{1} Lope de Vega.

{2} Küçük asilzadeler yırtık giysilerle dolaşabilirler, ancak yamalı giyinemezlerdi; yama, çalışan yoksullara özgüydü.

{3} Sansón: Efsanevî gücıi Eski Ahit'te anlatılan Samson (Şimşon).

{4} "Homeros arasıra uyuklar."

{5} "Aptalların sayısı sonsuzdur."

{6} Aslı: "Kral ne derse kanun odur."

{7} Mezarlıklar genellikle kilisenin yanıbaşında olurdu.

{8} Giralda: Sevilla Katedrali kulesinin en tepesindeki bronz heykel (rüzgârgülü).

{9} Cemaat yasalarına uymayan kişilere verilen para cezası, mum satın almada kullanılırdı.

{10} Keklik kuş avında, gelincik tavşan avında kullanılırdı.

{11} glosa: önceden verilmiş dizeleri her kıtanın sonunda kullanarak yazılan şiir.

{12} pane lucrando: ekmeğini kazanmak

{13} est dens in nobis: içimizde bir tanrı vardır.

{14} Fok derisinden kayışların böbrek ağrısına iyi geldiği, yaygın bir inançtı.

{15} Rahiplerle talebeler aynı kıyafeti giyerlerdi.

{16} Sayago yöresinin kaba lisanı, İspanyol tiyatrosunda tipik köylü konuşması, Toledo lisanı da düzgün konuşma örneğiydi.

{17} Bir arkadaş veya ahbaptan, mücevher ya da giyim eşyası üzerine borç istemek, çok yaygın bir âdetti.

{18} Aşağı tabakadan insanlar, güderi giyerlerdi.

{19} Operibus credite, et non verbis: Söze değil, işe inanın.

{20} Vergilius'un Aeneis destanından.

{21} Endülüs'teki Espartinas köyünün lâkabı

{22} Sırasıyla Valladolid, Toledo, Madrid ve Sevilla halklarına takılan adlar.

{23} ömrünün baharında ölen

{24} trifaldi: üç etek

{25} Evli kadınlar için matem rengi siyah, dul kadınlar içinse, beyazdı.

{26} Lobo: kurt

{27} Zorra: tilki

{28} Halk arasında yaygın bir fıkrada, köse bir adamın, kendisiyle alay edenlere verdiği cevap.

{29} Kertenkele Adaları: Issız, hayalî adalar

{30} Kim tutabilir gözyaşlarını bunu duyunca?

{31} ) Magripliler'in birçoğu tıraş olmayı hamallara ve serserilere yakıştırdıklarından sakal uzatırlardı.

{32} clavija: takoz,odun

{33} Peralvillo: Ciudad Real yakınında, Santa Hermandad'ın yörede kanuna karşı gelenlere işkence yaptığı köy.

{34} Halk arasında Ülker takımyıldızına verilen ad.

{35} ğümler, içine  su veya şarap doldurulup kara gömülerek soğutulurdu.

{36} barato: kelepir

{37} Semenderin ateşte yanmadığına inanılırdı.

{38} Hippocrates'le ilgisi olmayan özdeyişin aslındaki ekmek yerine keklik konmuştur.

{39} Absit. Tanrı bizi korusun.

{40} kelime anlamı: dışarı çık

{41} perla: inci, perlâtico: kötürüm

{42} Önce kendi elini öpüp karşısındakine uzatmak âdetti.

{43} İtibar ve nüfuz sahibi kişilere, evlerine veya gittikleri yere kadar refakat etmek âdetti.

{44} ) Vücutta açılan irinli yaralardan, bütün kötü vücut sıvılarının akıp gittiğine inanılır, bazen mahsus yara açılırdı.

{45} dubitat Augustinus: Aziz Augustinus bunu şüpheyle karşılar. (Teoloji ve felsefe öğrencilerinin tartışmalarda sık sık kullandığı bir deyim.)

{46} Platon’un dostuyum, ama doğruluğun daha da çok dostuyum.

{47} Eskiden yıl beş mevsime bölünürdü: baharın başlangıcı, bahar sonuyla yaz başı, yaz sonu, sonbahar ve kış.

{48} guelte: para

{49} Morisco: Endülüs'te yaşayan, vaftiz olmuş Müslüman asıllı kimse

{50} Neron'un Roma'yı yanarken seyredişini anlatan bir balada gönderme

{51} Bugünkü Augsburg

{52} San Diego, Santiago: Aziz Yakub (Büyük Yakub). Matamoros: Magripli öldüren.

{53} Halk arasında hâlâ sabahları bir keşişle karşılaşmak uğursuz sayılır.

{54} Aslında Busiris, efsanevî Mısır kralı. Kendisini ziyaret eden yabancıları öldürüp tanrılara kurban olarak sunmakla ün yapmıştı.

{55} Kaçın, düşmanlar! (Şeytan kovma âyininde söylenen sözler.)

{56} Kıvır zıvır

{57} Cinlerin sakladıkları hâzinelerin, bulunduğu zaman kömüre dönüşğüne inanılırdı.

{58} Nicolâs adının daha çok köylüler arasında kullanılan bir türevi, Micolâs'tı.

{59} Garcilaso'nun ilk eglogundaki Nemoroso adlı çobanın, şair Boscân'ı temsil ettiği zannediliyordu.

{60} rahip:cura

{61} albogue: alboka (Basklar'ın yanyana iki kamış borudan oluşan nefesli çalgısı)

{62} almohaza: kaşağı, almorzar. öğle yemeği yemek, alhombra: halı, alguacil: adalet görevlisi, alhucema: lavanta, almacen: mağaza,  alcancia: kumbara

{63} borcegui: çizme, zaquizami: tavanarası

{64} alheli: şebboy, alfaqui: fakîh

{65} Karanlıktan sonra ışık bekliyorum.

{66} Bekâret işareti olarak.

{67} Enkizisyon tarafından cezalandırılanlara giydirilen cüppe ve külahlarda suçlu tövbekar olarak ölürse sadece alev resimleri olur, tövbe etmemişse buna şeytanlar da eklenirdi.

{68} Tanrıların tanrısı.

{69} Kötü alâmet.

{70} Delilerin ölmeden önce şuurlarına kavuştukları, yaygın bir inançtı.