Tanrı öldü.
— Nietzsche
Geleneksel değerlerin modası geçti. Güçlü zayıfı ezebilir. Hıristiyanlığın Avrupa’da yayılması bir lanetti. Almanlar fazla bira içiyorlar.
Modern felsefenin en etkili figürlerinden biri olan Friedrich Nietzsche (1844–1900) okuyucularını şoke eden yorumlarıyla tanınıyordu. Ancak nesiller boyunca sanatçı ve şüphecilere ilham kaynağı olacaktı. Almanya’da doğan Nietzsche hayatının büyük bölümünü Batı medeniyetinin temellerini sarsarak geçirdi. Özellikle bu medeniyetin çekirdeğini oluşturan Hıristiyan ahlakını hedef tahtasına yerleştirmişti.
Nietzsche, Leipzig yakınlarındaki kırsal bir bölgede doğdu. Adını Prusya kralı 4. Friedrich Wilhelm’den (1795–1861) alıyordu. Ailesinden pek çok Lutherci rahip çıkmıştı. Babası Karl (1813–1849) bunlardan biriydi. Prestijli bir yatılı okula gitti. Bonn Üniversitesi’nde felsefe okudu. Felsefe öğrenimi sırasında Hıristiyanlık’tan uzaklaştı.
1867 yılında Prusya Ordusu’na katıldı. İdman yaparken göğsünden yaralandı ve ordudan çıkarıldı. Ancak aldığı yaralar asla tam olarak iyileşmeyecekti. Hayatının kalan kısmında ruhsal ve bedensel sağlık sorunları yakasını hiç bırakmadı.
Üniversite hayatına geri dönen Nietzsche 1869 yılında ders vermeye başladı. Üç yıl sonra ilk yazıları yayınlanmaya başladı. Ahlak, sanat ve müzik gibi çok çeşitli konularda yazıyordu. Özellikle arkadaşı Richard Wagner (1813–1883) hakkında eserler vermişti. Aslında Nietzsche doğrudan doğruya sanat hakkında yazmıyor daha ziyade sanatın felsefi sonuçları ile ilgileniyordu. Örneğin Birth of Tragedy (Tragedyanın Doğumu) isimli çalışmasında eski bir edebiyat formu olan Yunan tragedyasının ona umut aşıladığını söylüyordu. Çünkü bu türde yazılan eserler okurda, hayatın anlamını ve dolu dolu olduğunu gösteren çok çeşitli duygu deneyimlerine yol açıyordu.
Nietzsche’nin felsefi düşünceleri büyük bir tartışma yarattı. Kullandığı en tartışmalı ve yanlış anlaşılan kavramlardan biri “güç istenciydi” (will to power). Ona göre insanlar güç arayışına meyilliydiler. Güç istenci, yaşama istencinden çok daha güçlüydü. Bu kavramın bir benzeri ne yazık ki elli yıl sonra Naziler tarafından benimsenecekti.
Nietzsche kronik başağrıları ve görme sorunlarından muzdaripti. 1879 yılında ders vermeyi bıraktı. 3 Ocak 1889 tarihinde büyük bir sinir krizi geçirdi. Psikolojik sorunları nedeniyle Almanya’daki annesinin yanına taşındı. Elli beş yaşında zatürreden öldüğü sırada kızkardeşinin bakımına muhtaç durumdaydı.
Ek Bilgiler
1- Nietzsche son büyük sinir krizini İtalya’daki Torino kentinde geçirdi. Şehrin ana meydanlarından birinde bir sürücünün atını kırbaçladığını görmüştü. Atı korumak için koşmaya başladığında bayılmıştı.
2- “Böyle Buyurdu Zerdüşt” (1883–1885) isimli kitabının yaklaşık 150 bin kopyası, I. Dünya Savaşı sırasında Alman birliklerine moral olsun diye dağıtılmıştır.
3- Yaralarına rağmen, Fransız-Prusya Savaşı (1870–1871) sırasında ordu hizmetinde bulundu. Askeri hastanede çalıştı ve yaralı askerleri tedavi etti. Kimi biyografi yazarları bu dönemde frengi kapmış olabileceğini söylemektedir.