Gazali

1091 yılında Bağdat dünyanın en kalabalık şehirlerinden biriydi. Uluslararası bir bilim ve ticaret merkeziydi ve hızla genişleyen İslam dünyasının politik başkentiydi. O yıl alınan bir karar İslam dünyasının kaderi için çok önemli sonuçlar doğuracaktı. Şehrin yöneticisi genç bir Fars teoloğu olan Abu Hamid Al Gazali’yi (1058-1111), şehrin en önemli camisinin yönetimine getirdi.

Kendisine sultan tarafından verilen bu görevi kabul ettiğinde sadece otuz üç yaşında olan Gazali, erken yaşlarından itibaren zekasıyla çevresinin takdirini kazanmıştı. Günümüzde İran sınırları içerisinde kalan Khursan’da doğan Gazali, İslam hukuku öğrenmesi için bir medreseye gönderilmişti.

Gazali’nin yeni görevi onu Bağdat’ın en önemli adamı yaptı. Verdiği teoloji dersleri, yüzlerce öğrenciyi etkiledi. Gazali, Batı düşünürlerinin İslam üzerinde oynadığı rol konusunda bir gelenekçiydi. Filozofların Tutarsızlıkları adıyla bir kitap yazmış ve bu eserinde Aristo’yu (MÖ 384-322) destekleyenleri eleştirmişti. Gazali’nin muhafazakar bakış açısı kısa zamanda genel kabul görecek, Batı ile İslam dünyası arasında yaşanabilecek olası bir kültürel etkileşimin önüne geçecekti.

Tüm bunlara rağmen genç teoloğun bir sırrı vardı: Allah’ın gerçekten var olduğundan emin değildi. Şüpheci bir doğaya sahip olan Gazali, yıllarca bu sorunsalın üzerinde çalıştı. Allah’ın varlığına ilişkin kesin kanıtlar bulma konusundaki başarısızlığı ona büyük bir ızdırap veriyordu. Bu amaçla sarfettiği muazzam çaba, şu sözlerinde bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır: “Bütün karanlıkları araştırdım. Bütün soruların yanıtını aradım. Bütün derinliklere daldım. Bütün mezheplerin inancını inceledim. Bütün toplulukların öğretisini ifşa ettim.”

Sonunda umutsuzluktan harap olan Gazali, 1094 yılında verdiği bir ders sırasında sinir krizi geçirir (daha sonraları yaşadıklarını anlatırken “o an tek bir kelime bile söyleyemedim” diye yazacaktır). 1096 yılında şehirden ayrılıp Mekke’ye hacca gider. Kısa süre sonra özel bir okul açacağı Khursan şehrine geri döner.

Ruhsal maceraları ile ilgili yazdığı otobiyografisi Yanlıştan Kurtulmak, İslam düşüncesinde bir dönüm noktasıdır. Bu kitapta Gazali, Allah’ın varlığı ya da yokluğunun kanıtlanamayacağını, çünkü insan aklı için Allah’ın anlaşılamaz olduğunu ileri sürer. Gazali’ye göre Allah’ın varlığı kanıtlanamasa da peygamberler ve mistikler tarafından deneyimlenebilir. Gazali mistik bir akım olan sufizmin kuruluşuna yazdıklarıyla katkıda bulunmuştur.

Ek Bilgiler

1- Kardeşi Ahmad’ da (1060-1123) kendisi gibi ünlü bir bilgin ve vaizdi.

2- Bağdat’tan ayrılmadan önce Gazali, sahip olduğu her şeyi başkalarına dağıtmıştır. Zorba şehir yöneticilerinin yozlaşmışlığıyla kirlenen bir servetin, kendisini ölümden sonra günahlarından arınma şansından mahrum bırakacağından korkmuştur.

3- Gazali’nin kitaplarının önemli bir bölümü, 12. ve 13. yy’larda Latince’ye çevrilmiş ve Avrupa’nın çeşitli Orta Çağ üniversitelerine gönderilmiştir. Batılılar onu “Algazel” adıyla tanımaktadır.