yılının (700), on ikinci ayında64, se-li-k’ing ve aynı zamanda (Meng-)ç’i ilçelerinin genel valisi unvanına sahip, “hükümdarına hizmet etmek için sadaka­tini tüketen kağan”, A-şi-na Hu-şe-lo, sol muhafızlar büyük ge­nerali olarak atandıktan başka Sui-şe’yi (Tokmak) yönetmek için batı barış orduları büyük yöneticisi tayin edildi.

64 Burada söz konusu olan Çin yılı 11. ayda başlar ve 14 aydan oluşur. Müteakip yıl ise 1. ayda başlar. Ayrıca dönem adı 5. ayda değişir. Böylece 12. aydan 14. aya kadar olan bu yıl üçüncü şeng-li yılı, 5. aydan 12. aya kadar olan devre ise birinci kiu-şe yılıdır.

Bölüm 986, s. 15 vo: Birinci kiu-şe yılının (700) dokuzuncu ayında, sol kin-wu (muhafızları) generali T’ien Yang-ming ve tso t’ai t’ien-çung şi-yü-şi Feng Se-ye; T’u-po (Tibetli) A-si-ki Po-lu’-nun65 boynunu vurup kellesini imparatorluk sarayına gönderdi. Daha önce, Po-lu ayaklandığı zaman (T’ien) Yang-ming, onu ce­zalandırmak için askerlerin başına geçme emri almıştı. Ordusu Sui-şe (Tokmak) şehrine vardığında, Po-lu gece askerleriyle şehir yakınlarında gizlenerek, imparatorluk birliklerinin develerini ve atlarını kaçırdı. Hafif süvarilerin başındaki (Feng) Se-ye onu ta­kip ederek saldırdıysa da yenildi. Ancak beklenmedik bir şekilde (T’ien) Yang-ming ve A-şi-na Hu-şe-lo Çung-tsie66 ile önemli miktarda kuvvetlerle çıkıp geldiler. Şehre bekinen Po-lu savun­maya geçti. (T’ien) Yang-ming’in şehri alması on günden fazla sürdü.67. Po-lu hile yoluna saparak teslim olmak istedi, fakat (Feng) Se-ye yakalayıp boynunu vurdu ve ona bağlı boy mensup­larını da esir aldı.

65 Burada A-si-ki Po-lu bir Tibetliymiş gibi gösterilmektedir.

66 Hu-şe-lo ve Çung-tsie gerçekte iki farklı kişidir. Belgeler’in indek­sinde A-şi-na Çung-tsie ile ilgili bölüme bakınız.

67 Muhtemelen metinde unutulan olumsuzluk ekini koymak gerekir.

704 yılı

Bölüm 964, s. 11 ro: Dördüncü ç’ang-an yılının (704) birinci ayında, On Ok kağanı A-şi-na Huai-tao bir yarlıkla sağ askeri mu­hafızlar büyük generali olarak atandı.

706 yılı

Bölüm 964, s. 11 ro: (İmparator) Çung-tsung’un ikinci şen-lung yılının (706) ikinci ayında, T’u-k’i-şe (Türgiş)’lerin (lideri) Wu-çi-le’ye Huai-ti bölgesi kralı unvanı verildi.

(Agy): on ikinci ayın, wu-sü gününde, babası Wu-çi-le’nin ye­rini alan So-ko, Wen-lo ilçesinin komutanı, sol cesur süvariler büyük generali ve aynı zamada Huai-ti bölgesi kralı ve wei-wei-k’ing olarak atandı.

Ayrıca, yu-tun wei’lerin büyük generali ve On Okların kağanı A-şi-na Huai-tao’ya, ona rütbe unvanlarını tevdi etme görevi ve­rildi.

709 yılı

Bölüm 964, s. 11 ro: Üçüncü king-lung yılının (709) yedinci ayında, sol cesur muhafızlar generali ve aynı zamanda Kin-ho68 hâkimi ve wei-wei-k’ing unvanı olan T’u-k’i-şi Şu-çung’a “dönü­şüme ayak uyduran kağan” unvanını yazılı bir mektupla vermek üzere delegasyon sıfatı taşıyan bir elçi gönderildi.

68 Şu-çung ile So-ko aynı kişidir.

710 yılı

Bölüm 970, s. 19 vo: İmparator Jui-tsung zamanında, birinci king-yün yılının (710) dokuzuncu ayında, Güney Hint Krallığı ve T’u-po’lar (Tibetliler), onuncu ayda Ki-pin (Kapiça) ve Sie-yü (Zabulistan) krallıkları birer elçi ile ülkelerinin ürünlerini ve tar-tuklarını gönderdiler. “Değişime saygı duyan kağan” T’u-k’i-şi (Türgiş) Şu-çung69 bağlılığını bildirmek için bir elçi görevlendir­di.

69 Şu-çung, Turgiş lideri So-ko’nun Çince lâkabıdır.

712 yılı

Bölüm 971, s. 1 ro: Birinci sien-t’ien yılının (712) dokuzuncu ayında, T’u-küe-k’i-şi (Türgiş) Şu-çung, ikinci ay T’u-küe (Türk) Şa-t’o Kin-şan70, on birinci ay on T’u-küe boyu (lideri), on ikin­ci ay T’u-po (Tibetliler) ve Sin-lo (Sin-ra, Kore Krallığı) elçiler göndererek saygılarını sundular.

70 Şa-t’o Kin-şan, 661 ve 663 arasında hâlâ aktif bir rol oynadığına gö­re, uzun süre yaşamış olmalı.

714 yılı

Bölüm 974, s. 14 ro: İkinci k’ai-yüan71 yılının (714) dördüncü ayının ki-hai günü, sağ muhafızlar büyük generali, kadrosuz yük­sek memurluktan kadrolu yüksek memurluğa geçen, Meng-çi as­keri valisi, On Boy kağanı A-şi-na Huai-tao, bir de “özel olarak ter­fi ettirilmiş kişi” unvanı aldı. Kendisine ödenmesi gereken nakit maaşları ve iaşe aylıkları, makamı ile mütenasip olarak ödendi.

71 Ts’e-fu yüan kui, burada yıl belirtmeyi unutmuş.

(Agy), s. 4 vo: Yedinci ayın ping-ç’en günü, Türk Şu-ni-şi72 (boyunun) lideri Ts’an-yu ve T’u-k’i-şi (Türgiş) Ho-le-ko-lo bağlılıklarını bildirmeye geldiler. Subaylara onlar için büyük şölen dü­zenlenmesi ve her birine ellişer parça ipek verilmesi emredildi.

72 Şu-ni-şi’ler, beş Tu-lu boyunun beşincisidirler.

Bölüm 977, s. 19 vo: İkinci k’ai-yüan yılının (714) dokuzuncu ayında73 Ko-lo-lu (Karluk) (lideri) Kü-pi-şe74 şe-po-lo se-kin ve diğerleri, toplam on iki kişi, Leang-çu (valisi) arabuluculuğu ile bağlılıklarını sundular. İmparator, vekaleten hung-lu yüksek me­muru olan Çeng Kia-ça’ya, Leang-çu’ya gidip onlara talimatlarını ve teşviklerini iletmesini emretti. Aynı ayda, Hu-lu-wu k’üe75 ve üst kademe memurlardan Hu-lu 1031 adamla bağlılıklarını sun­maya geldiler. Onuncu ayda, yirmi bin Hu-lu-k’ü76 çadırı impa­ratorluğa bağlanmak için Pei-t’ing (askeri valisi) huzuruna gitti­ler.

73 Jen-tse günü (Bkz. Tse-çi t’ung kien, CCXI. s. 4 vo)

74 Kü-pi-şe, Türk prenslerinde çok sık rastlanan bir (asalet) unvanıdır. Daha önceki sayfalarda Kü-pi-şe adını bir Turgiş boyu adı gibi kabul etmem yanlıştır. Bu nedenle “Turgiş’lerden ayrılan küçük bir kol olan Kü-pi-şe’lerin çur’u Su-lu” ifadesi yerine “Türgiş’lerden ayrılan küçük bir kolun Kü-pi-şe Çur’u Su-lu” demek gerekir.

75 Hu-lu-wu-k’üe, beş Tu-lu boyundan ikincisinin lideridir.

76 Hu-lu-wu olarak okuyunuz.

Bölüm 974, s. 14 vo: Onuncu ayda, Hu-lu-wu’lar, yirmi bin ça­dır adına, tabiyetlerini sunmak için Pei-t’ing’e (Ku-ç’eng yakınla­rındaki Tsi-mu-sa) geldiler. Bir imparatorluk fermanı ile Kuo K’ien-kuan’a onları kabul ederek nazik davranması77 emredildi. Onlara gümüş ve altın kemerler, menekşe renkli elbiseler vb. gi­bi iki yüz parça eşya ve yirmi bin parça ipeğin verilmesi için özel görevliler gönderildi.

77 Tse-çi t’ung kien, CCXI, s. 5 ro.

On ikinci ay, Jen-sü günü, Şa-t’o, Kin-şan ve efradı saraya78 bağlılıklarını bildirmeye geldiler. Saraydaki salonlardan birinde onlara büyük bir ziyafet verildi.

78 Aynı olayı Tse-çi t’ung kien de anlatıyor. Ancak, 712 yılında Şa-to’ları yöneten Şa-t’o Kin-şan’ın halefi ve oğlu Şa-t’o Fu-kuo ile özdeşleştir­mek zor.

715 yılı

Bölüm 974, s. 15 ro: Üçüncü k’ai-yüan yılının (715), birinci ayının Wu-şen günü, Ko-lo-lu (Karluk) Türklerinin P’ei ta-kan (tarkan) (adlı) bir ast lideri bağlılığını sunmaya geldi. Ona ve ay­nı zamanda Ko ilçesinin çang-şi’sine “çok cesur” unvanı verildi. Ayrıca bir mor para kesesi ve balık şeklinde bir altın sembol ve­rilerek ülkesine geri gönderildi.

Bölüm 977, s. 19 vo: Üçüncü k’ai-yüan yılının (715) ikinci ayında, On Ok Türklerinin liderleri T’u-küe’lerden koparak ardı ardına imparatorluğa tâbi oldular. Bu liderler, sol kanat Tu (-lu)’ların (beş Tu-lu boyu) ç’o (çur)ları, sağ kanattaki beş Nu-şi-pi (boyunun) se-kin’leri, Kao-li kralı Mo-li-çi kao-wen-kien79 ve Hie-tie hükümdarı Se-ta’dır. Önce gelenler sonra gelenlerden da­ha çoktur ve iki binden fazla çadır olarak gelmişlerdir. Dördüncü ayda, üç Ko-lo-lu (Karluk) boyunun tamamı imparatorluğa tâbi oldu. İmparator onları şu ifadelerin yer aldığı bir mektupla tesel­li etti: “Ey üç Ko-lo-lu (Karluk) boyunun lideri San-lan se-kin ve diğerleri, (yağmur ve rüzgarlara) meydan okuyarak ve (dağları ve suları) aşarak çok uzaklardan geldiniz. Hayırlı bir yolculuk yap­tınız ve hepiniz kendinizi iyi hissediyorsunuz. Hep birlikte, uzun yıllar boyunca kışkırtmalar ve yönlendirmeler yaşadınız. Fakat birden isyancılara sırtınızı döndünüz ve yerleşmiş düzene bağlı­lığınızı sunuyorsunuz. Gizli yollar kullanarak imparatorluğa bağ­lılığınızı sunmaya geldiniz. İçtenliğinizi ve doğruluğunuzu düşü­nünce, sizi kutluyor ve bundan büyük mutluluk duyuyorum. Bu boylar geldiğinde, onları rahatlıkla yerleştirmeleri için emir ver­dim ve siz, beyler, generaller, subaylar ve erler, geldiğiniz günden beri dinlenme olanağı bulamadınız değil mi? Eğer bir işiniz veya arzunuz varsa, bana bildirmek için bir dilekçe hazırlayınız.”

79 Kore kralı Kao-li, On Ok (kağanı)’nın damadı olduğunu belirten Tse-çi t’ung kien tarafından Mo-li-çi Wen-kien olarak kaydediliyor. Bu akrabalık ilişkisi, onun neden Batı T’u-küe’lere bağlandığını ve onlarla birlikte Kuzey T’u-küe’lerden ayrılışını açıklamaktadır.

Bölüm 974, s.15 vo: Üçüncü ay, ki-ç’u gününde, T’u-küe (Türk) Çi-fu-ki80 ve diğerleri, bağlılıklarını bildirmeye geldiler. İmparator (onurlarına verilen) büyük şölene bizzat katıldı ve on­lara, (unvanları ile orantılı olarak) kabartmalı ve nakışlı ipekler, altın ve gümüş eşyalar, yek pare ipekler vb. hediyeler vererek şöy­le dedi: “Ey Hu-lu-wuların ulu beyi, ling-kün muhafızlarının ge­nerali, kadrosuz memur, Çi-fu-ki, iki aulun boyları ile bağlılıkla­rınızı sunmak için 10.000 li mesafeden geldiniz. Durumlardaki değişikliklerden istifade ederek, bizimle mutabakata varma fırsa­tını buldunuz. İsyancılara sırtınızı dönerek (itaat) yolunu izledi­niz. Olabildiğince doğru ve içtensiniz. Zaferinizi ve değerinizi yükselttiniz. Sizler saraya bağlılığınızı sunmak için sınırdan çok uzak yerlerden geldiniz. Yerleşik düzene bağlılığınızı ve fedakar­lığınızı düşünerek, sizleri yürekten kutluyorum. Madem ki siz ve efradınız topraklarınıza geri dönmek istiyorsunuz, bu şölende bulunduğunuz sürece, azami ölçüde mutlu olmuş olarak gitme­niz lazım.”

80 Bu Çi-fu-ki, beş Tu-lu boyundan ikincisi olan Hu-lu-wu boyunun beyi idi.

Bölüm 974, s. 16 vo: Onuncu ayın ki-wei gününde, bağlılıkla­rını sunan kuzeyli dokuz barbar boyun81 (beylerine) unvanlar verildi. Dokuz boyun (beyleri) arasında; Se-kie beyi Mo-san, sol atılgan muhafızlar enerali; Hu-sie boyu beyi İ-li-şu-kung, sağ ce­nah ling-kün muhafızları generali; K’i (-pi) beyi Sie-mo-şi, sağ atılgan muhafızları generali; Fu-li-yü82 beyi Mo-ho-tu mi, sağ ce­sur muhafızlar generali; önceleri Tse-teng ilçesinin valisi olan Nu-lai83’lar (boyunun) yüksek saygını Nu-lai Hiao, sol ling-kün generali ve aynı zamanda önceden olduğu gibi vali ve kadrosuz yüksek memur olarak atandılar. Her birine mor elbiseler, altın kemerler, balık şeklinde sembol para keseleri, yedi eşya, ayrıca her birine 300 parça nakışlı ve tek parça ipekler armağan edile­rek ülkelerine geri gönderildiler.

81 Yani Uygur veya Tölös boyları.

82 Belki de, Fu-li-yüleri, Sui-şu’da geçen Fu-li-külerle kıyaslamak gere­kir.

83 Nu-lai boyu, daha sonraları 760 tarihinde sözü edilecek olan Türk boyu Nu-la ile aynı gibi görünüyor.

716 yılı

Bölüm 971, s. 1 r84: Dördüncü k’ai-yüan yılının (716) yedin­ci ayında, Ta-şi (Arap) Krallığı’ndan Hei-mi mu-ni Su-li-man (Emir-ül müminin Süleyman85) bir elçi gönderek, zerdûz bir elbise, yeşim taşı kakmalı86 bir şa-ç’i87 şişesi hediye etti.

84 Aynı müşahede, Bölüm 974, s. 17 ro.

85 Süleyman, 22 Eylül veya 1/ 2 Ekim 717’de öldü (Bkz. WEİL, Gesc-hichte der Chalifen, Cilt I, s. 569). İki yıl sekiz ay halifelik yaptı (Ta-

bari, çev. Zotenberg, cilt IV. s. 235). Bu durumda 716’daki halifenin o olduğu açıktır ve Çin kaynakları burada mükemmel bir doğru tes­pitte bulunmaktadır. Süleyman adının T’ang-şu’da geçmediğini, do­layısıyla BRESCHNEİDER’in On the knowledge possessed by the anci-ent Chinese of the Arabs and Arabian colonies başlıklı makalesinde (Londra, 1871) adının atlandığını burada kaydetmek gerekir. Ts’e-fu yüan kui bize, T’ang-şu’nun Araplar hakkında verdiği bilgileri ayrı­ca başka bir durumla tamamlama imkanı vermektedir. Abbasilerin ilk halifeleri, T’ang-şu’ya göre, A-p’u-lo-pa (Ebu-l Abbas, 750-753), daha sonra küçük kardeşi A-p’u-kung-fu’dur (Ebû Cafer 754-775). Bretschneider’in aynı eseri s. 9 no. 9’da belirttiği gibi kung yerine şüphesiz Ç’a olarak okumak gerekir. Ebû Cafer’in halefi oğlu Mi-ti’dir (Muhammed El-Mehdi, 775-785) O’nun yerine de Tang-şu’ya göre küçük kardeşi Ho-lu-en (Harun er-Reşid, 786-809) gelir. Fakat Harun er-Reşid, El-Mehdi’nin küçük kardeşi değil, oğludur. Ts’e-fu yüan-kui (Bölüm 966, s. 16 ro) El-Mehdi’den sonra oğlu Mu-si’yi (Ebû Muhammed Mûsa el-Hadi, 785-786) yerleştirerek gerçek sıra­yı belirtmektedir. O da yerini küçük kardeşi (Ho)-luen’e (Harun er-Reşid)’e bırakır. Kiu-t’ang-şu, bölüm CXCVIII, s. 13 ro de Mûsa’dan söz etmektedir.

86 Bölüm 974, s. 17 ro’de bir kere daha şu cümleyi buluyoruz: “Bu el­çiye kadrosuz çung-lang-tsiang unvanı verilerek ülkesine geri gön­derildi.”

87 Bu kelimenin ne anlama geldiğni bilmiyorum. Bölüm 974 s. 17 ro’de de şa-ti ifadesi var.

717 yılı

Bölüm 964, s. 13 ro: Beşinci k’ai-yüan yılının (717) beşinci ayında, büyük Pu-lü (Baltistan) kralı Su-fu-şo-li-çe-li-ni’ye berat­la Pu-lü kralı unvanı verildi..

(Bu metnin çeviri için, bkz. s. 199-200)

Bölüm 971, s. 2 vo: Beşinci k’ai-yüan yılının (717) altıncı ayın­da, T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerin (lideri) bir elçi göndererek atlar ve de­veler hediye etti. İmparator ona bir mektup göndererek şöyle de­di: “Siz vergi (haraç) olarak çok uzaklardan yerleşik düzene bağ­lılığınızı ve iyi niyetinizi getirdiniz. Atlar ve develer sunmaya gel­diniz. Bence, bilinmezlik ve sessizlik benim ruhum, sükunet ve dinginlik erdemimdir. Bu boyları vergi yükümlülüğüne sokarsa­nız, masraf ve yorgunluk olacak. Ben zaten yüksek memurlarıma, elinizdekileri almalarını yasaklayan emirler verdim. İyi niyetiniz­den gerçekten mütehassis oldum. Büyük şefkatimin ne denli ol­duğunu hissetmelisiniz” Aynı ay Si-a-sie-pan88 Krallığı hüküm­darı An-şa elçi göndererek, bağlılığını bildirip, tartuk sundu. Yü-t’ien (Hotan) Krallığı elçi göndererek top oynamak89 (Cirit) için iki at, rüzgar gibi hızlı90 vahşi bir deve ve bir leopar sundu.

88 Bu hiç bilmediğim bir krallık. Bkz. T’ang şu, CCXXI, b, s. 7 vo: “Bi­rinci tung-çang” yılında (668) Mo-t’o-t’i hükümdarı vardı; beşinci k’ai-yüan yılında (717) Si-a-sa-pon hükümdarı An-şa vardı. Her iki­si de elçi göndererek saygılarını sunup haraç vermişlerdi.

89 Yani polo oyunu için atlar.

90 Bu vahşi develer çok ilginçti. Prjewalsky’den beri Avrupalı seyyahlar da Lob-nor bölgesinde bu vahşi develerin şaşırtıcı çevikliği ile karış-laştıklarından söz ederler.

718 yılı

Bölüm 971, s. 3 ro: Altıncı k’ai-yüan yılının (718) dördüncü ayında, Mi (Maymarg) hâkimi bir elçi göndererek, çu-pi91 dans halısı ve pirinç metal92 sundu. Aynı yıl, K’ang (Semerkant) Krallığı bir elçi göndererek tartuk sunup, bir örme iş elbisesi (savaş elbisesi), kristal bir bardak, bir akik şişe, devekuşu yu­murtaları ve Yüe-no93 insanları takdim etti.

91 Bunu daha önce görmüştük. Bu Buhara hâkiminin karısı, 719’da Çin sarayına iki adet büyük çu-pi halısı sunar.

92 Çok uzun zaman boyunca Çinliler komşu ülkelerden ve Persia’dan gelen pirinç madeninin karışımını bilmiyorlardı. Bkz. DE MELY, Les lapidaires chinois, s. 47 ve 173.

93 Daha önce K’ang hükümdarının Yüe-no cüceleri gönderdiğini kesin olarak görmüştük. HİRTH (Die Lander des İslam nach chinesischen Quellen, s. 42, n. 4) Çao Ju-kua’da Bağdat’dan gelen beyaz yüe-no be­zinin zikredildiğini tespit etmiştir. Yüe-no karakterlerinin hangi ya­bancı çeviriyazımı olduğu konusunda henüz bir şey bilmiyoruz. An­cak, yüe karakterinin eskiden va veya ba sesinin çeviriyazımı yapıl­dığının hatırlanması gerekir. Bu durum T’ang devrinde de geçerlidir.

Bölüm 964, s. 13 vo: Altıncı k’ai-yüan yılının (718) beşinci ayında94 şu mealde bir ferman yayınlandı: Hükümdar iyi ve sev­gi dolu olduğu zaman, ona tâbi olmayan kimse yoktur. Tegin ve liderleri onurlandırmak için bazı kurallar hazırlanmıştır. Sağ as­keri muhafızlar büyük generali unvanı olan, kadrosuz yüksek memur, T’u-k’i-şi (Türgiş) komutanı ve kü-pi-şe çur unvanları olan Su-lu, merkez boylarının onurlu bir adamıdır. O sağ bilge (bey)’lerinin95 kahraman devam ettiricisidir. Ailesinin soyu-sopu kuzey aileleri içinde çok arttı. Onun toprakları karanlık soğuk-larla96 karşı karşıyadır. Bizim etkimize kapıldığından beri hediye­ler sunmak için girdi ve adalete sığınarak tâbi olmaya geldi. Bar­barları düzene sokmak sorumluluğundan kurtuldu ve gerçekten sınır hattında güvenliği sağladı. Bu gayretleri ve fiilleri ile önem-senmeyi ve hesaba katılmayı hak etti. Yerleşik düzene bağlılığı ve erdemleri övgüye değer.

94 Bu tarih, Tse-çi t’ung kien tarafından da teyit edilmiştir (CCXII, s.1 vo) ki, burada ayrıca günün sin-hai günü olduğu da belirtilmektedir. Kiu T’ang-şu tarafından verilen 715 tarihi doğru değildir.

95 Sağ bilge beyleri (Yuo-kiun-wang), Han’lar devrinde, Hiung-nu böl­gesinin batı kesiminin liderleriydi. T’u-küe (Türk)’ler ile Hiung-nu’lar (Hunlar) arasında sıkı bir ilişki kuran bu metin, ilgi çekici ol­maktan öteye gidemiyor.

96 Yani kuzeyin karanlık ve soğuk bölgelerinde oturan halkların bas­kınlarına karşı bir bariyer gibi engel oldu.

Ayrı bir hasırı97 (minderi) olanların saygınlığına yükselsin di­ye ve ayrıca verilen unvan belgesi98 levhasının hürmeti ile sevin­mesi için tso yü-lin kün büyük generali, kadrosuz subay ve ayrı­ca üçbin ailenin gelirleri ile “imparatora sadık dük” (Şun-kuo-kung) unvanları verildi. Ayrıca önceki unvanlarını da koruyacak­tır. Aynı zamanda, ona nakışlı bir ipek elbise, metal süslü bir ke­mer, balık şeklinde99 sembollü bir para kesesi, yedi eşyayı100 veri­yorum ve yarıca Kin-fang sancağının büyük müfettiş komiseri unvanını veriyorum. Subaylar törelerin gerektirdiği hazırlıkları yapsın ve kendisine unvan belgelerini versinler.”

97 Farklı bir hasır (minder): En büyük generallere verilen onursal bir ayrıcalıktı (Bkz. P’ei wen yün fu).

98 Yetki tableti (rafı) soyluluk ünvanı olarak verilirdi. Böylelikle Su-lu bir taraftan ayrı hasır (minder) hakkı olan bir büyük general olur­ken, diğer taraftan yetki rafı sahibi olan bir dük oluyordu.

99 Belgelerde, bu deyim ile her karşılaştığımda onu “balık şeklinde pa­ra kesesi” olarak tercüme ettim. Gerçekte bu para kesesi, bazı devlet görevlilerini ayırmak için verilen, balık şeklindeki işareti korumak içindir. 618’de Kao-tsu hükümdarlığının birinci yılından itibaren, hanedan değişimini göstermek için T’anglar balık şeklindeki gümüş sembolü, küsküt adlı bitki şeklindeki gümüş sembol ile değiştirdi­ler. 690’da İmparatoriçe Wu, kaplumbağa şeklinin balığın yerini ala­cağını buyurdu. Fakat 705’te Çung-tsung tahta çıktığı zaman balık

şeklindeki eski sembolü yeniden getirdi. (Bkz. Kiu Tang-şu, XLV, s.10 r°). Bu sembol T’ang hanedanından sonra Kin ve Sunglar dev­rinde de görülür. Dr. Bushell (Actes du XI’ie intern. des Orientalistes, Extreme-Orient, s .18) üzerinde Salikan (MS. 1134) yazıtındaki ka­rakterlere benzeyen karakterler içeren bir nümunesini yayınladı.

100 King-yün (710-711) dönemi süresince, beşinci derece ve üzerindeki askeri görevlilerin yedi eşya nakışlı kemerleri takacağı fermanı veril­mişti. Bu yedi eşya, kılıç, hançer, bileği taşı, k’i-pi (?), çen-hui-küe (?), ok kılıfı (sadak), çakmak kesesi idi. (Kiu T’ang-şu, XLV, S. 9 vo; bkz. T’ang-şu, XXIV, s. 7 vo).

Bölüm 999, s. 14 vo ve devamı: Altıncı k’ai-yüan yılının (718) onbirinci ayında, Toharistan yabgusu P’an-tu-ni-li (veya Na-tu-ni-li)’nin küçük kardeşi A-şi (-na) tegin Pu-lo’nun dilekçesi Çin imparatoruna ulaştırıldı.

(Toharistan’ın Arap fetihleri zamanındaki politik rolünün iyi anlaşılması için çok önemli olan bu metnin çevirisi s. 245-248’de verilmiştir.)

719 yılı

Bölüm 971, s. 3 ro: Yedinci k’ai-yüan yılının (719) birinci ayın­da, T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerin .... fu (bey)’i kü-pi-şe ç’o (Çur)’u Su­lu ve Po-ssu (Persia) Krallığı, bağlılıklarını bildirmek ve tartuk sunmak için elçiler gönderdiler. Ayrıca Fu-lin101 hükümdarı iki aslan ve iki antilop sunmak üzere bir T’u-ho-lo (Toharistan) be­yini gönderdi.

101 Elinizdeki eserin baş kısmında Fu-lin isminin sık sık rastlandığı yerlerde bu ülkeyi Suriye olarak belirledim, çünkü HİRTH (China and the Roman Orient) tarafından birçok argümanla desteklenen te­oriyi benimsedim. HİRTH, Fu-lin (daha eskiden but-lim) teriminde Betlehem kelimesini görmekte ve Fu-lin hükümdarı Po-to-li’yi pat­rik yani Nesturi patriarşı olarak kabul etmektedir. Sorunun yeni bir çözümü de beni Fu-lin’i Bizans olarak niteleyen eski tanımlamayı kabule götürdü. Kısacası, bu hipotez hakkında bana ciddi gelen se­bepleri mümkün olduğu kadar kısaca açıklayacağım: 1o HİRTH (age., s. 287) bir yandan hem Fu-lin’in polin’in fonetik muadili ola­bileceğini belirtiyor, bir yandan da Constantinoplolis’in Yunanca polin’in -i halini göstermediğini şüpheyle karşılıyor. Bu ikinci husu­sa gelince; bu konuda Mesudi’nin Et-tenbih ve’l-lşrâf adlı eserinden belirleyici olan bir bölüm aktarmak yeterlidir. (Çev.Carra de vaux, s. 192): İstanbul’dan söz ederken şöyle der: “Rumlar, bizim bu kita­bı yazdığımız dönemde (H. 344 civarı) ona Pulin diyorlar veya bü­yüklüğünden dolayı imparatorluğun başkenti olduğunu ifade et­mek istediklerinde İstan-polin diyorlar, ama Konstantiniyye demi­yorlar; ona sadece Araplar Konstantiniyye derler.” YULE (Cathay and the way thither, s. 402, n. 3) de şüphesiz S. de Sacy’nin Kitab ut-Tenbih’e yazdığı Notices et Extraits’nin VIII. Cildinde yaptığı tahlil vasıtasıyla tanıdığı bu pasaja imada bulunmaktaydı. Fakat hiçbir re­ferans göstermediğinden hak ettiği bütün öneme rağmen argümanı­na itibar edilmedi. Öte yandan, Han hanedanı döneminde fu foneti­ği ile yazılan Çince kelimelerin sonunda t bulundurduğu da bir ger­çektir. Bu özelliğin Sui ve T’ang hanedanları döneminde yerleştiği­ni belirtmek gerekir di, ama bana hiç kesin gözükmüyor. 2o HİRTH (s. 286), Fu-lin teriminin ilk Nasturi misyonerinin Çin’e gelmesin­den önceki bir tarihte, diyelim 635’de, ortaya çıkmadığına inanıyor­du. Çünkü bu isme ilk defa (629-636 yılları arasında yazılan) Sui hanedanı tarihinde rastlanmaktadır. Fakat Sui tarihi, 607 yılının so­nunda P’ei Kü’nün derlediği Si yü t’u çi’nin girişinde Fu-lin’in zik-redildiği bir bölüm naklederek, bizi daha yukarılara götürüyor (Bö­lüm LXVII, s. 5 vo). Nitekim bu giriş bölümünde, orada Tun-hu-ang’dan batı memleketlerine gitmek için kullanılan üç yolun en ku-zeydekinin takip ettiği güzergahın, İ-wu (Hami)- P’u-lei Gölü (Bar-kul gölü)-T’e-le boyları (Tölös)-T’u-küe (Türkler) kağanının ota­ğından geçerek, daha sonra kuzeye doğru akan nehir aşıldıktan sonra Fu-lin’e ulaştığı belirtilmektedir. 3o Çinliler 607 yılından iti­baren Fu-lin Krallığı’nın mevcudiyetini kimden öğrenmişlerdir? Yalnızca söylentilerden. Çünkü Kiu T’ang-şu bize gösteriyor ki, Sui hanedanı imparatoru Yang (605-616) bu memleketle ilişki kurma­ya boşuna teşebbüs etmişti. (HİRTH, age., metin K, 33) Çinliler bu bilgiyi Batı Türklerinden almış olmalılar. Sui dönemi Çinlileri, Ha­mi ve Barkul gölünden T’u-küe kağanının otağına götüren kuzey yolunu biliyorlardı. Bu yol ya Borotala vadisini ya da İli vadisini ta­kip ediyordu. Türkler, Sui hanedanı döneminde bazı Bizans elçilik­lerini kabul etmişlerdi ki, bunların en meşhurları 568’de Zemarque ve 576’da Valentin’dir. Türk kağanının otağına gönderilen bir Çin elçisi, bu Bizans elçileriyle karşılaşmış veya onlardan bahsedildiğini duymuş; böylelikle Constantinopolis adı Polin şeklinde Çin’e ulaş­mıştır. Nitekim Mesudi’nin de belirttiği gibi Yunanlılar Constanti-nopolis’e bu adı kendileri vermişti. 4o T’ang tarihi 643 yılında Fu lin hükümdarı Po-to-li tarafından Çin’e gönderilen bir elçiden söz eder. Ben, bu adı, Bizanslı yazarların İstanbul Sezar’ı olarak belirtti­ği Basileus adının hatalı transkripsiyonu olarak görmeyi öneriyo­rum. Transkripsiyonun geçerli olması için hi karakterini duo ile de­ğiştirmek yeterli olacaktır. 5o Tang tarihinde (Bölüm CCXXI, b, s. 8 ro ) Arapların, tedricen güçlendikten sonra büyük generalleri Mo-i’yi yerleşmek üzere Fu-lin’e gönderdikleri belirtilir. Mo-i transkrip­siyonda Muaviye’nin karşılığı olarak kabul edilmiş olabilir. Aslında Hicri 49, 50 ve 52’de İstanbul’a yerleşmeye gönderilen kişi Halife Muaviye değildir, (bkz. WEİL, Geschichte der Chalifen, Cilt I/233, n.1) oğlu Yezid’dir. Fakat Yezid, Yezid bin Muaviye olarak belirtil­miş olabilir ve Çinliler bu ismin sadece sonunu almış olabilirler. (Bkz. Maçoudi, Livre de l’avertissement et de la revision, Çev. Carra de Vaux, s. 193 “İslamiyetle birlikte üç emir, melik ve halifenin oğ­lu bu noktadan hareketle İstanbul’a hücüm etti. Bunların ilki Ebû Sufyan’ın oğlu Muaviye’nin oğlu Yezid’dir...”) 6o Nihayet 1081’de Fu-lin hükumdarı Mie-li-i ling kai-sa’nın Çin sarayına gönderdiği elçi kaldı. Bu olaydan bahseden Sung tarihinde (blm. 490, s. 9 vo) şöyle deniliyor: Fu-lin Krallığı, Mie-li-şa’nın kuzey batısındadır. Mie-li-şa dediği, 1094’te uğradığı saldırı sonucunda ölen Selçuklu Sultanı Melikşah’tır. (Bkz. Samuel d’Ani, Patrologie grecque de Mig-ne, cilt 19.) Hirth, Melikşah’ın kastediğildiğini tahmin etmiş, ama başkentini Bağdat sanmakla yanılmıştır (s. 298). Çünkü Melikşah İsfahan’da oturuyordu. Mie-li-i-ling kai-sa’ya gelince, Hirth, onun Melikşah’a bağlı olarak Melik-i Rum Kayser yani Anadolu meliki unvanıyla eski Küçük Asya eyaletini yöneten bir kişi olduğu kana­atinde. Bense başka bir özdeşleştirme teklif edeceğim. Bana göre Mie-li-i ling kai-sa, Sezar Nicephore Melissene’dir. “1080 yılının başında, Nicee’de (İzmit’te), diye okuyoruz De MURALT’ın LEssai de Chronographie Byzantine’de (Cilt I, s. 42) Alexis Comnene’in kız kardeşi Eudace’ın kocası Nicephore Melissene Türk birlikleri­ni izleyerek, Asyanın imparatoru olacaklarını ilan eder ve şehirleri Türklere teslim eder.” 1081’de Comnene’ler başkaldırdığında ve Alexis Comnene İstanbul’da tahta çıktığında, eniştesi Melissene, Sezar unvanını korur ve gerçekte onun kadar da güçlüdür. Alexias d’Anne Comnene Porphyrogenete (Yayım Reifferscheid)’de birçok defa geçiyor ve görülüyor ki çok önemli bir rol oynamış. Adlandı­rılmasında kullanılan formlarda biri de Kiril alfebesi ile Melibbivos Nikiforos o Kaisar’dir. Bu kanıt sayesinde ben Çince transkripsiyo­na Mie-li-i ling kai-sa’ya daha yakınım. Ben si karakterini yi ile de­ğiştirerek, Mie-li-se ling kai-sa olarak okumayı öneriyorum. Transkripsiyonlarda kullanılan ling kelimesine gelince, bu kelime “doğaüstü, ilahi” anlamında kullanılmış olmalı ve aşağı yukarı Ni-cephore isminin karşılığı olarak fiil aracılığı olmadan isme bağla­nan sıfat şeklinde kullanılmış olabilir. Görüldüğü gibi, Fu-lin so­runu kolay çözülebilecek bir sorun değildir. Fakat her halükârda po-to-li (po-si-li olarak okuyun= basileus) ve Mie-li-i ling kai-sa (Mie-li-se ling kai-sa okuyun= Nicephore Melissene Cezar) terim­lerini içeri almaya mecbur kalmamdan dolayı, konu yabancı isim­ler olunca, Çince kitaplarda görülen birçok hatalı uyarı örneği ta­rafından metindeki değişikliklerin teyit edildiğine inanıyorum. Bunlar, Nesturi patrikliğinin Betlehem hükümdarının acayip unva­nı olduğunu öne süren Hirth’in Fu-lin başkentine yapılan saldırıyı Antioch tahtına yapılmış gibi açıklayan teorisinden daha kolay ka­bul edilebilir. Halbuki bu şehir Nesturilerin hakimiyeti altında de­ğildi. Hirth ile aramızdaki bütün görüş ayrılıklarına rağmen, onun büyük alimliğine kimsenin benden fazlasını yapamayacağı kadar saygı duyuyorum.

Bölüm 999, s. 15 vo ve devamı: yedinci k’ai-yüan yılı (719), ikinci ayda, An (Buhara) Beyliği Beyi Tu-sa (Tuğ-şad) Po-t’i’nin İmparator’a ulaştırılan dilekçesi.

Aynı ayda, Kiu-mi (Kumed) hâkimi Na-lo-yen’in (Nârâyana?) dilekçesi.

Aynı ayda, K’ang (Semenkant) hâkimi Wu-le-kia’nın (Gurek) dilekçesi.

(Orta Asya prensleri tarafından Araplara karşı verilen müca­delenin desteklenmesinin tarihteki gerçek önemini gösteren bu üç metnin çevirisi, s. 203-205’de verilmiştir.)

Bölüm 974, s. 19 vo: Yedinci k’ai-yüan yılı, dördüncü ayın ki-mao gününde, Ho-p’i-şe hâkimi Na-sai102 bir adet beş renkli pa­pağan ve bir adet aslan hediye etmesi için T’u-ho-lo (Toharistan) devlet erkanından Mo-po-lo’yu gönderdi. İmparator (bu elçinin) çok uzaktan geldiğini dikkate alarak onun için büyük bir ziyafet tertipledi ve kendisini kutladıktan sonra 500 top ipek verdi.

102 Aynı şey T’ang-şu’da da anlatılmaktadır (CCXXI, b, s. 7 vo). Na-sai, kesinlikle Nizek veya Nizak isminin çeviriyazımıdır. 719’da zikre- dilen Na-sai’yi Hicri 91’de Kuteybe bin Müslim tarafından yenilen ve öldürülen, Badagis’te ikamet eden Eftalit hâkimi ünlü Nizak tar- kan ile özdeşleştirebiliriz.

Bölüm 971, s. 3 vo: 4. ayda, T’u-ho-lo (Toharistan) ....şe-hu (yabgu)’su ve Kiu-mi (Kumed) Krallığı, bağlılıklarını bildirmek ve tartuk sunmak için birlikte elçi gönderdiler. Ki-mao günü, Ho-p’i-şe hâkimi Na-sai, T’u-ho-lo (Toharistan) devlet erkanından Lo-mo-so-lo’yu beş renkli bir papagan ve bir aslan sunması için gönderdi. İmparator çok uzaktaki bir barbar ülkesinden tartuk getirdiğini göz önüne alarak (bu elçi için) büyük bir ziyafet ter­tipledi; onu teşvik ederek beşyüz top değişik ipek verdi.

(Agy) s. 3 vo: Beşinci ayda, Kiu-mi (Kumed) hâkimi Hu-sü-an103 kadınları ve memleketinin ürünlerinden sunması için elçi gönderdi.

103 Bunlar rakkase kadınlardı. Hu-süan teriminin henüz tatmin edici bir açıklaması yapılamadı.

(Agy) s. 3 vo : Altıncı ay, Ta-şi (Arap) hükümdarı, T’u-ho-lo (Toharistan) hâkimi, K’ang (Semerkant) hâkimi ve Güney Hint padişahı, elçiler göndererek saygı sunup tartuk takdim ettiler. T’u-ho-lo (Toharistan) ile ilgili olarak, Çe-han-na (Caganyan) hâkimi Ti-şe (Teş), kendisini astronomiye adayan Ta-mu-şe adlı bir ada­mı takdim etmek için imparatora bir dilekçe gönderdi. Bu adam çok derin bir bilgindi. Ona bazı sorular sorulduğunda bilmediği şey olmadığı görülüyordu. (Ti-şe hâkimi) mütevazı bir tarzda im­paratordan Mu-şe’yi huzuruna çağırarak onore etmesini ve teba­asının işleri ve düşüncelerini bizzat sormasını ve dini konularda sorgulamasını istiyordu. Böylelikle (İmparator) bu adamın güçlü bir bilgin olduğunu ve kendisine yöneltilen soruları bilecek kapa­sitede bulunduğunu anlamakta gecikmeyecektir. (Hâkimin) dile­ği (imparatorun) bu adamı hizmetine alması ve onun dinî104 ve­cibelerini yerine getirmesi için bir kilise kurması idi.

104 Bu metinde zikredilen olaylara sinologlar tarafından uzun zaman­dan beri işaret ediliyordu. Fakat dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Kara-balgasun’da dikilen üç dilli kitabenin keşfinden sonra bu ko­nu tekrar önem kazandı. (Bkz. Le Nestorianisme et linscription de Kara-balgassoun” adlı makalem. JA., Janv., Fev., 1897, s. 43/85) Bu kitabede Uygurlarda ortaya çıkan ve ayrıca Uygurlar Mo-ni yani Maniheizm dinine sahip olduğundan Mu-şe müritlerinin bir ço­ğunca yayılan “gerçek din” den bahsedilmektedir. (Bkz. MARQU-ART, WZKM, Cilt XII, s.172-180 ve P. PELLİOT, BEFEO, Cilt III,

s. 318-327 ve s. 467-468). Mu-şe veya Ta-mu-şe’nin bir Mani papa­zı olduğunu kabul etmek uygun olur. Ti-şe’nin Taberi’nin 705 ve 737’de Caganyan hâkimi tek göz Teş adıyla zikrettiği kişiyle özdeş­leştirilmesi Marquart’a aittir.

Agy., s. 4 ro: Yedinci ayda, Pu-lü hâkimi Su-fu-şo-li, saraya say­gılarını sunmak ve imparatorun kendisine tevdi ettiği105 rütbe beratına teşekkür etmek için elçi gönderdi. Po-ssu (Persia) hü­kümdarı da saygısını izhar etmek ve tartuk sunmak için bir elçi gönderdi.

105 Bu nişan 717’de verilmişti.

Bölüm 964, s. 14 ro: Yedinci k’ai-yüan yılının (719), yedinci ayında, K’iu-tse (Kuça) hâkimi Pe Mo-pi öldü. Yerine büyük oğ­lu Hiao-tsie tahta çıktı.

(Agy.) s. 15 vo: İkinci ayda, Kin-fang sancağı müfettiş-komise-ri T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerin (lideri) Su-lu, “sadık ve bağlı kağan” (Çung şun k’o-han) ilan edildi.

720 yılı

Bölüm 974, s. 20 vo: Sekizinci k’ai-yüan yılı (720), ikinci ay, i-mao günü, Hu-mi (Wahan) hâkimi Lo-şe-i-kü ku-tu-lu (Kut­luk) to-pi-li, mo-ho-tu (Bagatur) ta-mo-sa-öl106 Wahan kralı atandı. Kendisine mor bir elbise, bir altın kemer, yedi eşya ve el­li top çeşitli ipek verildi.

106 Bkz. 210; orada bu isim Lo-lü-i-t’o ku-tu-lu (kutluk) to-pi-le mo-ho (baga) ta-mo-sa-öl şeklinde yazılmıştır.

Bölüm 964, s. 14 vo: Sekizinci k’ai-yüan yılının (720) üçüncü ayında, Hu-mi (Wahan) hâkimi Lo-t’o-i-k’i ku-tu-lu (kutluk) to-pi-le mo-ho-tu (Bagatur) ta-mo-sa-öl’e Wahan kralı unvanı veril­di. Kendisine bir mor elbise, bir altın kemer, yedi eşya ve değişik renklerde elli top ipek verildi.107

107 Aynı olayı anlatan bu ve önceki metin için bkz. s. 210.

(Aynı bölümde) dördüncü ayda, U-ç’ang (Udyana), Ku-tu (Huttal) ve Kiu-wei (Çitral)108 hâkimine, krallıklarını tastikleyen beratlar vermek üzere elçiler gönderildi. Her birine berat metin­leri verildi ve hepsine değişik renklerde 200 top ipek gönderildi. An-si’nin (Kuça) batısında bulunan bu üç krallık, kendilerine za­rar vermeye çalışan Ta-şiler (Araplar) ile sınırdaştı. Fakat hepsi de görevini bihakkın yerine getirdi. Gizli makineleri ile onların kazanmasına fırsat vermediler ve imparatorluk sarayına içten bağlılıklarını gösterdiler. İmparator onları çok takdir etti.

108 Tang-şu’da geçen “Bu ülke Gilgit nehrinin veya Pu-lü ırmağının ku-zeyindedir” şeklindeki ifadeye dayanarak Kiu-wei veya Şang-mi’yi Yassin’le özdeşleştirdim. Fakat M.A. STEİN’in belirttiği gibi, her ne kadar Küçük Pu-lü Gilgit kazasını içine alıyorsa da, o sıralar payi tahtı Gilgit değil, Yassin’di. Bu konu, Kao Sien-çi’nin 747’de düzen­lediği sefer sırasında söylediği sözlerle de kesinlik kazanmaktadır. Bu konuşmada Küçük Pu-lü’nün payitahtına 60 li mesafedeki So-i nehri üzerinde bulunduğu belirtilen rotin (hint hurması) köprüsü, Yassin’in güneyinde Gilgit’i Gupis’e bağlayan köprüydü. M. A. STE-İN muhtemelen bu satırların gün ışığına çıkmadan önce yazdığı bir makalede konuyu detaylı bir şekilde ele almış olacaktır. Ben kendi adıma, Küçük Pu-lü’nün payitahtı ile Yassin’in özdeşleştirilmesi hu­susunda beni tamamıyla ikna eden bu yönlendirme konusunda faz­la ısrarcı olmayacağım. Eger Yassin Küçük Pu-lü’nün payitahtı ise, Kiu-wei veya Şang-mi neresidir? Hsüan-tsang vasıtasıyla onun iki yüksek dağın birbirinden ayırdığı Ta-mo-si-t’ie-ti’nin (Wahan) gü­neyinde bulunduğunu biliyoruz. Onu Yassin’de aramanın gereği ol­madığına göre, ancak Mastuc’da olabilir. Mastuc, Gilgit nehrinin ana kollarından Gizar’ın kuzeyindedir ki, Küçük Pu-lü nehrinin ku­zeyinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda Wu-k’ung’un 751’deki güzergahı şöyle açıklanabilir: Wu-k’ung, Hu-mi’yi (Wa-han) geçtikten sonra Barogil Geçidi’ni aşarak Mastuc’a ulaşır. Daha sonra Laspur ırmağının üzerinden güneye yönelerek Şandur Geçi-di’ni geçer, Gizar nehrini aşarak Yassin’e varır. Oradan da Udyana’ya gider. Öte yandan, Sung Yün’ün 519’daki güzergahındaki Çitral’a tekabül eden Şe-mi, belki de Hsüan-tsang’ın Şang-mi’sidir. (BEFEO, Cilt III, 1903, s. 406, n. 3) Çünkü Çitral ile Mastuc’un aynı prens­liğin bir parçası olması son derece tabiidir. Marquart da daha önce Eranshahr’da (s. 243-244) bu tezi desteklemişti.

Aynı bölümde: Onuncu ayda, Pu-lü hâkimi Su-lin-t’o-i-çe’ye (Surendraditya?109)’ye krallığının onaylandığını bildiren bir be­rat gönderildi.

109 Su-fu-şo-li-çe-li-ni’nin henüz 719’da iktidarda olduğu görülüyor. Halefi krallık beratını 720’de aldı ve muhtemelen aynı yıl da tahta çıktı.

Aynı bölümde: Sekizinci ayda, Ku-şe-mi (Kaşmir) hâkimi Çen-t’o-lo-pi-li’ye (Çandrapida) krallık unvanını tastikleyen be­ratını sunmak üzere bir elçi gönderildi.

Bölüm 973, s. 13 vo: Sekizinci k’ai-yüan yılında (720), Güney Hindistan padişahı Şe-li na-lo-seng-k’ia (Çri Narasimha110), Tibetliler, Araplar ve diğerlerini cezalandırmak için süvarilerini ve savaş fillerinin kullanılmasını teklif etti. Ayrıca ordusuna bir ad verilmesini istedi. İmparator onu kutladı ve ordusuna “fazilet or­dusu” adını verdi.

110 Bu metin ve onu takip edenler, şu ilavelerle Kiu Tang-şu’da (CXCVIII, s. 9 vo) da bulunmaktadır: “Dokuzuncu ay, Güney Hin­distan padişahı Şe-li Na-lo-seng-kia Pao-to-pa (Çri Narasimha Po-tavarman) imparatorluk (yani Çin) onuruna bir tapınak inşa ede­rek, ona ad vermesi için imparatora bir dilekçe ile başvurur. Fer­man ile bu tapınağa (Kui-hua) “fazilete döndüren” adı verilir ve ferman kendisine tevdi edilir. (yani İmparator Narasimha’ya, Çin’in onuruna Hindistan’da Narasimha tarafından yapılan tapınağın üs­tüne asılmak üzere üzerinde kui-hua se yazılı bir kitabe gönderir)”. Kançı (Madras’ın güneydoğusundaki Konjeveram) kralı Narasim-ha’yı Mahavamsa ve Hindistan kitabeleri vasıtasıyla tanıyoruz. Son anlatılanlar üzerine yoğunlayan Sylvain Levi (Missions de Wang Hi-uen-ts’e, JA, Mai-Juin 1900) bu hâkimin hükümdarlık tarihini 700 yılına götürme teklifinde bulundu. Anlaşıldığı kadarıyla onun ulaş­tığı bu sonuç 720 yılında Çri Narasimha Potavarman’dan uzun uzun bahseden Çince metinlerle de teyit edilmektedir.

Bölüm 974, s. 21 ro: Sekizinci k’ai-yüan yılının (720) sekizinci ayında, ting-ç’u günü, Güney Hindistan padişahının saygı sun­mak ve vergi takdim etmek için uzak yoldan bir elçi göndermesi hasebiyle, bu elçinin dönüşü sırasında ağırlanması konusunda el­den gelen titizliğin gösterilmesi, her türlü ihtiyacının en iyi şekil­de karşılanması çun-şu-men-hia’ya bir ferman gönderildi. Elçiye bir çiçekli ipek elbise, bir altın kemer, balık şeklinde işaretli bir para kesesi ve yedi eşya verilerek geri gönderildi.

Bölüm 964, s. 15 ro: Dokuzuncu ayda, Sie-yü (Zabulistan) Krallığı’ndan kral Çi-k’ü-öl’e kral, Ko-ta-lo-çi (Arrohac) teginine Ko-ta-lo-çi (Arrohac) hie-li-fa’sı ve Ki-pin (Kapiça) hâkimi unva­nını bir beratla takdim etmesi için elçi gönderildi.

Aynı bölümde: Onbirinci ayda, Güney Hindistan padişahı Şe-li, na-lo-seng-k’ia Pao-to-pa-mo’ya (Çri Narasimha Potavar­man’ya) Güney Hindistan padişahı unvanını bir beratla takdim etmesi için elçi gönderildi.

721 yılı

Bölüm 971, s. 4 vo: Dokuzuncu k’ai-yüan yılının (721) altıncı ayında, K’iu-tse (Kuça) hâkimi Pe Hiao-tsie111 (bir elçi) göndere­rek atlar ve köpekler sundu.

111 Pe Hiao-tsie 719’da tahta çıkmıştı.

722 yılı

Bölüm 999, s. 17 vo: Onuncu k’ai-yüan yılının (722) üçüncü ayında, keng-sü günü, Po-ssu (Persia) padişahı Pu-şan-huo bir elçi göndererek, kendisine bir Çinli yüksek memur unvanı veril­mesine ilişkin dilekçesini sundu ve bu isteği yerine getirildi.

724 yılı

Bölüm 971, s. 5 vo: On ikinci k’ai-yüan yılının (724), dördün­cü ayında, K’ang (Semerkant) hâkimi Wu-le (Gurek) bir elçi gön­dererek, bir cüce, iki at ve iki köpek sundu.

Bölüm 979, s. 7 vo-8 ro: On ikinci k’ai-yüan yılında (724), Sie-yü (Zabulistan) hâkimi tegin tarafından Kin-ç’eng prensesinin Ku-şe-mi (Kaşmir) hâkiminden sığınma talebiyle ilgili dilekçesi imparatora sunuldu.

(Bu metnin tercümesi için bkz. s. 264)

725 yılı

Bölüm 975, s. 5 ro: On üçüncü k’ai-yüan yılının (725) birin­ci ayında, ping-wu günü, Ta-şi (Arap) Krallığı, generalleri Su-li’yi112 yanında 11 kişi ile ülkenin ürünlerini sunması için gön­derdi. Heyettekilerin her birine “gerçek yiğit” unvanı verildi. Onlara kırmızı elbiseler, gümüş kemerler armağan edilerek ül­kelerine geri gönderildiler.

112 Su-li-man’ın kısaltması için müteakip metne bakınız.

Bölüm 971, s. 6 vo: On üçüncü k’ai-yüan yılının (725) üçüncü ayında, Ta-şi (Araplar), Su-li-man (Süleyman)’la birlikte 13 kişi­den oluşan bir heyet göndererek, ülkelerinin ürünlerini sundular.

Bölüm 975, s. 5 vo: Yedinci ayın Wu-şen gününde, Po-ssu (Per-sia) devlet erkanından Mu-şa-no saygı sunmak için saraya geldi. Ona çe-ç’ung unvanı verilerek hassa muhafızları arasına alındı.

726 yılı

Bölüm 975, s. 6 ro: On dördüncü k’ai-yüan yılının (726) birin­ci ayında, i-hai günü, T’u-k’i-şi (Türgiş) kağanı, devlet erkanın­dan A-ku-çi’yi göndererek atlar sundu. Ona çung-lang-tsiang un­vanı verilerek ülkesine uğurlandı.

Bölüm 971, s. 7 ro: Beşinci ayda, An (Buhara) hâkimi Po-p’o-t’i113, küçük kardeşi A-si-lan ta-kan114 (Arslan Tarkan) Fu-tan-fa-li’yi saygılarını sunmak, at ve leoparlar hediye etmek üzere sa­raya gönderdi.

113 T’ang-şu, Tu-sa (Tuğşad) Po-t’i olarak en doğrusunu veriyor.

114 Kan karakteri Tang-şu’da yanlışlıkla unutulmuşa benziyor.

Bölüm 975, s. 6 vo: On birinci ayın ki-mao gününde, T’u-ho-lo (Toharistan) bağlılık bildirmek üzere Ç’e-kien’i saraya gönderdi. Ona çung-lang-tsiang unvanı verilerek, mor bir elbise ve balık şeklinde altın işaretli bir para kesesi hediye edildi.

727 yılı

Bölüm 999, s. 17 vo-18 ro: On beşinci k’ai yüan yılı (727) T’u-ho-lo (Toharistan) Şe-hu (yabgu)sunun Araplara karşı yardım di­leyen dilekçesinin Çin imparatoruna sunuluşu.

(Bu metnin tercümesi için bkz. s. 265115).

115 Bu metni çevirirken ilk beş kelimeyi unutmuşum (bkz. s. 265, n. 2). İlk dört karakter: “(bu haberin) umparatorun kulağına kadar ulaşmasında anlaştılar”) şeklindedir.

Bölüm 971, s. 7 vo: On beşinci k’ai-yüan yılının (727) yedinci ayında, Şi (Keş) hâkimi A-hu pi-to116 bir elçi göndererek, Hu-sü-an kadınları ve leoparlar sundu.

116 752’de Doğu Ch’ao (Satruşana) hâkimi Şo a-hu’nun adında da a-hu karakteri görülmektedir.

728 yılı

Bölüm 964, s. 16 ro-16 vo: On altıncı k’ai-üan yılının (728) bi­rinci ayında, Yü-t’ien (Hotan) hâkimi Wei-ç’i Fu-şe’ye ve Su-le (Kaşgar) hâkimi P’ei An-çi’ye mevkilerinin onaylandığını bildiren beratlar verildi.

(Bu iki metnin çevirisi için bkz. 207-209).

Bölüm 975, s. 8 ro: Onaltıncı k’ai-yüan yılının (728), üçüncü ayının wu-şen gününde, Kin-man hükümdarı Şa-t’o Fu-kuo’nun annesi Şu-ni-şe, Şan Krallığı fu-jen soyluluk unvanı aldı. Sin-hai gününde, aralarında saygın T’i-pi-to’nun da bulunduğu sekiz Ta­şi (Arap) elçisi saraya saygı sunmaya geldiler. Her birine lang-tsi-ang unvanı verilerek ülkelerine uğurlandı.

Dördüncü ay, ki-se günü, Hu-mi hâkimi, Mi Krallığı devlet er­kanından Mi-hu-han’ı göndererek, saygılarını sunup, ülkesinin ürünlerinden takdim etti. (Bu elçiye) General unvanı verildi. Ona bir mor elbise, bir altın kemer verilerek barbarların ülkesine geri dönmesi için uğurlandı.

Aynı bölümde, s. 8 vo: Dokuzuncu ay, jen-in günü T’u-küe (Türk) Ko-lo-lu (Karluk) beyi İ-nan-ju (inançu)117 p’ei ve bera­berindekiler saygılarını sunmaya geldiler. Onların hepsine çung-lang-tsiang unvanı verildi. Ayrıca mor elbiseler, gümüş işlemeli kemerler hediye edilerek ülkelerine uğurlandılar.

117 Güney Sibirya’daki bir kitabede kadın adı “İnanşu Bilge”ye rastlan­mıştır. (Bkz. RADLOFF, Die alttürkisehen, 1895, s. 329).

Onuncu ay, ting-ç’u gününde, Pu-lü devlet erkanından T’u-mao-tan-mo-şe saygılarını sunmaya geldi. Ona çi-ç’ung unvanı verilerek bir mor elbise, altın bir kemer hediye edilip ülkesine uğurlandı.

Aynı bölümde, s. 9 ro: Onbirinci ay, İ-yu günü, aynı zamanda An-si (Kuça) ikinci büyük askeri valisi ve Dört Garnizon kuman­danlığının ikinci büyük komiseri olan sağ yü-lin-kün büyük ge­nerali Sie Çi-sin öldü. Ölümünden sonra kendisine Leang-çu hü­kümdarı ünvanı verildi. Cenaze için 500 parça ipek hediye edil­di. Masrafları devlet tarafından karşılanarak bir tabut hazırlandı ve cenazenin kendi memleketine götürülmesine izin verildi.

729 yılı

Bölüm 964, s. 16 vo: On yedinci k’ai-yüan yılının (729) birinci ayında, bir beratla T’u-ho-lo (Toharistan) hâkimi Ku-tu-lu (Kut­luk) Hie-ta-tu’ya T’u-ho-lo (Toharistan) yabgusu ve İ-ta (Efta­lit118) kralı unvanları verildi.

118 Taberi, 710’de Eftalit hâkimi unvanı alan ve Toharistan yabgusuna bağlı olan Nizak’ın yabguyu ele geçirdiğini, fakat onu da bizzat Ku-teybe’nin öldürdüğünü nakletmektedir. Burada gördüğümüz Çince metin, Nizak’ın ölümünden sonra Toharistan yabgu’sunun kendi unvanına Eftalit hâkimi unvanını da eklediğini gösteriyor gibi. Bu­rada Eftalitlerle ilgili olarak, bu halktan birinin Çin sarayında tercü­manlık yaptığına dair ilginç bir metne işaret edeceğim. Ts’e-fu yüan kui’de (blm. 1000, s. 15 vo) şu satırlar mevcut: Kao-ç’ang (Turfan) Prensliği: Çeng-kuan (627-649) döneminde T’ai-tsung, çi-ç’ung tu-wei unvanlı ve çi-çung-şu dairesinde tercümanlık yapan Jan-ho’yu Eftalitlerin ülkesinin doğu kesimine gönderdi. Bunun üzerine Yen-k’i (Karaşar) hâkimi Tu-k’i-çi, saygılarını bildirmek ve tartuk sun­mak üzere bir elçi gönderdi. Tu-k’i-çi, yolcuların rahat etmesi için büyük çölde bir yol açılmasını teklif ediyordu; T’ai-tsung teklifi ka­bul etti..” (metnin devami için bkz. s. 111).

Bölüm 975, s. 9 ro: On yedinci k’ai-yüan yılının (729) birinci ayının keng-sü günü, Ku-tu (Huttal) se-kin’i, Ku-tu şe’si olan oğ­lunu saraya saygılarını sunması ve iki at armağan etmesi için gön­derdi. Ona lang-tsiang unvanı ve otuz top ipek verilerek ülkesine uğurlandı. Mi (Maymarg) hâkimi (bir elçi) göndererek, üç Hu-süan kadını, bir leopar ve bir aslan119 sundu. (Bu elçi) 100 parça ipek verildikten sonra ülkesine geri gönderildi.

119 Zi yerine Şi-zi “aslan” olarak okumak gerekir.

Bölüm 975, s. 9 vo: Üçüncü ay, jen-in gününde, Hu-mi (Wa-han) devlet erkanından Wu-hu ta-kan (tarkan120) saygılarını sunmaya geldi. T’u-ho-lo (Toharistan) şe-hu’su (yabgu) ve Ku-tu (Huttal) Prensliği, birer elçi göndererek saygılarını sundular.

120 Belgelerin indeksinde, s.350, yanlışlıkla Wu-hu tarkan’ı Wahan hâ­kimi olarak göstermişim.

Altıncı ay, kui-ç’u gününde, T’u-k’i-şi (Türgiş) devlet erkanın­dan Çe-çe a-pu-se saygılarını sunmaya geldi. Ona lang-tsiang un­vanından başka mor bir elbise, bir altın kemer ve balık şeklinde işaretli bir para kesesi verildi.

Bölüm 971, s. 8 ro: Altıncı ayda, Tripitaka (üstadı), Kuzey Hin­distan Krallığı’ndan Tripitaka (üstadı), çramana ve din adamı Mi­to, aralarında çe-hanın121 da bulunduğu değişik çeşitlerde ilaçlar sundu.

121 Kiu T’ang-şu’da da aynı. (CXCVIII, s.9 vo).

Yedinci ayda, T’u-ho-lo (Toharistan), din adamı Nan-t’o’yu göndererek, Sü-na-k’ia, ti-şe-ling vb. değişik çeşitlerde ilaçlar sundu.

Bölüm 975, s. 9 vo: Dokuzuncu ayın İ-wei gününde, Ta-şi (Arap) Krallığı bir elçi göndererek saygılarını sunup ülkenin ürünlerinden armağan etti. Ona 100 parça ipek verildikten sonra ülkesine geri gönderildi.

730 yılı

Bölüm 971, s. 8 ro: On sekizinci k’ai-yüan yılının (730) birin­ci ayında, Po-ssu (Persia) padişahının oğlu Ki-hu-p’o, saraya say­gılarını sunmaya gelerek, parfüm, ilaç, gergedan122 vb. beş çeşit hediye takdim etti.

122 Burada canlı bir gergedan değil, gergedan boynuzunun kastedildi­ği kanaatindeyim.

Bölüm 975, s. 10 vo: On sekizinci k’ai-yüan yılının (730) dör­düncü ayının wu-sü gününde, Mi (Maymarg) Prensliği, Şe (Taş­kent) Prensliği .... elçilikleri.

Aynı yerde, s. 11 r°: Onuncu ay, kia-in gününde, Hu-mi (Vak-han) hâkimi Lo çen-t’an123 saraya saygılarını sunmaya geldi ve ülkesinin ürünlerini sundu. Ona elbiseler, ipekler, gümüş süsle-meli kemerler armağan edilerek hassa muhafızları arasına alındı.

123 Buradaki luo kelimesi, fa olarak düzeltilmiş olmalı. Çok daha son­raları 732’de Fa adlı Hu-mi hâkiminin öldüğünü görüyoruz. Dola­yısıyla bu iki kelime aynı adın iki farklı transkripsiyonu olmalı. Böyle olmasına rağmen, 732’de Fa’nın halefinin bir Hu-çen-t’an ol­duğu T’ang şu’da da zikredilmektedir. Nitekim 733 yılının doku­zuncu ayında, Ts’e-fu yüan kui’de Hu-mi Prensliği çen-t’an’ının el­çisinden bahsedilmektedir ki, büyük bir ihtimalle Wahan prensle­rinin unvanıdır. SYLVAİN LEVİ (Melanges de Harlez, s. 182-183 ve Notes sur les İndoscythes) Kanişka kralıyla ilgili hikayelerde bunun iki değişik şekilde (cin-tan) kullanılan bir unvan olduğuna dikkat çekmişti. Ayrıca Doğu Tsin tarihinde 357 yılında Hindistan’dan çan-t’an’ın bir elçisinden söz edilmektedir. Bizim burada verdiği­miz metinler ise bu unvanın VIII. Yüzyıla kadar Wahan’da kullanıl­dığı göstermektedir, ama Çince transkripsiyonu gölgeleyen yabancı kelime esrarengizliğini korumaktadır (Bkz. PELLİOT, BEFEO, Cilt III, 1903, s. 252, n. 4).

Onbirinci ay, kia-tse gününde, Po-ssu (Persia) devlet erkanın­dan Mu-şo-no saygılarını ve ülkesinin ürünlerini sunmaya geldi. Ona çi-ç’ung unvanı verilerek hassa muhafızları arasına alındı.

731 yılı

Bölüm 964, s. 16 vo: On dokuzuncu k’ai-yüan yılının (731) dördüncü ayında, (Kuzey) Türkleri kağanının küçük kardeşi K’üe t’e-le (Kül tegin) öldü. Küçük Pu-lü (Yassin) hâkimi Nan-ni’ye124 bir beratla kral unvanı ve şu içerikte bir mektup verildi: “Siz, nesilden nesile, vahşi ülkelerin vassal derebeyleri arasında kahramanlığınızla ün saldınız. İmparatorluğun koruyucu kalka­nısınız. 10.000 li uzaklıkta oturmanıza rağmen, sarsılmaz bir inançla kurulu düzene mutlak bağlılık gösterdiniz. Ayrıca gizlice hareket ederek, imparatorluk ordularına bağlandınız ve siz, acı­masız eşkiyaları ayırmaya125 da muktedirsiniz. Soğan Tepeleri126 tehlike olmaktan çıktı. Tsing-hai (Kuku-nor) artık dalgalı de-ğil127. Eğer benim doğa üstü prestijim çok uzaklarda geçerli ise, bu, sizin içten sadakatiniz sayesindedir. Erdemli davranışlarınızı göz önüne getirince, sizi çok takdir ediyorum. Şimdi size ülkeni­zin kralı unvanını veriyor ve aynı zamanda size bir elbise ve ke­mer sunuyorum. Ey kral! Bunları kabul ediniz!”

124 Bu hâkimin adı daha önce geçmiş, fakat hiçbir tarih belirtilmemiş­ti. Nan-ni isminin, bir yanlışlık sonucunda, babası ve selefi Mo-kin-mang’ın adıyla yer değiştirmiş olması mümkündür. Çok daha sonraları 733 yılında Mo-kin-mang’ın kendisine verilen berata te­şekkür etmek için Çin sarayına gönderdiği bir elçiden bahsedildi­ğini görüyoruz.

125 Cian kelimesinin tam anlamı “kesmek”tir. Küçük Pu-lü, Kafiris-tan’ın dağlı Tibetlilerinden ve Çitral’dan ayrılarak Çin’e sadakatle bağlanır. Artık Kaşmir’e giden ana yol Çin’e açıktır.

126 Metin Cong-ku anlamını veriyor. Fakat ku (nehir) yerine, çon (dağ) veya ling olarak okunması mümkündür. “Soğan tepeleri” de­yimi, kuzeyde Tanrı Dağları’na bitişik kısımları ile birlikte bütün Pamir’leri ifade etmektedir. (Krş. Belgeler, s.120’de Bedel Geçidi’ne içine alan Ling dağları, kuzey Ts’ung ling’in ve s. 144’te güney Hin-dukuş’ların payandası gibi kabul edilmektedir.)

127 Yani Kuku-nor bölgesi sükunete kavuştu.

Bölüm 964, s. 17 ro: On dokuzuncu k’ai-yüan yılının (731) dördüncü ayda, K’ang (Semerkant) hâkimi Wu-le (Gurek), bir el­çiyle imparatora gönderdiği dilekçede, oğlu Tu-ho’nun Ch’ao (Kabuzan) hâkimi ve diğer oğlu Me’nin128 ise Mi (Maymarg) hâ­kimi olarak atanmasını talep etti. İmparator her iki talebi de mu­vafık buldu ve Wu-le’ye şu cevabî mektubu gönderdi: “Çok uzak­larda, ücra bir memlekette yaşamanıza rağmen, uzun zamandan beri içten bir sadakat gösteriyorsunuz. Kendi prensliğinizde de­rin bir takdir kazanıyorsunuz. Sizin istekleriniz bizim saygın ter­cihlerimizi etkiledi. Sizin doğruluk ve adaletinizin ailenize ve prensliğinizde yaşayanlara da sirayet ettiğini görüyorum. Sizin kurulu düzene bağlılığınız ve ana-baba sevginiz oğulunuzda top­lanmış (gerçekten bu isme layık). Sizin mükemmel sadakatinizi düşündüğüm zaman, onu yürekten takdir ediyorum. İstedikleri­nize gelince, her ikisi de (sizin isteğiniz doğrultusunda) uygun görülmüştür. Böylelikle benim yeteneklerimin ne olduğunu da öğrenesiniz”.

128 Bölüm 999, s. 18 vo’de T’ang-şu’da da geçen Me-ç’uo’dan söz edil­mektedir. Ç’o (veya çua) karakterinin genellikle Türk unvanı çu-run çeviriyazımı olduğu bilinmektedir.

Bölüm 971, s. 9 ro: On dokuzuncu k’ai-yüan yılının (731) onuncu ayında, Orta Hindistan padişahı İ-şa-fu-mo, bakanı, yük­sek erdemli din adamı Pu-ta-sin’i göndererek saraya saygılarını sundu ve ülkesinin ürünlerini takdim etti.129

129 Kiu T’ang-şu, (CXCVIII, s. 9 vo): “On dokuzuncu yılın onuncu ayında, Orta Hindistan padişahı İ-şa-fu-mo, tartuk sunmak ve say­gılarını izhar etmek için din ulularından birini elçi olarak gönder­di.” Pauthier (Examen methodique des faits qui concernent le Thian-tchu ou l’Inde, s.66, n.1) İ-şa-fu-mo’nun Kanyakubca hâkimi Yaço-varman olduğu görüşündedir. Bu özdeşleştirme fazla makul görün­müyor. (Krş. Sylvain Levi, İtineraire d’Ou-kong, JA. Eylül-Ekim 1895, s. 357, not) Fakat Pauthier’nin, elçinin gerçek adının “din ulusu Pu-ta-sin” olduğu halde neden Seng-p’o-ta olarak adlandır­dığını bilemiyorum.

732 yılı

Bölüm 975, s. 13 vo: Yirminci k’ai-yüan yılının (732) sekizin­ci ayının keng-sü gününde, Po-ssu (Persia) padişahı, devlet erka­nından P’an-na-mi ve büyük erdemli din adamı Ki-lie’yi130 saygı­larını sunmak için gönderdi. Devlet erkanından olan kişiye “ger­çek yiğit” (kuo i) unvanı, din adamına ise bir mor kia-şa (kaşa-ya) ve 50 top ince ipek verilerek ülkelerine geri gönderildiler.

130 Hristiyan kitabesi olduğu söylenen Si-an fu’da zikredilen Nesturi din adamı Ki-lie’nin Çin’e geliş tarihini kesin olarak belirtmesi ba­kımından bu metnin önemli olduğunu daha önce de kaydetmiştim. (JA. Ocak-Şubat 1897, s. 56-58).

Bölüm 964, s. 17 ro: Yirminci k’ai-yüan yılının (732) dokuzun­cu ayında, Hu-mi (Wahan) hâkimi Fa öldüğü için küçük kardeşi Hu çen-t’an’a Hu-mi hâkimi unvanı verildi.

733 yılı

Bölüm 971, s. 9 vo: Yirmi birinci k’ai-yüan yılının (733) ikinci ayında, Ku-tu (Huttal) hâkimi Hie-li-fa131 bir elçi göndererek at­lar ve müzisyenler sundu.

131 Hie-li-fa, Huttal hâkiminin adı değil, ünvanıdır.

Aynı bölümde, s. 9 vo: Üçüncü ayda, Ko-han-na132 hâkimi İ-mi-şe elçi göndererek atlar sundu.

132 Sanırım Ko-han-na yerine Şe-han-na okumak gerekiyor.

Aynı bölümde, s. 9 vo: Üçüncü aydan sonraya eklenen artık ayda, Pu-lü hâkimi Mo-kin-mang, devlet erkanından Ça-ço-na-se-mo-mo-şeng’i elçi olarak gönderip saraya saygılarını sundu ve prensliğini tasdik eden berattan dolayı imparatora şükran duygu­larını iletti.

Bölüm 975, s. 13 vo: Yirmi birinci k’ai-yüan yılının (733) üçün­cü ayın sonuna eklenen artık ayında, Ku-şe-mi (Kaşmir) hâkimi Mu-to-pi (Muktapida) büyük erdemli din adamı Wu-li-to-ni-en’i133 armağanlar sunmak ve bir ortak dilekçe takdim etmek üzere gönderdi. Bir imparatorluk kararnamesi ile Wu-li-to-nien’e sarayın bir salonunda büyük bir şölen verilmesi emredildi. Ken­disine 500 parça tül verilerek birkaç gün sonra ülkesine geri gön­derildi.

133 T’ang şu’da Wu-li-to.

Aynı bölümde, s. 14 ro: Sekizinci ayın kia-ç’en gününde, Ku­tu (Huttal) hâkimi devlet erkanından Ju ta-kan (tarkan)’ı saygıla­rını sunmak üzere gönderdi. Elçiye lang-tsiang unvanı verildik­ten sonra ülkesine geri gönderildi.

Bölüm 964, s. 18 ro: Yirmi birinci k’ai-yüan yılının (733) dör­düncü ayının beşinci gününde, Kaşmir hâkimi Muktapida’ya krallık onay beratı verildi.

(Bu berat metninin çevirisi için bkz. s. 268)

Bölüm 971, s. 10 ro: Sekizinci ayda, Ku-tu (Huttal) hâkimi, devlet erkanından Ju ta-kan (tarkan)’ı saygılarını sunmak üzere saraya gönderdi.

Bölüm 975, s. 13 vo: Dokuzuncu ay, ping-tse günü, Hu-mi (Wahan) Krallığı Çen-t’an’ı saygılarını sunmaya geldi. Otağın bir salonunda şerefine bir ziyafet tertiplendi. Ona sol kin-wu muha­fızları büyük generali unvanı ve kadrosuz memurluk verildi. Ay­rıca yedi eşya, bir mor elbise, bir kemer, balık şeklinde işaretli bir para kesesi vs.’den başka 100 parça ipek verilerek ülkesine gön­derildi.

Bölüm 971, s. 10 ro: On ikinci ayda, K’o-han-na hâkimi İ-mi-şe, devlet erkanından P’o-yen ta-kan (tarkan)’ı elçi olarak gön­derdi. Ta-şi (Arap) hükümdarı devlet erkanından Mo-se-lan ta­kan (tarkan)’ı ve beraberindekileri elçi olarak göndererek saygı­larını sundu.

735 yılı

Bölüm 975, s. 16 ro: Yirmi üçüncü k’ai-yüan yılının (735) dör­düncü ayının kia-wu gününde, Pu-lü Krallığı devlet erkanından Pa-han-k’ia saygılarını sunmaya geldi. Kendisine lang-tsiang un­vanı ve 50 top ipek verilerek ülkesine geri gönderildi.

736 yılı

Bölüm 975, s. 16 vo: Yirmidördüncü k’ai-yüan yılının (736) se­kizinci ayının kia-in gününde, Tu-k’i-şi (Türgiş)’lerin (lideri) devlet erkanından Hu-lu ta-kan (tarkan)’ı göndererek barış yapıl­ması teklifinde bulundu. Teklif kabul edildi ve sarayın salonların­dan birinde büyük bir şölen verildi. Ona sağ kin-wu (muhafız)la­rı generali unvanı ve kadrosuz memurluk, bir ipek elbise, yüz top düz ve nakışlı ipek verilerek ülkesine geri gönderildi

Dokuzuncu ay, ting-ç’u günü, Yü-t’ien (Hotan) hâkimi Wei-ç’i Fu-tu-ta’nın (karısı) bayan Şe’ye Yü-t’ien (Hotan) hâkiminin ka­rısı unvanı verildi.

737 yılı

Bölüm 975, s. 11 vo: Yirmi beşinci k’ai-yüan yılının (737), birinci ayında, Yen-k’i (Karaşar) devlet erkanından Lung Ç’angan134 saygılarını sunmaya geldi. Po-ssu (Persia) hükümdarının oğlu Ki-hu-p’o135 saygılarını sunmak için geldi.

134 Bu kişi, soyadı Lung olan Karaşar prensleri sülalesine dahil olmalı. Belgeler’de kral Lung Tu-k’i-çi ve kral Lung lai-tu olarak geçiyor.

135 Ki-hu-p’o, daha önce 730 tarihinde geçmişti.

738 yılı

Bölüm 971, s. 12 ro: Yirmi altıncı k’ai-yüan yılının (738) birin­ci ayında, T’u-ho-lo (Toharistan) Krallığı, devlet erkanından I-nan-ju (İnançu) ta-kan (tarkan) Lo-ti-çen’i göndererek ülkesinin ürünlerini sundu.

Bölüm 975, s. 17 vo: Yirmi altıncı k’ai-yüan yılının (738) ikinci ayının kui-ç’u günü, T’u-ho-lo (Toharistan), devlet erkanından İ-nan-ju (İnançu) ta-kan (tarkan) Lo-ti-çen’i göndererek ülkesinin ürünlerini sundu. Ona “gerçek yiğit” unvanı verildi. Bir kırmızı elbise, bir gümüş kemer, üzerinde balık şeklinde işaret bulunan bir para kesesi ve 30 top ipek verilerek ülkesine gönderildi.

Bölüm 980, s. 9 vo: Yirmi altıncı k’ai-yüan yılının (738), seki­zinci ayında, çung-kuan Wei T’ai’ye T’u-küe-k’i-şilere136 elçi git­mesi emredildi. (İmparatorun) T’u-küe-k’i-şi kağanına gönderdi­ği mektup şöyle: “Ey kağan! Siz ve ben, birbirimize baba-oğul ba­ğıyla bağlıyız. İyi davranışlar ve adaletin sağladığı duygular saye­sinde, bizimle aynı etten ve kemikten olan insanlar arasında ne fark vardır? Ey Kağan, siz aşağılık bir adama güvendiniz137 ve (benim nezdimde) şüphe ve tereddütlere neden oldunuz. Birçok kez, size gönderdiğim elçilerim gereken bütün açıklamaları size yapmadılar. O zamandan şimdiye kadar bazı doğru yoldan şaşma nedenleri olması gerekirdi. Sizin elçiniz geldiği zaman, dilekçesi­ni inceledim ve (öğrendim ki) sizin davranışlarınız değişmiş. Bir hata (yanlış) yapıldığında, hiçbir şey onu düzeltmeyi bilmek ka­dar iyi değildir. Madem ki (şimdi) siz kurulu düzene bağlılık ve sadakatinizi bildiriyorsunuz, sizi bundan dolayı yürekten kutlu­yorum. Tüm temennim, ilişkimizin daha önce olduğu gibi olma­sıdır. Aramızdaki baba-oğul ilişkisi çerçevesinde, dostluğumuzu eskiden olduğu gibi güçlendireceğiz. Bütün teginler, adaletli ol­malı ve iyi niyeti gözetmeyi bilmelidir. Kim iyi niyetli değilse, bizzat kendisini tehlikeye atar. Eğer içinizde kötülüğe eğimli ta­sarılarınızı sakladığınız halde, dışınızda sözlerinizi138 allayıp pul-larsanız, bana zarar veremeyeceğinizi bilin ve sonuçta gerçekten kendinize zarar verirsiniz. Ey Kağan, umarım ki bu aşırılığa kaç­mayacak kadar zekisinizdir. Gerçeğe benzeyen yapmacık sözleri derin bir muhakemeden geçirmeniz gerekir. Eğer iyi niyetinizde ve kurulu düzene bağlılıkta samimi iseniz, artık hangi keder sizi bulabilir? On bin yıl ve bin sonbahar boyunca çok mutluluklar yaşayacaksınız. Sonuç olarak, imparatorluk temsilcisine, size ta­mamen gerçek olan bu düşüncelerimi iletmesi için emir verdim.”

136 Belgeler’de Türgişleri tanımlamakta kullanılan T’u-küe-şi, T’u-k’i-şi ve bu burada gördüğümüz T’u-küe-k’i-şi deyimleri aynı olsa ge­rektir. Burada okuduğumuz mektupta 738 yılının sekizinci ayında imparatorun mesaj gönderdiği kağanın adı gösterilmemiş. Bu kağa­nın 737’de Su-lu Kağan’ı katlettikten sonra 738 yılının 6. ayında Çin’e desteğini ilan eden Ç’u-mu-kun külçuru Mo-ho ta-kan (Baga tarkan) olması muhtemeldir.

137 Burada bizim bilemediğimiz bazı olaylar ima ediliyor.

138 Burada hiçbir anlamı olmayan ai kelimesi “sözler” kelimesinin ye­rine sıfat tamlaması olarak kullanılmış olmalı.

Bölüm 964, s. 19 vo: Yirmi altıncı k’ai-yüan yılının (738) onun­cu ayında, Tu-ho, bir imparatorluk kararnamesi ile K’ang (Semer-kant) hâkimi iken ölen babası Wu-le’nin (Gurek’in) yerine atan­dı. Ju-mo-fu-ta, Sie-yü (Zabulistan) hâkimi iken ölen babası Şe-yü’nün yerine atandı. Su-tu-pu-lo, Ch’ao (Kabuzan) hâkimi iken ölen ağabeyi Mo-sien’in yerine atandı. Hu-po, Şe (Keş) hâkimi iken ölen babası Yen-t’un’un yerine atandı. Bütün bu ölümler farklı yıllarda olmuştur. Ancak imparatora139 yeni (Gurek’in ölü­münden sonra) bildirilmiştir.

139 Bu metin daha önce verilmişti.

Aynı ay, Ki-pin (Kapiça) hâkimi Wu-san t’e şa140 yaşlandığın­dan imparatora müracaatla, kanuna uygun olarak ekber oğlu Fu-lin-ki-p’o’nun kendi yerine tahta çıkmasını istedi. İsteği kabul edildi ve Fu-lin-ki-p’o’ya Ki-pin (Kapiça) hâkimi unvanı verildi. İmparator, (burada olduğu gibi) K’ang (Semerkant) ve diğer bü­tün prensliklerin başında bulunan kişilere prenslik ünvanlarını onaylayan beratlar vermek ve onları cesaretlendirmek üzere mek­tuplar yazdı.

140 Wu-san t’e-k’in (tegin) şa olarak okuyunuz. Kiu T’ang-şu (CXCVI-II, s. 10 ro) Kapiça hâkiminin mektubunu 739 yılına tarihlemekte-dir.

739 yılı

Bölüm 971, s. 12 vo: Yirmi yedinci k’ai-yüan yılının (739) dör­düncü ayında, Pa-han-na (Fergana) hâkimi A-si-lan ta-kan (Ars-lan Tarkan) Şe (Keş) hâkimi Se-kin-t’i ve büyük T’u-k’i-şi (Tür-giş) generali Suo se-kin, elçiler göndererek, imparatorun141 niyet ve düşüncelerini sorup öğrenmek istediler.

141 Bu metin daha öne verilmişti.

Bölüm 977, s. 20 vo: Yirmi yedinci k’ai-yüan yılının (739) do­kuzuncu ayında, başlarında küe lü ç’o (çur) uvanı bulunan ve Fu-yen (genel valisi olan) Ç’u-mu-kun kabilesi, Pa-sai-kan kabi­lesi, Şu-ni-şe kabilesi, A-si-ki kabilesi, Kung-yüe kabilesi ve Ko-hi kabilesi.. hepsi özel temsilciler göndererek lütufları için İmpa­ratora teşekkürlerini sundular ve imparatorluğa bağlanmak iste­diklerini bildirdiler. Talepleri olumlu karşılandı. Gönderdikleri dilekçe şöyleydi: “Bizler uzak ve vahşi bir memlekette doğduk. Uzun zamandan beri imparatorluğun ilgisinden ilkbaharda ve ya­zın uzak kaldık. Beyliklerimiz karıştı ve savaşçılarımız serkeşlik yaptılar. Sürekli birbirlerine saldırıp, birbirlerini katlettiler. Him­meti uzakları yayılan, hamiyeti varlıkların büyük kısmını kucak­layan siz Majestelerinin sayesinde, Tsi-si tsie-tu-şi’si Kai Kia-yün’e bizim uzak topraklarımızda düzeni yeniden sağlamak için askerlerin ve süvarilerin başına başkumandan olarak geçmesi, barbar kabilelerimizi kurtarmak ve onlara şefkatle muamele et­mek için uçurumun ağzındakilerin imdadına yetişmesi ve yara­mazları cezalandırması emredildi. Sizin tanrısal yüzünüz önünde toprağa alnımızı koyarak secde ediyoruz ve aynı zamanda sonsu­za kadar oğlunuz ve malınız gibi davranmak, sonsuza kadar sizin sınırlarınızı korumak için boylarımızı An-si (Kuça) (genel valisi­nin) adaletine teslim ediyoruz. Şimdi, biz (size doğru) yöneldik­çe bizi göklere142 götürecek yola başımızı koymuş oluyoruz ve bundan dolayı sevinçten havalara uçmaktaki aşırılığımızı engel-leyemiyoruz.”

142 Yani Çin’de.

740 yılı

Bölüm 975, s.18 ro: Yirmi yedinci k’ai-yüan yılının (740) birin­ci ayında, Ku-tu (Huttal) Krallığı devlet erkanından To-lan ta-kan (tarkan) Mi-kie-ç’ai bağlılığını bildirmeye geldi. Kendisine “ger­çek yiğit” unvanı verilerek ülkesine geri gönderildi143.

143 Bu olay, yedinci ayın İ-se günü tarihinde de mealen tekrar ediliyor.

Aynı yerde, sayfa 18 vo: İkinci ayın Sin-yu günü, Fu-yen ge­nel valisi ve Ç’u-mu-kunların Küe-lü-ç’o (Ç’ur)’na sağ cesur muhafızlar kadrosuz büyük generali ve A-şi-na Hung-ta’ya t’ai-pu kadrosuz erkanı unvanı olmak üzere iki T’u-k’i-şi (Türgiş) boyu reisine unvan verildi.

Üçüncü ay, İ-se gününde, Ku-tu (Huttal) Krallığı devlet erka­nından To-po-le ta-kan (tarkan) La-wu’yu bağlılık bildirmek için gönderdi. İmparator memurlarına bunun büyük bir şölen düzen­lenmesine vesile olmasını bildirdi. Ona 60 parça ipek verilerek ülkesine geri gönderildi.

Dördüncü ayın Sin-wei gününde, On Ok kağanı A-şi-na Hin’in karısı Li Hatun’a Kiao-ho prensesi ünvanı beratı verildi. Jen-şen gününde, Yü-t’ien (Hotan) kralı Wei-ç’i-hui’nin karısı Wei’e, Yü-t’ien (Hotan) kralının eşi unvanı beratı verildi.

Bölüm 977, s. 21 ro: Yirmi sekizinci yılının (740) on ikinci ayında, Tu-k’i-şi (Türgiş) kağanı Mo144-ho ta-kan (Baga Tarkan), beraberinde karısı, oğulları, sancaktarları ve kurmaylarından mü­teşekkil 100’den fazla sayıda kişiyle imparatora bağlılığını bildir­meye geldi. Daha önce (Mo-) ho ta-kan (tarkan) diğer barbar halkları isyana yöneltmek için Wu-su-wan-lo-şan ile ittifak sağlamıştı. İmparator Kai Kia-yün’e onlara iyi davranarak gönüllerini kazanmasını ve onları eğitmesini emretmiş olduğundan, onlar birbiri ardı sıra gelip imparatorluğa bağlandılar.

144 Metinde Mo yerine yanlışlıkla Ying şeklinde geçiyor.

Bölüm 964, s.19 vo-20 vo : Yirmi sekizinci k’ai-yüan yılının (740) üçüncü ayında, Şe (Taşkent) krallığının yabancı hâkimi Mo-ho-tu t’u-t’un’un (Bagatur Tudun) edindiği saygınlık sebebiy­le kendisine “özel terfi ettirilmiş” unvanından başka Şe (Taşkent) hâkimi unvanı da verildi. Ayrıca bir de şeref bastonu145 hediye edildi. Ertesi gün, ayrıca üzerinde şu hususların yazıldığı bir be­rat ile “kendini adalete adayan kral” unvanı verildi: “Yıl sırası Kung-şen’e tekabul eden yirmi sekizinci k’ai-yüan yılının (740) ilk günü ting-hai gününe rastlayan üçüncü ayın yirmi ikinci gü­nüne tekabül eden Wu-şen gününde imparator şöyle buyurdu: “Malumdur ki, yükselen değerler yetişince, yapılan ihsanlar için ferman çıkarılır. Ağır başlı ve yiğit adamlar arasında saygıya ve onura sezavâr kişilerin bulunması kaçınılmazdır. Ey siz, Şe Kral­lığı hâkimi, Mo-ho-tu t’u (-t’un) (Bagatur tudun), (babanızın) ye­rine geçerek O’nun samimi erdemini miras aldınız. Kişiliğinizle etkin bir kararlılık gösterdiniz. İçten bir sadakatle bizim dönüş­türücü etkimize teveccüh kıldınız. Siz yabancı Marche’ta146 koru­yucu bir engel oldunuz. Son olarak, sınırlarımızda sıkıntı yaratan Su-lu’nun kötü taraftarları147 kaldığından, siz komşunuz148 olan bir krallığı hakkınız olarak kazanmayı bildiniz. Onlara (yani Su­lu taraftarlarına) bu toprakları korumaları için mükemmel plan­lar verdiniz ve iç doğuda olduğu gibi dışarıda da onunla birlik ol­dunuz. Sınırları temizlemeye ve çok eski zıtlaşmaları iyi komşu­luk anlayışı içinde ortadan kaldırmaya muvaffak oldunuz. Ger­çekte enerjiniz149 ve bağlılığınız sayesinde ünlü gücünüzü sergi­leyebildiniz. Şayet kim seçilmeli ve ödüllendirilmeli diye düşü­nülürse, sizden başka kim seçilmeli idi? Bu nedenle, size “kendi­ni adalete adayan kral” unvan beratını veriyorum. Krallık görev­lerini yerine getirmekte çok dikkatli olmalısınız. Bize koruyucu bir kalkan olan topraklarınızı sonsuza kadar koruyun ve halkınız arasında sükuneti muhafaza edin. Bu hususlarda dikkatli olabilir­siniz değil mi?”

145 P. Couvreur’un Çince-Fransızca sözlüğünde (s. 950) Sui şekli mev­cuttur ki, boğum boğum, altın püsküllü baston demektir.

146 Bu kelime (şui) barbarların kontrol altında tutulmasıyla ilgili ola­rak sınırdaki bir ülkeyi ifade ediyor. Kelimeyi tercüme etmek için, ona “Marche de Branderbourg” deyimindeki anlamı verdik.

147 Su-lu’nun oğlu T’u-ho-sien’i ima etmektedir.

148 Burada sözü edilen kişi, kesinlikle Şe (Keş) hâkimi Se-kin-t’i’dir.

149 Kelimesi kelimesine: “Omurganız ve kalbiniz sayesinde”.

Aynı ay, Su-lu Kağan’a karşı yapılan seferde çok önemli hiz­metleri görülen Ço-kie (Çâkar) hâkimini ödüllendirmk için “özel terfi” Se-kin-t’i unvanı eklendi. Berat şu şekildeydi150: “Yirmi se­kizinci k’ai-yüan yılında (740), yıl sırası keng-ç’en, birinci günü ting-hai günü olan üçüncü ayın, yirmialtıncı gününe tekabül eden Jen-tse gününde imparator şöyle buyurdu: “Malumdur ki, karanlık151 bölge olmasına rağmen, orada bir nesilden diğerine liderler çıktığı görülecektir. Onları diğer komşuları arasında ün­lü kılmak için verdiğimiz muhteşem onurlara gelince, saygın olan adamları seçmekte yanılgıya düşülmedi ve gerçekten bu ün-vanlar onlara düşüncesizce verilmedi. Siz, T’u-küe (Türk) Pi-k’ia (Bilge) Ku-tu-lu (kutluk) Kağan, sizin etkiniz K’ung-t’ung’da152 bir emir gibi algılandı. Yetenekleriniz Şo-mo153’da dikkat çekti. İşlerinize dikkat ettiğiniz zaman, karışıklıklara düşmediniz. Mut­lak kararlılığınızı değişmez biçimde korudunuz. Geçmiş nesiller­den size kadar (aileniz) Orta İmparatorluk’la ilişkiler kurdu. Ana-babadan kalan bu eski mirası devraldığınızdan beri, sizden önce­kilerin çizgisinde yürüme yeteneği gösterdiniz. Uzaklardan sara­ya sayı sunmak için elçiler gönderdiniz. Bütün bunlar bizim ada­letimizi heyecanlandırdı. Duygularınızın gerçekten onayladığı bu idi. Övgü ve ödüllendirme olmasaydı, kurulu düzene bağlılık ve sadakat ne ile ünlendirilecekti? Bu nedenle size kağan unvanı be­ratı veriyorum. Şimdi, yetki nişanını götürmesi için sol kin-wu muhafızları generali unvanı taşıyan kuzenim Çe’yi gönderiyo­rum. Size bu rütbeyi törelere154 göre verecek. Gidin ve buna say­gı duyun. Ey Kağan, bu güzel resmi yazıyı aldığınız zaman, erde­miniz ve ününüz için bütün gücünüzle çalışın. (Böylece) saygın bir mutluluğu sonsuza kadar koruyabilecek ve onu sizden sonra­kilere devredebileceksiniz. Buna dikkat edersiniz değil mi?”

150 Ts’e-fu yüan kui’nin yazarının dikkatsizliğinden dolayı ferman, Keş hâkiminden hiç söz etmiyor. Ferman kuzey Türklerinin lideri Pi-k’ia ku-tu-lu Kağan’a ulaştırılmış. Öyle görülüyor ki bu kağan, me­tinde belirtildiği gibi 740 yılında Çin sarayının verdiği unvan fer­manını almış. Öte yandan babası Me-ki-lien’in oğlu ve halefi olan ağabeyi İ-jan Kağan’ın yerine geldi (halefi oldu). Me-ki-lien (Bilge Kağan) 734 yılının sonunda öldü. O halde, İ-jan Kağan sekiz yıl hükümdarlık yaptıktan sonra öldü diyen T’ang-şu’daki anlatımın gerçek dışı olduğunu düşünmek gerekir. (CCXV, b, s. 2 ro )

151 Yani beş element teorisinde siyah renge tekabül eden Kuzey.

152 Kan-su dağı.

153 Kuzey çölü.

154 T’ang şu, bölüm CCXV, b, s. 2 ro: (İ-jan Kağan’ın) küçük kardeşi olan Pi-k’ia ku-tu-lu Kağan onun yerine geçti. (İmparator) sağ kin-wu muhafızları generali unvanı sahibi olan Li-çe’yi, ona Teng-li (Tengri) Kağan unvanı veren beratı götürmesi için görevlendirdi.

Bölüm 964, 20 vo-21 ro: Yirmi sekizinci yılın (740) ikinci ayın­da, Kai Kia-yün tarafından hapsedilen Türgiş reisi T’u-ho-sien’in affedilmesine ilişkin İmparatorluk fermanı.

(Bu kararnamenin tercümesi elinizdeki eserin 270. sayfaların­da verilmiştir.)

741 yılı

Bölüm 964, s. 21 ro-21 vo: Yirmi dokuzuncu k’ai-yüan yılının (741) ikinci ayında, Ma-hao-lai’ye küçük Pu-lü (Yassin) kralı be­ratı verildi.

Bu berat metninin çevirisi, s. 271’de verilmiştir.

Bölüm 971, s. 13 ro: Yirmi dokuzuncu k’ai-yüan yılının (741) üçüncü ayında, Şe (Keş) hâkimi Se-kin-t’i, devlet erkanından Po-ti-mi-şe’yi, Po-han-na (Fergana) hâkimi de erkandan A-ki-çe ta­kan (tarkan) Se-kia’yı saygı ve bağlılık bildirmek üzere elçi ola­rak saraya gönderdiler. Bu iki elçi yılbaşı için tebriklerini ve ayrı­ca ülkelerinin ürünlerini sundular.

T’u-küe’lerin kağanı155 elçi olarak İ-nan-ju (İnançu)’yu gön­derip, yılbaşı için tebriklerini ve ayrıca ülkelerinin ürünlerini sundu156. İmparatora şunları ihtiva eden bir dilekçe takdim etti. “(Ben T’u-küe’lerin kağanı), Gök Kağan’ın157 önünde secde edi­yorum ve onu gökler kadar onurlu görüyorum. Büyük dedemden bana kadar, köleleriniz, Gök Kağan’a karşı mutlak bir sadakat gösterdik. Her asker istediğinde, kuvvetlerimizi imparatorluğun hizmetine sunduk. İşte şimdi yeni yılda ve armağanların verildi­ği ayda, saygılarımla Gök Kağana uzun ömürler ve imparatorluk için birlik diliyorum. Şayet sizin iyiliğinize karşı gelenler varsa ve onlar isyancı eşkiyalarsa, ben, köleniz ve müttefikiniz Po-han-na (Fergana158) hâkimi, bütün kuvvetlerimizi onlara direnmek ve onları yenmek için kullanacağım. Şayet boyun eğenler olursa, ben köleniz, onlarla da hemen barış yapacağım. Şimdi saygı ile devlet erkanından İ-nan-ju (İnançu)’ya sizi selamlamasını ve teb­riklerimi götürmesini emrediyorum.” Ayrıca T’u (-ho)-lo (Toha-ristan) elçi göndererek, kırmızı puo-li (bardak) ve Puo-li (bar-dak?)159, kin-tsing (Lapis-lazuli), doğal ma-nao (akik), ve çe-han da dahil çeşitli müsekkinler (uyuşturucu) sundu. Merkezi Hint padişahının oğlu Li Ç’eng-en160 gelerek saygılarını sundu.

155 Burada sözü edilen Kuzey Türkleri kağanı, 740 tarihinde adı geçen Pi-k’ia ku-tu-lu (Bilge kutluk) Kağan’dır.

156 T’ang şu, bölüm CCXV, b, s. 2 ro : “Ertesi yıl (Pi-k’ia ku-tu-lu Ka­ğan) yıl başı münasebetiyle saygı sunmak ve ülkesinin ürünlerini takdim etmek üzere elçi İ-nan-ju (İnançu)’yu gönderek şöyle dedi: “Gök Kağanı, göğü kutsadığım gibi kutsuyorum. İşte şimdi yeni bir yıl ve hediyelerin (lütufların) verildiği ay. Ben Güneşin Oğlu’na on-bin yıllık uzun ömür diliyorum.”

157 Çin İmparatoru.

158 Bu metini, Kuzey Türkleriyle Fergana arasında bir ilişkinin varlığı­nı göstermesi bakımından önemlidir. Burada sözü edilen eşkıya çe­tesi muhtemelen Araplardır.

159 Bibliotheque Nationale (Fransız Milli Kütüphanesi)’ndeki Ts’e-fu yüan kui baskısında rengi ifade eden kelime okunmuyor.

160 Kiu T’ang-şu’da da aynı olaydan söz edilmektedir (CXCVIII, s. 9 vo). Li, Tang’ların aile adıdır ve Ç’eng-en Çince lâkaptır. Li Çeng-en ola­rak adlandırılan Hintli de imparatorluk lütfu ile böyle adlandırılmış olmalı.

Bölüm 999, s. 19 ro: Yirmi dokuzuncu k’ai-yüan yılında (741), Po-han-na (Fergana) hâkimi A-si-lan ta-kan (Arslan Tarkan) krallığının adının değiştirilmesi dileğini iletmek için imparatora bir dilekçe sundu. Bir imparatorluk fermanı ile bu krallığın adı “Ning-yüan Krallığı” olarak değiştirildi.

Bölüm 975, s. 19 ro: Yirmi dokuzuncu k’ai-yüan yılının (741) on ikinci ayında, Ping şen günü, Ta-şilerin (Arapların) üst düzey görevlilerinden Ho-sa saygılarını sunmaya geldi. Ona sol kin-wu muhafızları generali unvanı verildi. Bir mor elbise ve bir gümüş süslemeli kemer armağan edilerek ülkesine geri gönderildi.

742 yılı

Bölüm 975, s.19 ro: Birinci t’ien-pao yılının (742) birinci ayının ting-se günü, Şe (Taşkent) hâkimi bir elçi göndererek büyük oğlu Na-kü kü-pi-şe’ye bir onur nişanı verilmesini talep etti. Bir impa­ratorluk kararnamesi ile oğlu general yapılarak bir yıllık maaşı ödendi.

Bölüm 971, s. 14 ro: Birinci t’ien-pao yılının (742) üçüncü ayın­da, Ch’ao (Ts’ao) (Kabuzan) hâkimi Ko-lo-pu-lo ve Şe (Taşkent) hakimi T’e-le (tegin), elçi göndererek, atlar ve ülkelerinin ürünleri­ni sundular.

Beşinci ayda, Fu-lin hükümdarı yüksek erdemli din adamı göndererek saygılarını sundu.

Bölüm 965, s.1 vo: Birinci t’ien-pao yılının (742) altıncı ayında, T’u-k’i-şi (Türgiş) büyük sancaktarı Tu-mo-tu k’üe hie-kin, bir be­ratla Üç Boy yabgusu unvanı aldı. Kendisine ayrıca tso-yü-lin kün büyük generali unvanı verildi. Berat şöyle yazılmıştı: “Yıl sırası bi­rinci t’ien-pao yılına rastlayan (742) yılının, ilk günü kia-sü olan altıncı ayın, yirmi ikinci gününe tekabül eden İ-wei gününde, im­parator şu hususları ihtiva eden bir ferman çıkardı: Malumdur ki, mükemmel bir hükümdar hiçbir şeyi ihmal etmez. Uzak memle­ketleri kendinden ayırmaz. Kurulu düzene bağlılık duygularını ödüllendirmekten geri kalmaz ve böylelikle (hak edenlerin) say­gınlık ve hassasiyetlerini ödüllendirir. Siz Ku-tu-lu (Kutluk) p’i-k’ia (bilge) Tu-mo-tu k’üe hie-kin, siz şan ve hayranlıkla dolu bir mirasın sahibi olan bir adamsınız. Yiğit süvariler arasında büyük bir ününüz var. Dürüstlük ve adaletiniz ünlüdür. Boylarınız için­de nitelikleriniz takdir ediliyor. Eskiden, dışarıda ifa ettiğiniz gö­revler sırasında kötülüğe eğilimli bir liderden emirler alıyordu­nuz. Oysa şimdi bu kötülük kaynağı ortadan kaldırıldı. Duygula­rınızı değiştirmeyi bildiniz ve kendinizi değişime doğru çevirdi­niz. İmparatorluk sancağı kaldırıldığı zaman, bizim iyiliğimize boyun eğmeyi ve efendinize yardım etmeyi bildiniz. Kalbinizin iç­tenliğini kutluyorum ve sizin ödülünüzü ve unvanınızı artıraca­ğım. Bu nedenle sizi Üç Boy yabgusu ilan ediyorum. Gidin ve bu­na saygı duyun! Resmi beratı dikkatle alın. Sadakatinizi ve kuru­lu düzene bağlılığınızı aydınlatmak için bütün gücünüzü kulla­nın. Liderlerinize yardım edin. Şanlı hizmetler vermek için çalı­şın. Nasıl bütün bunlara karşı dikkatli olmayabilirsiniz ki?”

Bölüm 975, s.19 vo: Altıncı ayın, ping-şen gününde, Üç Boy yabgusu Tu-mo-tu k’üe hie-kin’e bir demir berat verildi. Şöyle ya­zılmıştı: “İmparatorluğa karşı iyi davranışlar içinde olanlar, ödü­lümüze gerçekten mazhar olacaklardır. Eskiden beri, bilge ege­menler bu kurala uymuşlardır. Siz, Üç Boy Şe-hu (Yabgu)su, sol yü-lin ordusunun büyük generali, kadrolu memurlara eşdeğer kadrosuz memur, (Ku-) tu-lu p’i-k’ia (Kutluk Bilge) tu-mo-tu k’üe hie-kin, uzun zamandan beri yiğitliğinizle ünlüsünüz ve aynı za­manda siz (kafanızda) ustaca planlar toplarsınız. Su-lu zamanın­da onun gücü sizi bazen zora soksa da, ben sizi o zaman içten sa­dakatinizin mükemmelliği ile tanıdım. Bu kötülükler ortadan kal­kınca, gayretleriniz iyiden iyiye büyük güce kaydı. Gelip onlarla birlikte bize boyun eğmek için gerçekten halkınızın başına geçe­bildiniz. Böylelikle imparatorluk sarayına yönelik görevlerinizi tam anlamıyla yerine getirdiniz ve sınırda şanlı bir hizmet verdi­niz. Bu iyi niyet ve adaletinizi yürekten kutluyorum. Bu nedenle sizi yabancı ülkenizde şanlı kılmak için kendi şanımdan bir pâye veriyorum. Şimdi size sizden sonrakilere bırakabileceğiniz alev kırmızısı bir yazı ve bir demir amblem veriyorum. (Kırallığınız) Ho ve (T’ai)-şan gibi sonsuza kadar ayakta kalsın ve Güneş ve Ay gibi (parlak) olsun. Bunlara karşı dikkatli olmayabilir misiniz)?”

Bölüm 971, s. 8 vo-9 ro: Birinci t’ien-pao yılının (742) doku­zuncu ayında, Hu-mi (Wahan) hâkiminin oğlu Hie-ki-li-fu’ya be­rat verilmesi.

(Bu berat metninin çevirisi s. 212-213’da verilmiştir. Fakat orada 997. bölümde de olduğu gibi (sayfa 3 vo) yanlışlıkla Ts’e-fu yüan kui olarak belirtilmiştir.)

743 yılı

Bölüm 971, s. 14 ro : İkinci t’ien-pao yılının (743) ikinci ayında Kie-su (Şuman) hâkimi A-to-si, devlet erkanından Kü-pi-şe ta-kan (tarkan) Lo-tun-şa (şad) ve beraberindekilerle, toplam 20 kişiyi göndererek bağlılığını bildirerek ülkesinin ürünlerinden sundu.

Dokuzuncu ayda, An-si’ye (bağlı) Kara Boyların kağanı Ku-tu-lu p’i-kia (Kutluk Bilge) elçi göndererek ülkesinin ürünlerini sundu.

Aynı bölümde, s. 14 vo: On ikinci ayda, Şe (Taşkent) hâkimi T’e-le (Tegin) K’ang (Semerkant) erkanından damadı K’ang Jan-tien’i (yani K’ang ülkesinin Jan-tien’i) göndererek ülkesinin ürünlerini sundu.

744 yılı

Bölüm 971, s. 14 vo: Üçüncü t’ien-pao yılının (744) ikinci ay­dan sonra gelen artık ayında, Pa-han-na (Fergana ) hâkimi A-si-lan ta-kan (Arslan Tarkan) devlet erkanından birini, (Kore’deki Sin-lo kralının elçisiyle) aynı zamanda göndererek, yılbaşı şerefi­ne tebriklerini ve ülkesinin ürünlerini sundu.

Bölüm 965, s. 2 ro ve vo : Üçüncü t’ien-pao yılının (744) ikin­ci aydan sonra gelen artık ayında, T’o-pa-sa-tan (Taberistan) hâ­kimine “değişime saygılı kral “ unvanı verildi. Beratta şunlar ya­zılmıştı: “Yıl sırası kia-şen olan üçüncü t’ien-pao yılının (744) ilk günü i-wei günü olan ikinci aydan sonra gelen artık ayda, yirmi ikinci güne tekabül eden ping-ç’en gününde, imparator şu ferma­nı yayınladı: Egemen olanın öncü değişimine ayak uyduranlar, iyilikle davranan ve candan bağlı olanlar için uygulanan kurallar uygulanır. Adalet, (Çin’e) bağlanan halkları unvanlar ve yüksek orunlar alanlar arasına koyar. Siz, T’o-pa-sa-tan (Taberistan) hâ­kimi A-lu-şe-to161 gönüllü olarak saygı ve bağlılığı seçtiniz. Bil­gelik ve politikayı derinden anladınız. Siz, haraçlarını ödeyip yü­kümlülüklerini ifa etsinler diye elçilerinizi konuk olarak bize gönderiyorsunuz. İyi niyet ve adaletiniz görülüyor. Tam anlamıy­la ödüllendirilmeye ve kutlanmaya değersiniz. Bu nedenle sizi “değişime saygılı kral” ilan ediyorum. Resmi beratınızı saygı ile alınız. Bütün gücünüzle talimatlarımıza uyunuz. Uygulamalarını­zı enerjik bir şekilde kurulu düzene bağlılıkla yapınız. Başından sonuna kadar imparatorluk emirlerini icra etmek ve ücra köşeler­de bir lider olmak için (görevlerinizin) hiç birini gözden çıkar­mayın. Nasıl bunlara karşı dikkatli olmayabilirsiniz ki?”

161 S. 173, n.5’de sonraki cümleye ait olan Zhi kelimesini bu kişinin adına ekleyerek yanlışlıkla onu A-lu-şe-to-çi olarak adlandırdım. Ho-lu-şe-to, Taberistan takviminde 89’dan 109 yılına kadar (Hicri 122’den 141’e, Miladi 789/40’dan 758/9’a) paraları bulunan Tabe-ristan kralı II. Hurşid’le aynı kişidir. Hurşid hakkında bkz. MAR-QUART, Eranshahr, s.129-130 ve WEİL, Geschichte der Chalifen,

cilt II, s. 39, n.1

Bölüm 971, s. 14 vo: Üçüncü ayda, An (Buhara) hâkimi Kü-ti-po (Kuteybe) üst düzey bir memur göndererek saygılarını ve ay­nı zamanda ülkesinin ürünlerini sundu.

Bölüm 965, 2 vo ve 3 ro: Üçüncü t’ien-pao yılının (744) altıncı ayında, T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerin (lideri) İ-li-ti-mi-şi Ku-tu-lu p’i-kia (Eletmiş162 Kutluk Bilge)’ye On Boy Kağanı beratı verildi. Be­rat şöyle yazılmıştı: “Yıl sırası kia-şen olan üçüncü t’ien-pao yılı­nın (744) ilk günü kui-se günü olan altıncı ayda, on ikinci günü olan kia-çen gününde, imparator şu hususları içeren bir ferman yayınladı: “Esirgeyen ve koruyan hayırsever erdem, barbarlar ile Çin arasındaki farkı nasıl ayarlayacak? (Egemenin) takdiri, ger­çekte arzu edilenin kurulu düzene bağlılık ve sadakat olduğu şeklinde uygulanır. Siz T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerin lideri İ-li-ti-mi-şi ku-tu-lu p’i-kia (Eletmiş Kutluk Bilge), ecdadınızın mirasını aldı­nız, politikayı ve bilgeliği kavradınız, sükuneti sağlayacak tarzda halkınızın kalplerinde uyum sağlamayı bildiniz. Bir bariyer (gö­revi yapacak şekilde) töreleri gözettiniz. Ta uzaklardan samimi­yetiniz ve bağlılığınızı gönderdiniz. Kararlılığınız ve adaletiniz parlak bir şekilde ortaya çıktı. Siz, kutlanmaya tam anlamıyla la­yıksınız. Bu nedenle, sizi On Boy Kağanı ilan ediyorum. Gidin ve kadrini bilin. Bu resmi berata gayretlerinizle cevap verin. Alın ve imparatorluk sarayına götüren bu değişime saygı duyun. Kurulu düzene bağlılık ve iyi niyet yolunda yürüyün ve sonuna kadar sa­bık (erdemlerinizi) koruyun. Öyle ki, uzak memleketinizde (size verdiğim) ünvanlar ve saygınlık ile hüküm sürebilesiniz. Nasıl bütün bunlar karşısında dikkatli olmayabilirsiniz ki?”

162 İ-li-ti-mi-şi, Orhun kitabelerinde de geçen ve “il (halk/devlet) ku­ran” anlamındaki Türk sanı eletmişin transkripsiyonudur. (RAD-LOFF, Die Alttürkischen, 1895, s. 208, O 4,5)

Bölüm 971, s. 14 vo: Yedinci ayda, Ta-şi (Arap) Krallığı, K’ang (Semerkant) Krallığı, Batı Ch’ao (İştikan) Krallığı, Mi (Maymarg) Krallığı, Sie-yü (Zabulistan) Krallığı, T’u-ho-lo (Toharistan) Kral­lığı, T’u-k’i-şi (Türgiş)’ler ve Şe (Taşkent) Krallığı elçiler gönde­rerek atlar ve özel hediyeler sundular.

Bölüm 965, 3 ro: Üçüncü t’ien-pao yılının (744) yedinci ayın­da, Ch’ao (İştikan)163 hâkimine “fazileti seven kral” (huai ti wang), Mi (Maymarg) hâkimine “uyuma saygı duyan kral” (kung şun wang), K’ang (Semerkant) hâkimine “değişime saygı duyan kral” (kin hua wang) unvanları verildi.

163 Burada Batı Ch’ao kastedilmektedir.

Bölüm 979, s. 13 vo: Üçüncü t’ien-pao yılının (744) on ikinci ayında, imparatorluk hanesinden bir kıza “Ho-i Prensesi” unvanı verilerek Ning-yüan (Fergana) hükümdarına eş olarak verilmesi kararlaştırıldı ve şu ferman yayınlandı: “Malumdur ki Hu-han164 saygılarını sunmaya gelince, vassal krallar arasına alındı. Wu-sun (kralı) barış yapmaya geldiğinde, adaletimiz onu bir evlilik avan-tajı165 ile karşıladı. Takdir etme konusunda eski ve yeni devirler arasında fark yoktur. Siz “değişimi kabul eden kral”, Ning-yüan (Fergana) hâkimi Lan ta-kan (Arslan Tarkan), imparatorluk sara­yı tarafından başlatılan değişimi model olarak almakta kararlısı­nız. Sınırlarımızı korumaya söz verdiniz. Siz hepiniz bizim düze­nimize ve talimatlarımıza uydunuz ve itimada layıksınız. Siz, ke­sintisiz olarak borçlarınızdan ve haraçlarınızdan kurtuldunuz. İç­tenliğiniz o kadar güçlü ki, imparatorluğa bağlandınız. (Size ve­receğim) onurlar (diğer komşularımıza verdiklerimden) farklı olacak. Yani size ayrıcalıklı olarak, mükemmel şanımı göstermek için harika bir eş veriyorum. O, Ho-nan vilayetine bağlı Kao-ç’eng kazası mutasarrıfı olan dördüncü kuzenim Ts’an’ın kızıdır. İffet ve tevazu, doğanın bir lutfu olarak kişiliğinde bulunmakta­dır. Karakteri saf ve mükemmeldir. Mürebbiyelerinden iyi bir eği­tim almıştır. İmparatorluk sarayının ışığıdır. Gerçekten o (bizim­le) sizin barbar otağınız arasında birliği sağlayabilecek yetenekte­dir. Yabancılar takdirimizin ışığına tanık olsunlar diye uzaklarda­ki toplumlarla iyi ilişkiler kurma sorumluluğunu taşıması gere­kir. O, Ho-i Prensesi ilan edilmiş ve Ning-yüan (Fergana) hâkimi, “değişimi kabul eden kral” ile evlenmesine izin verilmiştir.”

164 Hiung-nu kumandanı Hu-han-sie M.Ö.51’de Çin imparatoruna saygı sunmaya gelmiştir.

165 Yüan-fung döneminde (M.Ö. 110-105) İmparator Wu, Wu-sunla-rın yaşlı kralına, üzüntüsünü tanınmış bir ağıtla dile getiren bir Çinli prensesi eş olarak verdi. (WYLİE, Notes on the Western China, Journal of the Anthropological İnst., cilt XI, 1881, s. 86.)

745 yılı

Bölüm 971, s. 14 vo: Dördüncü t’ien-pao yılının (745) üçüncü ayında, Sie-yü (Zabulistan), T’u-ho-lo (Toharistan), Po-ssu (Per-sia), Kü-ho-lan166 (Kurân?) krallıkları elçiler göndererek, ülkele­rinin ürünlerinden sundular. Ki-pin (Kapiça) krallığı bir elçi gön­dererek ipek dans kıyafetleri sundu.

166 İçinden çıkılması zor bir kelime. Belki ho kelimesi gereksiz olarak katılmış ve Kü-lan (Kurân, Kökçe üzerinde) olarak okumak gerekir.

Aynı bölümde, s. 15 ro: Beşinci ayda, Ta-şi (Araplar) ve Şo-mo167 krallıkları, yedinci ayda Şe (Taşkent) hâkimi T’e-le (tegin) ve An (Buhara) hâkimi K’ü-ti-po (Kuteybe) elçiler göderdiler ve saygılarını bildirip, tartuk sundular.

167 Şe-mo. Bu isim Belgeler’de geçmiyor. T’ang-şu’nun müteakip bölü­münde görülüyor. (CCXXI, b, s. 7 vo) T’ien-pao döneminde şu 8 krallık bağlılık bildirmeye gelmiştir: Kü-lan-na (Kurân) Şo-mo, Wei-yüan, Su-ki-li-fa-u-lan, Su-li-si-tan (Suristan, krş. NÖLDEKE, Geschichte der Perser und Araber, s. 15, n. 3), Kien şehri, Sin şehri (yani Yenişehir); Nu-şe-kie olarak da adlandırılır veya Taşkent’in 100 li kuzeydoğusundaki Küçük Şe Krallığı şehri. (Kesinlikle daha önce geçen Nu-ç’e-kien’dir. Araplar ona Nuzket derler (Bib.Ge-ogr.Arab, cilt VI, s. 21 ve 158). Kiu-wei (Şang-mi de denir) ki, Çit-ral ve Mastuc bölgesidir.

Yedinci ayda, An (Buhara) Beyliği Beyi K’ü-ti-po (Kuteybe) bir elçi göndererek saygılarını bildirip, tartuk sundu. Ayrıca Küçük Pu-lü (Yasin), yüksek erdem sahibi din adamı Tripitaka üstadı Kia-lo-mi-to’yu göndererek saygılarını sundu.

Bölüm 965, s. 3 ro: Dördüncü t’ien-pao yılının (745) yedinci ayında, An (Buhara) hâkimi K’ü-ti-po (Kuteybe) elçi göndererek saygılarını bildirip tartuk sundu. Bunun üzerine K’ü-ti-po’ya (Kuteybe) “adalete geri dönen kral” unvanı verildi.

Bölüm 971, s. 15 ro: Dokuzuncu ayda, “değişimi kabul eden kral” unvanlı Ning-yüan hâkimi, özel olarak cesur süvariler bü­yük generali olarak atandı. Pa-han-na (Fergana) hâkimi A-si-lan ta-kan (Arslan Tarkan) elçi göndererek, yılbaşı münasebetiyle teb­riklerini sundu.

Bölüm 965, s. 3 ro: Dördüncü t’ien-pao yılının (745) doku­zuncu ayında, Pu-çun’a Ki-pin (Kapiça) ve U-ç’ang (Udyana) kralı beratı verildi.

(Bu berat metninin çevirisi s. 213-214168 verilmiştir.)

168 Tun Siu-şi biyografisinde geçen şu olayı 745 yılına hamletmek ge­rekiyor. (Kiu T’ang-şu, CXXVIII ve T’ang-şu, CLIII: “Dördüncü t’ien-pao yılı (745) Tun Siu-şi, Hu-mi’ye (Wahan) karşı düzenledi­ği seferde, An-si’nin tsie-tu-şi’si Ma ling ç’a’yı (Belgelerdeki Fu-mong Ling-ç’a ile aynı) takip eder ve orada zafer kazanır.” Bu Tun Siu-şi, 751’de Talas şehri yakınlarında Araplar tarafından yenilen Kao Sien-çi ordusuna bağlıydı. Geri çekilmenin bozguna dönüşme­sini önleyen de o idi. Li Se-ye ile birlikte dağılan askerleri toparla­yarak yeni bir ordu teşkil etti ve bu sayede An-si’ye (Kuça askeri valiliği) geri dönebildi.

Bölüm 977, s. 21 r°°\ Dördüncü ayda, Ch’ao (İştikan) hâkimi Ko-lo-pu169 bir elçi göndererek şu dilekçeyi sundu: “Ecdadım­dan şimdiye kadar, Gök Kağan’a karşı kurulu düzene bağlılığı­mızı ve samimiyetimizi gösterdik. Biz, (ondan) sık sık askeri ta­limatlar (talepler) aldık. Diliyorum ve istiyorum ki, himmet-i âlinizle kulunuzun krallığının topraklarını küçük bir ilçe olarak T’ang İmparatorluğu bünyesine alınız. Gereken her yerde, im­paratorluk için (asilerle) savaşacak olan ve bütün kalbi ile ku­rulu düzene sadakatle bağlı bulunan ben kulunuza hemen emir gönderiniz.”

169 Dilekçesini 742 yılına ait gösteren T’ang-şu’da Ko-lo-pu-lo.

746 yılı

Bölüm 971, s.15 vo: Beşinci t’ien-pao yılının (746) üçüncü ayında, Şe (Taşkent) hâkimi bir elçi göndererek saygılarını sun­du ve on beş at armağan etti. T’o-pa-se-tan (Taberistan) hâkimi elçi göndererek saygısını sundu ve kırk at hediye etti. Şe (Taş­kent) Krallığı ikinci hâkimi İ-nai t’u-t’un (tudun) K’ü170 elçi göndererek ülkesinin ürünlerini sundu.

170 Daha önce aynı kişi İ-nai t’u-t’un k’ü-li olarak geçmişti.

Yedinci ayda, Po-ssu (Persia), Hu-tse Krallığı büyük şehrinin kontu Li-po-ta-pu’yu göndererek bir fil ve bir gergedan armağan etti.

Onuncu ayda, Nan (?)171 Komutanlığından Ku-tu (Huttal) (Krallık olarak da anılır) hâkimi elçi göndererek onbeş at arma­ğan etti. Üç Boy Ko-lo-lu (Karluk) reisi Pi-k’ia şe-hu (yabgu) tun a-po i-kien ç’o (çur), bir elçi göndererek saygılarını sunup, tartuk takdim etti.

171 Benim verdiğim tercüme şüphelidir.

Onuncu aydan sonra gelen artık ayda, T’o-pa-se-tan (Taberis-tan) kralı Hu-lu-han,172 bir elçi göndererek bin yıllık çiğde (hün­nap) şurubu173 sundu. Aynı tarihte Tu-k’i-şi (Türgiş)’ler, Şe (Taş­kent) Krallığı, Şi (Keş) Krallığı, Mi (Maymarg) ve Ki-pin (Kapi-ça) krallıkları tarafından değişik hediyeler sunuldu.

172 Hâlâ II. Hürşid tahtta olmalıydı. Hu-lu-han terimini nasıl açıklama­lı bilmiyorum.

173 Yani “Onu yiyenlere uzun ömür veren”

Onbirinci ay, Wei-yüan Krallığı elçi göndererek saygılarını ve haracını sundu.

747 yılı

Bölüm 965, s. 3 vo: Altıncı t’ien-pao yılının (747) ikinci ayın­da, T’o-pa-se-tan (Tabaristan) kralı Hu-lu-han’a “iyi niyete dö­nen” (kui sin wang) unvanı, Lo-li-çi174 kralı İ-se-Kiu-si’ye “ada­let için huzuru seçen kral” (i ning wang), K’i-lan (Gilan)175 kra­lı Lü-sie’ye “adalet için itaati seçen kral” (i pin wang), Nie-man176 (Tirmiz) kralı Sie-mo’ya “uyumu kabul eden kral” (fung şun wang), Pu-ta kralı Mo-ku-şo-si’ye “adaleti gözeten kral” (şui wang), Tu-p’an kralı Mu-se-kien’e “fazilete boyun eğen kral” (şun ti wang), A-mo (Amul)177 kralı Kü-pan-hu-mo’ya “iyi niye­te saygı duyan kral” (kung sin wang), Şa-lan kralı Pi-lio-si wei’e178 “kurallara uyan kral” (şun li wang) unvanları verildi.

174 T’ang-şu da (CCXXI, b,’de) Lo-li-çi’den bahsetmekte, fakat (XLIII, b’de/daha aşağıya bkz.) Lo-ç’a-çi şeklinde yazmaktadır.

175 Daha ileride verilen topografik bilgiler, göründüğü kadarıyla K’i-lan’ın Hazar Gölünün güneyinde ve Taberistan’ın batısındaki Gi-lan’la aynı yer olduğunu göstermektedir. (Bkz. Geographie d’Aboul-feda, Çev. Reinaud, II, ıı, s. 172-174).

176 Nie-man, T’ang-şu’da da (XLIII b’) geçmektedir. Fakat aynı eserin (CCXXI, b), verdiği topografik bilgilerde kanıtlandığı gibi (daha ileri bkz) Tirmiz’i tanımlayan Ta (veya tan)-man ve Ta-mo olarak doğru gösterilmektedir.

177 Kanaatimce, müteakip notta tercümesi verilen T’ang-şu’nun metni­ne göre A-mo, Buhara yakınlarındaki Amul şehrine değil, bazı A­rapların Taberistan’ın payitahtı olarak kabul etmelerine rağmen, sonradan ayrı bir devlet olan aynı adlı bir şehre tekabül etmektedir.

178 Eğer burada zikredilen değişik krallıkların kesin özdeşleştirilmesi-ni yapabilirsek, Çin’le Taberistan ve diğer komşuları arasındaki ilişkileri gösteren bu metin bizim için oldukça ilginç olacak. Sanı­rım şarkiyatçılar benim burada T’ang-şu’dan yapacağım iki metin çevirisinden daha iyi sonuçlar çıkaracaklardır. I) blm. CCXXI, b, s. 8 v°-9 r°: “Ta-şi’nin (Araplar’ın) batısında bağımsız bir krallık olan Şan (Şam, Suriye’nin Arapça adı) bulunur. Bu ülke kuzey’de T’u-küelerin (Türklerin) K’o-sa (Hazar) boyuna kadar uzanır. Top­rakları binlerce li’dir (Bkz. Aboulfeda, Çev. Reinaud, II, ıı, s. 2-3; Ebu’l Feda beş Cund’u veya Suriye eyaletini sıralamaktadır) ve beş genel valisi ve on bin seçme askeri vardır. Pek çok tahıl yetiştirilir. Doğuya doğru akan ve iki Ya-kü-lo (bu kelimenin Irak okunması gerektiği kanaatindeyim. Nitekim Ma Tuan-lin’in bıraktığı Tu Hu-an Araplarla ilgili notlarında da Ya-kü-lo ilk Abbasi halifesinin başkentini [Kufe] kurduğu ülke olarak geçmektedir. Şu halde Ya-kü-lo Irak-ı Arap’dır). Oraya gidip gelen tacirler o kadar çoktur ki, bunlar birbirlerini uzaktan görürler. - Araplara (Taşi) kırk beş günlük yolda Tu-p’an ülkesi yer alır; batı istikametinde on beş günlük yolda Lo-li-çi vardır; güney istikametinde, yirmi beş gün­lük yolda Araplar bulunur; kuzeyde bir günlük yolda Pu-ta yer alır. - Pu-ta, doğu yönünde, Araplara iki aylık yoldadır; batı isti­kametinde yirmi günlük mesafede K’i-lan (Gîlan) yer alır; güneye doğru Tu-p’an ve kuzeye doğru Ta-şi (Araplar) bir aylık mesafede­dirler. - K’i-lan (Gîlan) güneydoğu istikametinde, A-mo’ya (A-mul’a) yirmi günlük mesafededir. Buraya A-mei de derler. Güney­doğu istikametinde on beş günlük mesafede T’o-pa-se (Taberistan) bulunur; güneye doğru bir aylık mesafede Şa-lan; kuzeye doğru iki günlük mesafede (Hazar) denizi bulunur. Hükümdarın payitahtı Ni-ho-wen-to şehridir. Bu ülkede bol miktarda at ve koyun bulu­nur. Görenekleri basit ve makuldür. Bu yüzden Araplar sürülerini buralarda muhafaza etmeye götürürler. Şa-lan, kuzeye doğru Lo-li-çe’ye, güneyde Ta-man’a (Tirmiz) sınırdaştır. Her ikisi de yirmi günlük mesafededir. Batıya doğru yirmi beş günlük mesafede Araplar bulunur. - Ta-man’a Ta-mo da denir; doğuya doğru T’o-pa-se (Taberistan), güneye doğru Araplar bulunur. Her ikisi de bir aylık mesafededir. Kuzeye doğru yirmi günlük yolda K’i-lan (Gî-lan), batıya doğru bir aylık mesafede Araplar bulunur; Tirmiz Wu-hu (Amu-derya) nehrinin kuzeyinde, nehre bitişik vadidedir. Bu vadide yırtıcı hayvanlar, pek çok arslan bulunur. Tirmiz, kuzeyba­tıya doğru Demirkapı geçidiyle ayrılan Şi (Keş) ülkesine sınırdaş­tır. - Altıncı t’ien-pao yılında (747) Tu-p’an ve diğer altı krallık, sa­raya elçiler göndererek saygılarını sundular. Nihayet Tu-p’an kralı Mu-se-kien Mo-ho-yen’e “değişime uyan kral” (şun hua wang) unvanı, Pu-ta kralı Mo-ho-şo-se’ye “adaleti gözetleyen kral” (Şu i wang), A-mo (Amul) kralı Kü-na-hu şo’ya “iyi niyete saygı duyan kral” (kung sin wang), Şa-lan kralı Pi-lu-se wei’ye “törelere uyan kral” (şun li wang), Lo-li-çe kralı İ-se-Kiu-si’ye “adalet için süku­neti tercih eden kral” (i ning wang), Ta-man (Tirmiz) kralı Sie-mo’ya “uyumu kabul eden kral” (fung şun wang) unvanları veril­di. - Diğer taraftan, T’ang-şu (XLIII, b, s.16 vo) aynı ülkeler için her zaman öncekilerle uyuşmayan bilgiler de veriyor: “Batı yörele­rinde Su-le’nin (Kaşgar) 25 bin li güneybatısında T’o-pa-en (se okuyun)-tan (Taberistan) Krallığı vardır. Doğuya doğru Pu-ta Krallığını ve Batıya doğru Nie (ta okuyun)-man (Tirmiz) Krallığı­na varmak için, her iki halde de bir ay yol gidilmesi gerekir. Gü­neye doğru Lo-ç’a-çi Krallığı 15 günlük yoldadır; kuzey tarafında iki aylık (iki gün okuyun) mesafede deniz bulunur. Lo-ç’a-çi Kral-lığı’na gelince, doğu tarafında on beş günlük mesafede Tu-p’an Krallığı, batı tarafında Şa-lan Krallığı ve güney tarafında Ta-şi (Arap) Krallığı vardır ve her ikisi de yirmi günlük mesafededir. Kuzey tarafında Pu-ta Krallığı bir aylık mesafededir. Pu-ta Krallı-ğı’na gelince, doğu tarafında iki üylık mesafede Ta-şi (Arap) Kral­lığı, batı yönünde yirmi günlük mesafede K’i-lan (Gîlan) Krallığı bulunur; kuzey yönünden Ta-şi (Arap) Krallığı’na bir aylık yol vardır. Ho (a okuyun) -mo (Amul) Krallığı’na gelince; güneydo­ğusunda on beş günlük yolda To-pa (Taberistan) Krallığı, kuzey­batı istikametinde 20 günlük mesafede K’i-lan (Gîlan) Krallığı, gü­ney yönünde bir aylık yolda Şa-lan Krallığı bulunur. K’i-lan (Gî-lan) Krallığı’na gelince, batı istikametinde Ta-şi (Arap) Karllığına gitmek için iki ay, güney istikametinde Nie-man (Tirmiz) Krallı-ğı’na gitmek için yirmi gün, kuzey istikametinde denize ulaşmak için beş gün yol gitmek gerekir. ...

Bölüm 971, 16 ro ve vo: Altıncı t’ien-pao yılının (747) dördün­cü ayında, Po-ssu (Persia) elçiliği, beşinci ayda, Ta-şi (Arap) Krallığı hükümdarı, Po-ssu (Persia) hükümdarı ve Şe (Taşkent) hâkiminin elçilikleri, altıncı ayda T’u-k’i-şe (Türgiş) elçiliği [gel­diler].

748 yılı

Bölüm 971, 16 vo: Yedinci t’ien-pao yılının (748) birinci ayın­da, Kui-jen179 (de denilen) Pu-lü Krallığı elçi göndererek altın çiçekler sundu.

179 757’de, Kao Sien-çi’nin seferinden sonra Küçük Pu-lü (Yassin) Çin­lilerden Kui-jen (iyiliğe dönen) Krallık ünvanı aldı.

Üçüncü ayda, Yü-t’ien (Hotan) ve Yen-k’i (Karaşar) elçilikleri (geldi).

Aynı bölümde, s. 17 ro: Altıncı ayda, Wu-lan hâkimi Su hie-li-fa, P’o-po a-yüe-to180 elçi göndererek atlar hediye edip, ülke ürünlerini sundu. Ki-pin (Kapiça) Krallığı ve İ-ta (Eftalit) Kral­lığı elçilileri (geldiler).

180 Hie-le-fa’nın bir tür unvanı olduğu malum. T’ang-şu’nun yukarıda verdiğimiz metninde Su-ki-li-fa-wu-lan, bir krallık adı gibi kabul edilmiş.

749 yılı

Bölüm 971, s. 17 ro: Sekizinci t’ien-pao yılının (749) dördün­cü ayında, T’u-ho-lo (Toharistan) Krallığı elçi göndererek atlar armağan etti.

Bölüm 992, s. 16 ro: Sekizinci t’ien-pao yılının (749) altıncı ayında, Lung-yu (genel valisi) Ko-şu Han, Ho-tung, Ho-si, Ling-wu ve T’u-küe (Türk) A-pu-se’nin181 askerlerinden oluşan 63 bin kişilik ordunun başına geçerek Tibet şehri Şi-pao ç’eng’e saldırıp zaptetti; ayrıca şen-wu ordusuna bağlı birliklerin bu şehir garni­zonunu elde tutmak için ayrılmasını emretti.

181 Türk kumandan A-pu-se’den ileride söz edilecektir.

Bölüm 965, s. 4 ro: Sekizinci t’ien-pao yılının (749) yedinci ayında, On Boy (lideri) T’u-k’i-şi (Türgiş) İ-po’ya kağan unvanı beratı verildi. Berat şöyle yazılmıştı: “Soyluluk unvanları, yete­nekleri ödüllendirmek içindir. İyilikler, uzaktakilere himmet göstermek içindir. Yani koruyucu kalkan olarak krallıklar ku­rulması eski görenek olarak kabul edilir. Ey On Boy (lideri) T’u­k’i-şi (Türgiş) İ-po Kağan ku-tu-lu (Kutluk) p’i-k’ia (Bilge) kü-çi! Bize bağlılığınızı bildirdiniz ve samimiyetinizi gösterdiniz. Sizin karakteriniz, yiğitliğiniz ve şöhretinizle tanınır. Siz doğru­luk ve kurulu düzene bağlılık görevlerini gözetebilirsiniz. Ayrı­ca siz, aynı zamanda ok atmada ve savaş araçları kullanmada da ustasınız. Sizin iyi niyet ve adaletiniz kusursuzdur. Sınır (da ya­şayan insanlar) size güveniyor. İlave etmek gerekir ki, sapık bir fesat yolunu izlemediniz ve uzaklarda, bizim müspet etkilerimi­zi model aldınız. Şanınızı göz önünde bulundurarak, sizi kutla­mam ve ödüllendirmek gerektiğini düşünüyorum. Bu boyların (yönetilmek için) dayanabilecekleri yiğit ve yetenekli adamlara ihtiyaçları olduğunu kabul ederek, (bana öyle geliyor ki) (bu tip kişileri) şanımızı gösteren atamalarla ve harika onurlarla değer biçerek ödüllendirmek lazım. Dolayısıyla On Boy (lideri) T’u-k’i-şi (Türgiş) İ-po Kağan onuruna beratla layık görüldünüz.”

Bölüm 975, s. 21 vo: Sekizinci t’ien-pao yılının (749) sekizin­ci ayının i-hai gününde, Hu-mi (Wahan) hâkimi Lo-çen-t’an saygılarını sunmak üzere saraya geldi ve hassa muhafızları ara­sına alınma talebinde bulundu. Ona sol askerî muhafızlar gene­rali unvanı verilerek hassa muhafızları arasına alındı. Ping-hai gününde, On Boy T’u-k’i-şi (Türgiş)si saygılarını sunmak için saraya elçi gönderdi. Ona çung-lang-tsiang unvanı verildi. Ayrı­ca bir ipek elbise, bir altın kemer, üzerinde balık şeklinde işaret bulunan bir para kesesi ve Yedi Eşya182 hediye edilerek, ülkesi­ne gönderildi.

182 (Yedi) kelimesini (iki) kelimesi ile değiştirdim.

Bölüm 971, s. 17 ro: Sekizinci ayda, On Boy (lideri) T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerin kağanı bir elçi göndererek saygılarını sundu. Ning-yüan (Fergana) hâkiminin oğlu Wu-mo saygılarını sunmaya gel­di. Şe (Taşkent) hâkiminin oğlu Yüan-en saygılarını sunmak için geldi.

Bölüm 971, s.17 vo: Onbirinci ayda, T’u-k’i-şi (Türgiş)ler yılba­şı için tebriklerini sunmak üzere elçi gönderdiler. Ning-yüan (Fergana) hâkimi, “değişimi kabul eden kral” A-si-lan ta-kan (Arslan Tarkan) elçi gönderip, birinci yıl için tebrikledi.

Bölüm 999 s.19 ro-19 vo: Sekizinci t’ien-pao yılı (749), T’u-ho-lo (Toharistan) şe-hu’su (yabgusu) Şe-li-ç’ang-kia-lo, Kie-şuai183 Krallığı’nın yıkılmasını isteyen bir dilekçe sundu.

183 Belgeler’de Kie-şuai veya Kie-şe Krallığı ile ilgili hiçbir özdeşleştir­me göstermedim. M. STEİN ile aramızda geçen bir konuşmadan sonra bence bu krallık olsa olsa Kafiristan olabilir. Sör MİCHAEL A.S. BİDDULF bir makalesinde (Geographical Journal, cilt I, 1893, s. 342-343) sakinleri birkaç yıl öncesine kadar Kaşmir-Gilgit’e yo­lunu kesen dağlık Şilas kasabasının önemine değinmiştir. Aynı şe­kilde, T’ang hanedanı döneminde Kafiristan halkı Tibetlilere dilen­mek ve Küçük Pu-lü (Yassin) ile Kaşmir arasındaki iletişimi kes­mek için Şilas’a inerlerdi. Toharistan hâkiminin şikayetçi olduğu da tam olarak bu idi. Bu kral zaten Badahşan’daki mülkünden dolayı komşu olduğu bu Kafir’lerin yağmacılıklarından bunalmıştı.

(Bu dilekçe metninin çevirisi s. 273’de verilmiştir.)

750 yılı

Bölüm 971, s.17 vo: Dokuzuncu t’ien-pao yılının (750) birinci ayında, Ku-tu (Huttal) hâkimi Lo-ts’üan-tsie,184 devlet erkanından Hu-han ta-kan (tarkan)’ı göndererek saygılarını sundu ve kırk üç adet (?) ve otuz Hu atı armağan etti. K’ang (Semerkant) hâkimi Tu-ho,185 devlet erkanından Mo-ye-men’i göndererek on at ve ülkesi­nin ürünlerini sundu. An (Buhara) hâkimi K’ü-ti-po (Kuteybe) bir elçi göndererek saygılarını sundu ve yüz at hediye etti.

184 Bu Lo-ts’üan-tsie, 752’de Çin sarayından yabgu unvanı almıştır.

185 Tu-ho, Semerkant tahtına babasının yerine geçen Gurek’in oğludur.

Bölüm 971, s. 18 ro: Dördüncü ayda, Po-ssu (Persia) armağan­ları.

Bölüm 965, s. 4 vo: Dokuzuncu t’ien-pao yılının (750) üçüncü ayında, eski kral P’u-to-mo’nun büyük kardeşi Su-kia’ya, Kie-şu-ai Krallığı kralı unvan beratı verildi.

(Metin çevirileri s. 274’de verilmiştir.)

751 yılı

Bölüm 971, s. 18 ro: Onuncu t’ien-pao yılının (751) ikinci ayında, Ning-yüan (Fergana) hâkimi “değişimi kabul eden kral” A-si-lan ta-kan (Arslan Tarkan), bir elçi göndererek, yirmi iki at ve ayrıca bir leopar ve bir kutsal köpek armağan eti. Kiu-mi (Kumed) hâkimi İ-si K’ü se-kin, bir elçi göndererek yirmi altı Hu atı sundu.

Dokuzuncu ayda, Po-siu (Persia) Su-li-si-tan (Suris-tan)186Krallığı, Hu-siun (Harezm) Krallığı, K’ang (Semerkant) Krallığı, An (Buhara) Krallığı ve Kiu-mi (Kumed) Krallığı elçiler gönderdiler ve saygılarını sunup, tartuk takdim ettiler. Ning-yü-an (Fergana) hâkimi, “değişimi kabul eden kral”,187 bir elçi gön­dererek yirmi at sundu. Aynı ay ayrıca kırk at daha hediye etti.

186 Suristan, NÖLDEKE’nin gösterdiği gibi (Geschichte der Perser und Araber, s.15, n. 3) Beyt-i Aramiyyîn (Suriyelilerin yurdu) ve (Ara-milerin ülkesi) ibaresinin Farsça çeviriyazımıdır ki, Selevkiya ve Ctesiphon şehirlerinin bulunduğu memlekettir. Hsüan-tsang, onu Su-lo-sa-t’ang-na şeklinde yazmakta ve yanlışlıkla Persia’nın baş­kentinin adı Surastana gibi göstermektedir. (Bkz. Si yu ki, Çev. JU­LİEN, cilt II, s. 178).

187 Belgeler’de bu unvanın 739’da Arslan tarkan adlı prense verildiği görülmektedir.

752 yıl

Bölüm 965, s.5 ro: On birinci t’ien-pao yılının (752) birinci ayında, Ku-tu (Huttal) hâkimi Lo-ts’üan-tsie’ye şe-hu (yabgu) unvanı verilmesine ilişkin berat.

(Bu beratın tercümesi için Belgeler’in 216 ncı sayfasına bakı­nız.)

Bölüm 971, s. 18 ro: On birinci t’ien-pao yılının (752) üçüncü ayında, üç Ko-lo-lu (Karluk) (boyu) saygı sunmaya geldi.

Aynı bölümde, s. 18 vo: On birinci ayda, üç Ko-lo-lu (Karluk) (boyu) bir elçi göndererek saygılarını sundu.

Bölüm 975, s. 22 ro: On birinci t’ien-pao yılının (752) doku­zuncu ayının jen-sü günü, Kui-jen (Küçük Pu-lü=Yassin) Krallı­ğı bir elçi göndererek saygılarını sunup, haraç takdim etti. Ona çung-lang-tsiang unvanı verildi. Ayrıca bir mor elbise, bir altın kemer, üzerinde balık işareti bulunan bir para kesesi ve Yedi Eş­ya verildi. Daha sonra ülkesine geri dönmek üzere bırakıldı.

Onikinci ay, ki-mao gününde, siyah elbiseli (Abbasi) Ta-şi (Arap)’lerin (lideri) Sie-to-ho-mi,188 bir elçi göndererek saygıla­rını sundu. Ona sol kin-wu muhafızları kadrosuz büyük genera­li ünvanı verildi. Daha sonra ülkesine geri gönderildi. Şo-mo Krallığı ve Ning-yüan (Fergana) Krallığı birlikte elçiler göndere­rek saygılarını sundular. Onlara çiçekli ipek elbiseler, altın ke­merler, üzerinde balık işareti bulunan para keseleri ve Yedi Eşya verildi. Daha sonra ülkelerine dönmek üzere bırakıldılar.

188 Bu kişi, o zamanki halife Ebu’-l-Abbas değil, halifeye bağlı bir Arap lideri olmalıdır. T’ang Tarihi’nde A-pu-luo-bo.

753 yılı

Bölüm 971, s. 18 vo: On ikinci t’ien-pao yılının (753) birinci ayında, Su-le (Kaşgar) devlet erkanından Şe-yao, Kien ilçesinin Se-ma’sı P’ei Kuo-leang189 ve Kin190 ilçesi eşrafından A-man-öl-ho kü-pi-şe yılbaşı için tebriklerini sunmaya geldiler.

189 Belgeler’de P’ei Kuo-leang, Kaşgar ile ilgili notta zikredilmişti. Kien ilçesi, muhtemelen Su-le (Kaşgar) hükümetine bağlıydı ve listesi bu­gün kayıp olan onbeş ilçeden biridir. (Bkz. T’ang-şu, Bölüm XLIII, b,

s. 8 vo)

190 Muhtemelen bu Kin ilçesi de Kaşgar’a bağlı onbeş ilçeden biridir.

Bölüm 971, s. 18 vo: Üçüncü ayda, Ki-pin (Kapiça) Krallığı, Sie-yü (Zabulistan) Krallığı, Kui-jen (Küçük Pu-lü) Krallığı ve si­yah elbiseli (Abbasi) Ta-şi (Arap)’ler, elçiler göndererek ülkeleri­nin ürünlerini sundular. Su-le (Kaşgar) elçiliği [geldi].

Bölüm 971, s. 18 vo: Dördüncü ayda, ardı ardına dört grup ha­linde gelen üç Ko-lo-lu (Karluk) (boyu) yüz otuz kişilik elçilik heyeti.. Siyah elbiseli (Abbasi) Ta-şe (Arap)’lerin elçiliği.

Bölüm 971, s. 19 ro: Beşinci ayda, Hu-siun (Harezm) elçiliği.

Bölüm 971, s.19 ro: Yedinci ayda, Ning-yüan (Fergana) hâkimi, Sin şehri hâkimi, An (Buhara) hâkimi, Fen-kien şehri hâkimi ve T’u-ho-lo (Toharistan) şe-hu (yabgu)sunun elçilikleri.

Bölüm 975, s. 22 ro: On ikinci t’ien-pao yılının (753) yedinci ayının Sin-hai günü, siyah elbiseli (Abbasi) Ta-şi (Arap)’ler, yir-mibeş büyük lider göndererek saygılarını sundular. Onların hep­sine çung-lang-tsiang unvanı tevdi edildi ve mor elbiseler, altın kemerler, üzerinde balık işareti bulunan para keseleri verilerek ülkelerine gönderildiler.

Bölüm 965, s. 5 ro: On ikinci t’ien-pao yılının (753) dokuzun­cu ayında, üç Ku-tu-lu (Kutluk) boyu (lideri) P’i-fang191-kia hie-li-fa, sol yü-lin kün büyük generali, kadrolu memurlara denk kadrosuz memur ilan edildi. Ayrıca, T’u-k’i-şi (Turgiş)192 Ku-tu-lu p’i-k’ia (Kutluk Bilge) Kağanı ilan edildi.

191 Bu fang karakteri gereksiz bir ek gibi geliyor.

192 Tse-çi t’ung kien’e göre, 753 yılında, 9 ncu ayın kia-ç’en gününde, T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerden Kara Boyların kağanı Teng-li-i lo-mi-şi’ye T’u-k’i-şi (Turgiş) Kağanı unvanı verildi. Öyle görünüyor ki bu Teng-li-i lo-mi-şi burada zikredilen Ku-tu p’i-k’ia ile aynı kişidir. Teng-li-i lo-mi-şi belki de Koşo-Saydam kitabelerinde birçok defa geçen “Tengride bolmış” sıfatının hatalı bir traskripsiyonudur.

Bölüm 965, s.5 vo: On ikinci t’ien-pao yılının (753) dokuzun­cu ayında, Ko-lo-lu şe-hu’su Tun p’i-k’ia (Karluk’ların yabgusu tun bilge) A-pu-se’yi canlı olarak yakaladı. Şu beş ferman yayın­landı: “Siz Ko-lo-lu şe-hu’su (Karluk’ların yabgu’su) (Tsin)193 Tun-p’i,194 doğuştan çok değerli niteliklerle donatılmışsınız. Çok uzak bölgelerde yiğitliğinizle eşsizsiniz. Halkınızı otorite ve iyi­likle yönetiyorsunuz. Tedbirlilik ve kabiliyetinizle kabilelere lider oldunuz. Görevde kalmak için yüce adalete dayandınız. Mükem­mel samimiyetinizi, bağlılığa doğru dönme yolunda harcadınız. İsyancı barbar A-pu-se195 dağlarda kötülükleri toplamıştı. Artık ne yerin ona tahammülü kalmıştı ne göğün. Hâlâ bizim cezamıza çarptırılmış değil. Şuraya buraya kaçan bir fare gibi hatalarını ço­ğalttı. Oysa siz düzenli ordu birliklerine yardım etmek için Okçu Taburlarının başına geçmeyi bildiniz. Siz bu kötülük liderini can­lı olarak yakaladınız. Siz bu kötü kökü temelli yok ettiniz. Bu kö­tülük daha fazla devam edemeyeceğine ve ilahi adalet onu kesin olarak yok edeceğine göre, siz benim düşmanımı kendi düşmanı­nız gibi kabul ettiniz. Bu nedenle sizin kurulu düzene bağlılığınız ve cesaretiniz takdire şayandır. Muhteşem değerlerinizi takdir ederek, onu çok özel bir şan ile onurlandırıyorum. Size k’ia-fu-i-t’ung-san-se unvanı veriyorum. Size daha önce şe-hu (yabgu) gö­revlerini yürüttüğünüz gibi Kin-şan Kralı (unvanı) veriyorum. Maaşlarınız Pei-t’ing (Tsi-mu-sa=Dsimsa) (askerî valisi) tarafın­dan verilecektir. Şe-hu (yabgu)’nun annesine ve karısına gelince, onlara, kuo fu-jen unvanı veriyorum.”

193 Tsin kelimesi fazladan bir ek gibi görülüyor. Belki de artık onu Ti­kin “özel olarak terfi ettirilmiş” unvanının ikinci terimi olarak ka­bul etmek gerekir.

194 Kia karakteri unutulmuş.

195 Bu metin bize Belgelerdeki bir hatalı anlamı düzeltme imkanı veri­yor. Ben “Bir süre sonra şe-hu (yabgu) Tun p’i-k’ia, T’u-küe’lerle ilişki kurar ve ayaklanır. A-pu-se adlı bir lider (imparator tarafın­dan) terfi ettirilir ve Kin-şan bölge kralı olarak atanır” diye yazmış­tım. Halbuki şu şekilde olmalıydı : “Bir süre sonra, şe-hu (yabgu) Tun p’i-k’ia, T’u-küe’lerin ayaklanan lideri A-pu-se ile ilişki kurar. (İmparator tarafından) terfi ettirilir ve Kin-şan bölgesi kralı olarak adlandırılır.”

Bölüm 965, s. 5 vo: Onuncu ayda (753), Şe (Taşkent) hâkiminin oğlu Pang196-kü Kü-pi-şe’ye “değişimi çok seven kral” unvanı ve­rildi.

196 T’ang-şu’da pang yerine na.

Bölüm 971, s. 18 vo: On ikinci ayda, Hu-mi (Wahan) hâkimi bir elçi göndererek, saygılarını sunup, tartuk takdim etti. Siyah elbiseliler (Abbasiler) elçi göndererek otuz at sundular. Ko-lo-lu’lar (Karluk) ve Şe (Taşkent) hâkimi (elçiler) göndererek ülke­lerinin ürünlerini sundular.197

197 Burada 753 yılına götürülmesi gereken bir olaya işaret edeceğim. Tuan Siu-şi biyografisinde (Kiu T’ang-şu, CXXVIII; T’ang-şu, CLI-II) şöyle yazılmıştır: On ikinci t’ien pao yılında, An-si tsie-tu-şi’si olarak Kao Sien-çe’nin yerine geçen Fung Ç’ang-ts’ing, Büyük Pu-lü (Baltistan) tarafına bir sefer düzenler ve ilk muharebede zafer kazandığı Ho-sa-lao şehri önüne varır. Tuan Siu-şi’nin tavsiyesi üzerine, zaferden sonra oyalanmadan ve tedbiri elden bırakmadan, civar dağdaki ormanlık alanda bir sürek avı düzenler; burada ken­disine pusu kurmak için gizlenen düşman askerlerini keşfeder ve etkisiz hale getirme imkanı bulur. - Büyük Pu-lü şehrinin adı Tse-çi t’ung kien’de P’u-sa-lao olarak yazılmıştır (CCLX sf. 12, ro).

754 yılı

Bölüm 986, s. 25 r198: On üçüncü t’ien-pao yılının (754) üçüncü ayında, P’ei-ting askerî valisi Ç’eng-ts’ien-li, isyancı bar­bar A-pu-se’yi canlı olarak yakaladı. K’in-çeng sarayı önünde (imparatora) sundu. Kızıl serçe yolunda (sokağında) boynu vu­ruldu. A-pu-se Dokuz Boyun lideri idi. K’ai-yüan döneminin ba­şında (713-741) Mo-ç’o (Kapagan Kağan) tarafından yenilmiş ve (Çin’e) sığınmak (boyun eğmek) istemişti. Daha sonra k’ai-yüan döneminin sonunda, kuzey barbarlarında büyük karışıklıklar patlak verdi. Bu durumda (A-pu-se), karısı, Batı Şad’ının oğlu ve Pu-to-çi t’e-le (tegin), Mo-ç’o’nun torunu, P’i-k’ia (Bilge) Ka-ğan’ın kızı, İ-jan Kağan’ın ikinci karısı, Teng-li Kağan’ın kızı ve A-pu-se hie-li-fa199 ile birlikte, göçebe boylarının başına geçip bi­ze boyun eğdiler.

198 Kuzey Türklerinde, Mo-ç’o’nun 740’da büyük kardeşi İ-jan Ka­ğan’ın yerine geçen oğlu olan Teng-li Kağan, Batı Şad’ı olan amca­sını katlettirdi. Fakat kendisi de Doğu Şad’ı olan P’an-k’üe tegin ta­rafından 741’de öldürüldü ve tahta P’i-k’ia Kağan’ın oğlu geçirildi. O da Ku-tu şe-hu tarafından öldürülür. Ku-tu şe-hu, yetkileri bir

başka tegine bıraktıktan sonra çok geçmeden kendisini haksız ye­re kağan ilan ederek Wu-su-mi-şi Kağan unvanı aldı. Mağlup hizip kırıntıları ise nihayet gelip Çin’e sığındılar.

199 Cümle kötü kurulmuş. A-pu-se hie-li-fa, şüphesiz A-pu-se’nin biz­zat kendisidir.

Bölüm 971, s.19 ro: On üçüncü t’ien-pao yılının (754) dördün­cü ayında, Ning-yüan (Fergana) Krallığı, ayrıca Hui-ho (Uygur) Dokuz Boyu, Mi (Maymarg) Krallığı, Kara T’u-k’i-şi (Türgiş) bo­yu kağanı, siyah elbiseli (Abbasi) Ta-şi (Arap)’ler, T’u-ho-lo (To-haristan), Şe-han-na ve Kiu-wei (Çitral) krallıkları elçiler gönde­rerek saraya saygılarını sundular.

Aynı bölümde, s. 19 vo: Dokuzuncu ayda, “değişimi kabul eden kral” Ning-yüan (Fergana) hâkimi, bir elçi göndererek Hu atları ve ülkesinin ürünlerinden sundu. Aynı yıl K’ang (Semerkant) Krallı­ğı bir elçi göndererek saygılarını bildirip, tartuk sundu.

Bölüm 975, s. 23 ro: On üçüncü t’ien-pao yılının (754) beşin­ci ayının jen-yü günü, imparator, Ko-lo-lu (Karluk) şe-hu (yab-gu)sunun A-pu-se’yi esir alma başarısı gösterdiğini göz önünde tutarak, ona özel mühürlü bir mektup gönderdi. Mektup şöyley­di: “İtaatkâr kalbiniz değişime doğru yöneldi. Görevinizi gözete­rek, sınırlara barış getirdiniz. Uzun süredir samimiyetinizi ve ku­rulu düzene bağlılığınızı gösteriyorsunuz. (İmparatorluğu koru­yucu) bariyerlik (görevinizi) sorumluluğunuzu hiç kaçırmadı-nız. Bir kötülüğü gördüğünüz zaman, küçük bir kuşu kovalayan bir atmaca gibiydiniz. Kötülük yapanlardan nefret ettiğiniz za­man, sürüngen bitkileri ayıklayan bir çiftçi gibiydiniz. Bu iyi ni­yetiniz ve adaletinizden dolayı, sizi gönülden kutluyorum ve bundan çok mutluyum. Benim iyiliklerimi tamamen unutan A-pu-se, halkı tarafından terk edilmişti. Onu yakalayarak bana gö-derdiniz. Zaten bu eşkıya size teslim olduğunda, gerçek sebep onun kaynaklarının sonuna gelmesi idi. O an için hayatını uzat­mak istiyordu. Fakat gerçekte iyi niyetli değildi. Siz onun kötü niyetlerini özenle sezinleyerek, son yalvarışın fayda etmeyeceği­ni gördünüz. Sizin bilgeliğiniz ve ihtiyatlılığınız mukayese edil­mez. Ayrıca duydum ki (A-pu-se’nin) bir çok oğulları oralarda görülmeye başlamışlar. Madem ki onların kökü kötüdür, bunla­rın onun yerini almalarına fırsat vermenin de âlemi yoktur. Şa­yet oların toparlanmasına ve bu ayak direyen ve ipten kazıktan çıkmış adamların harekete geçmelerine fırsat verilirse, bunlar yabancı boylara acı çektirecekler. İşler artık yoluna konulamaya­cak ve mazeretler bir işe yaramayacaktır. Gelecekteki sorunları kısa yoldan ortadan kaldırmak için bana onları göndermelisiniz. Size gelince, halen ve bu seneye kadar, aylıklarınızın başkent or­dularının (baş komutanı) tarafından ödenmesini emretmiştim. Fakat sizin uzakta olmanızı göz önüne alarak (artık) bu konuda Pei-t’ing (Tsi-mu-sa=Dsimsa, Guçen yakınlarında) (askerî valisi­ni) görevlendiriyorum. Benden istediğiniz mührü almanızı rica ediyorum ve aynı zamanda tercümanları (gönderiyorum). Bütün bunlar bana sunduğunuz dilekçenize istinaden yapılmıştır. Şim­di size ayrıca bazı ufak tefek eşyalar da gönderiyorum. Onları da size ulaştığında alacaksınız.”

Bölüm 973, s. 15 ro: On üçüncü t’ien-pao yılının (754) onbi-rinci aydan sonra gelen artık ayda, Doğu Ch’ao (Satruşana) hâki­mi Şo-a200 ve An (Buhara) Krallığı ikinci hâkimi Ye-kie ve diğer Hu halklarına ait dokuz krallığın yöneticileri, (elçiler) göndere­rek samimi bir ittifakla siyah elbiselilere (Abbasiler) saldırmak için imparatora bir dilekçe gönderirler. Üslupları çok kararlı ve katiydi. Halbuki imparator barışı korumakla meşgüldü. Onları tebrik ederek tesellide bulundu. Elçileri uyardıktan sonra batı yö­relerinde sükuneti korumaları kaydıyla geri gönderdi.

200 T’ang-şu’da adı Şo-a-hu şeklinde ve dilekçesi ise 752 yılına tarihli.

755 yılı

Bölüm 975, s. 23 vo: On dördüncü t’ien-pao yılının (755) üçüncü ayının ting-mai günü, T’o-pa (Tabaristan) Krallığı, Hui-lo’dan201 kralın oğlunu göndererek saraya saygılarını sundu. O’na sağ askeri muhafızlarının kadrosuz çung-lang-tsiang’ı unva­nı verilerek, bir mor elbise, bir altın kemer, üzerinde balık işare­ti bulunan bir para kesesi ve Yedi Eşya hediye edildikten başka hassa muhafızları arasına alındı. K’ang (Semerkant) hâkimi ve Şe (Taşkent) Krallığı’nın ikinci yöneticisi, iki elçi göndererek saygı­larını sundular ve tartuk takdim ettiler. Her bir elçiye çi-ç’ung ve tu-wei unvanı verildi. Ayrıca bir mor elbise, bir altın kemer, üze­rinde balık şeklinde işaret bulunan bir para kesesi ve Yedi Eşya verilerek ülkelerine uğurlandılar.

201 Zi-kui luo. Tse-hui-lo, bu kelime kralın oğlunun adı da olabilir.

Bölüm 971, s. 19 vo: On dördüncü t’ien-pao yılının (755) üçüncü ayında, K’ang (Semerkant) Krallığı ikinci hâkimi, Ho-siun (Harezm) hâkimi, Şao-fen (Şâvuşfar)202 ve Ch’ao (Kabuzan) hâkimi Şo A-hu, tartuk sunmak ve saygılarını bildirmek için elçi­ler gönderdiler.

202 T’ang-şu’da elçilik heyetinin geliş tarihi olarak 751 yılı gösterilmek­te ve ayrıca Şao-şe fen Harezm hükümdarı olarak verilmektedir. Şao-şe fen çeviriyazımı Biruni’nin 712 yılında hüküm sürdüğünü belirttiği Askayamuk’un halefi Şâvuşfar’ın adı gibi görünmektedir. (Bkz. SACHAU, Zur Geschichte Und Chronologie von Khwarizm, I, Viyana, 1873, ayrı basım, s. 31-32). Belgelerin dizininde Harezm’in payitahtı Ki-to-kü-ço’nun Kurkanc veya Gurgenc olabileceği görü­şünü belirtmiştim, fakat T’ang-şu Harezm’i yani payitahtını Amu-derya’nın sağ sahiline yerleştirdiği için, bu başkentin o sıralar henüz nehrin batı yakasındaki Gurgenc’e nakledilmediğini, Amu-der-ya’nın doğu sahilindeki Kâth’da bulunduğunu var saymak gerekir.

Bölüm 971, s. 19 vo: Dördüncü ayda, T’u-k’i-şi (Türgiş) elçilik heyeti (geldi).

Bölüm 975, s. 23 vo: Altıncı ay, Jen-tse günü, Ning-yüan (Fer-gana) hâkiminin oğlu Tu-sie-yü’ye, sol askerî muhafızlar kadro­suz generali unvanı verildi. Ayrıca bir zerdûz elbise, bir nakışlı kemer, üzerinde balık şeklinde işaret bulunan bir para kesesi ve Yedi Eşya verilerek ülkesine dönmek üzere uğurlandı.

Bölüm 971, s. 19 vo: Yedinci ayda, siyah elbiselilerin (Abbasi­ler) elçilik heyeti (geldi).

Bölüm 971, s. 19 vo: Sekizinci ay, Kui-jen (Küçük Pu-lü) hâki­mi bir elçi göndererek kendisi için takdir edilen lütuflara teşek­kürlerini sundu.

756 yılı

Bölüm 971, s. 19 vo: On beşinci t’ien-pao yılının (756) yedinci ayında, siyah elbiseli (Abbasi) Ta-şi’ler (Araplar), devlet erkanın­dan yirmi beş kişi göndererek saygılarını sundular.203

203 Aynı olayın iki değişik tarihe bağlandığı görülüyor.

Su-tsung zamanında, çi-ti döneminin (756-758) başlarında, Ta-şi (Arap) Krallığı elçiler göndererek, saygılarını sundu ve ha­raç ödedi.

758 yılı

Bölüm 971, s. 20 ro: Üçüncü çi-ti yılının (758) birinci ayında, Hu-mi (Wahan) hâkimi devlet erkanından Lo-yu-wen’i göndere­rek saygılarını sundu.

Bölüm 976, s. 1 vo: Birici k’ien-yüan yılının (758) dördüncü ayının keng-şen günü, Ki-pin (Kapiça) asıllı Tripitaka (üstadı) Pan-jo li,204 Merkezi Hindistan brahmanı, Tripitaka (üstadı) Şan-pu-mo-mo, Ku-şe-mi (Kaşmir) asıllı Tripitaka (üstadı) Şo-kün-ping-mu, saygılarını sunmaya geldiler. İmparatorluk fermanı ile, Pan-jo li ikinci derece üst düzey t’ai-ç’ang, Şan-pu-mo-mo ise ikin­ci derece hung-lu ilan edilerek, her ikisine de kadro dışı memur unvanı verildi.

204 Pan-jo, Prajna’nın normal transkripsiyonudur. Fakat li karakteri­nin ne anlama geldiği belli değil.

Bölüm 976, s. 1 vo: Beşinci ay, ayın ilk gününe tekabül eden jen-şen gününde, T’u-ho-lo (Toharistan) asıllı Tripitaka (üstadı) Şan-na, şakirdi Ta-mo (Dharma) ve devlet erkanından An Yen-şi bir imparatorluk fermanıyla saraya çağırıldı. Tripitaka üstadı ikinci derece kuang-lu’su ilan edildi, Ta-mo’ya çi-ç’ung tu-wei ve Yen-şi’ye ise tso ts’ing tao şuai unvanı verildi. Ayrıca her birine kadrosuz memurluk verildi. Ayrıca Kan-t’o-lo (Gandhara/Ganda­har) hâkiminin gönderdiği elçisi devlet erkanından çung-lang-tsiang’ı Ta fu le-t’o ve Kü-pi-şe ta-kan (tarkan), general rütbesine terfi ettirilerek ülkelerine geri gönderildiler.

Bölüm 971, s. 20 ro: Birinci k’ien-yüan yılının (758) beşinci ayında, ayın ilk günü olan jen-şen gününde, içlerinde To-i-hai-a-po’nun bulunduğu seksen kişilik Hui-ho (Uygur) heyeti ve arala­rında Nao-wen’in de yer aldığı altı siyah giysili (Abbasi) Ta-şi (Arap) şeyhi, saygılarını sunmak üzere imparatorun huzuruna geldiler. İç kapıya yaklaşınca öncelik konusunda tartışmaya baş­ladılar. T’ung-şi-şo-jenler onları sağ ve sol tarafa ayırarak, bir gru­bu doğu kapısından, diğerini batı kapısından olmak üzere aynı anda içeri aldılar.

Bölüm 971, s. 20 ro: İlk günü sin-ç’u gününe tekabul eden al­tıncı ayda, T’u-ho-lo (Toharistan) şe-hu (yabgu)’sunun elçisi Wu-li-to ve K’ang (Semerkant) Krallığı’nın çang-şi’si K’ang Çung-i sa­raya saygılarını bildirmeye geldiler. Aynı yıl, Ki-pin (Kapiça) hâ­kimi de bir elçi göndererek tartuk sunup, saygılarını bildirdi.

Bölüm 976, s. 2 ro: Altıncı ay, kui-wei gününde, Hu-mi (Wa-han) hâkimi Ho-şo-i kü-pi-şe saygılarını sunmaya geldi. İmpa­rator ona övgüler yağdırarak aile adı olarak Li, ön ad olarak da Çung-sin ismini verdi.

Bölüm 973, s. 16 vo: Birinci k’ien-yüan yılının (758) yedinci ayında, T’u-ho-lo (Toharistan) şe-hu (yabgu)’su Wu-na-to, devlet erkanıyla birlikte saraya saygılarını sunmaya geldi ve imparatorlu­ğa isyan edenleri cezalandırma teklifinde bulundu. İmparatorluğa isyan edenleri cezalandırmayı önerirler. İmparator ona Şo-fang ka­rargahına gitmesini emretti.

Bölüm 976, s. 2 vo: On ikinci ayda, siyah elbiselilerin (Abba­siler) Pa-t’o hükümdarlığının elçisi Fu-sie-to ülkesine döndü. Onuruna büyük şölen verildi; (ona ve beraberindekilere) bazı değerli hediyeler verildi.

759 yılı

Bölüm 971, s. 20 ro: İkinci k’ien-yüan yılının (759) üçüncü ayında, Ning-yüan (Fergana) Krallığı’nın elçisi Wu-u ve An (Bu­hara) Krallığı elçisi An-mo-şun-şe birlikte saraya saygı sunmaya geldiler.

Bölüm 976, s. 3 ro: İkinci k’ien-yüan yılının (759) sekizinci ayı­nın jen-sü gününde, On Boy T’u-k’i-şi (Türgiş)’lerinin Kara Boy Kağanı A-to p’ei-lo ve beraberindekiler, Po-ssu (Persia) armağanla­rını getirmekle görevli elçi Li-mo-je-ye ve beraberindekiler ve Ning-yüan (Fergana) Krallığı elçisi Ko ve beraberindekiler, saygı­larını sunmaya geldiler. Şereflerine sarayın büyük salonunda bü­yük bir ziyafet verildi.

On ikinci ay, wu-şen gününde, Ço-kie (Çâkar?) yabancılarına üç salonda büyük bir ziyafet verildi ve her birine otuz top ipek hediye edildi.

Bölüm 976, s. 2 vo: İkinci k’ien-yüan yılının (759) on ikinci ayında, siyah elbiselilerin (Abbasiler) Pa-t’o Krallığı’nın elçisi Fu-sie-to ülkesine döndü. Şerefine büyük bir ziyafet tertiplendi ve beraberindekilere rütbelerine göre hediyeler verildi.

760 yılı

Bölüm 976, s. 3 ro: Üçüncü k’ien-yüan yılının (760) dördüncü ayının jen-ç’en günü, Lung-yu’ya bağlı T’u-küe’lerden Nu-lo-se ve arkadaşlarından oluşan beş adam, Yen-ing salonunda oturuma (gö­rüşmeye) kabul edildiler. Onlara rütbelerine uygun miktarda ipek­ler verildi.

Aynı bölümde, s. 3 vo: Altıncı ay, i-mao günü, T’u-küe’lerin bin kişiden daha kalabalık Nu-la205 boyu imparatorluğa bağlan­dı. İsyancıları cezalandırmak ve bunun için tüm gayretlerini gös­termek istedi. Ting-se günü Nu-la’nın ileri gelen kişileri için sa­rayın bir salonunda büyük bir şölen düzenlenerek, mevkilerine göre ipekler verildi.

205 Nu-la boyu, 715 yılının onuncu ayında zikredilen Nu-lai boyu ile aynı