[39] Dickens'ın Hard Times'taki "Coketown" betimlemesinden (1854, 1969, s. 65): "Burası, makinelerin şehriydi; sonu gelmez duman kıvrımlarının içlerinden yılanlar gibi süzülerek ardı arkası kesilmeksizin, birbirlerinden hiç ayrılmaksızın tüttüğü uzun bacaların şehriydi. İçinde kapkara bir kanal, kesif kokulu boyalar yüzünden mosmor akan bir nehir, gün boyunca tıkırdayıp titreşen pencerelerle dolu yapı yığınları vardı; buralarda buhar makinesinin pistonu melankolik bir çılgınlığa kapılmış bir filin başı gibi yeknesak bir biçimde inip kalkardı. Şehirde hepsi de birbirine benzeyen birkaç büyük cadde ile kaldırımların üzerinde aynı sesleri çıkararak aynı saatlerde gelip giden, aynı işi yapan, her günü dününün ve yarınının aynısı olan, aynı ölçüde birbirine benzer insanlar yaşadığı, yine hepsi birbirine çok benzeyen birkaç küçük cadde vardı."