Thucydides (MÖ 460-404) bir Yunan tarihçisidir. Batı literatürünün günümüze ulaşan en eski kaynaklarından biri olan Peloponez Savaşı Tarihi’nin yazarıdır. Antik Yunan’la ilgili pek çok bilginin kaynağı olan bu kitap, tarihi tanrıların kontrolündeki doğa üstü bir süreç olarak değil insan ilişkilerinin bir sonucu olarak açıklamaya çalışan ilk ciddi girişimdir.
“Thucydides’in ilk sayfası, bana göre, gerçek tarihin başlangıcıdır,” diye yazar antik tarihçiyi öven filozof David Hume (1711-1776). “Ondan önce yazılanlar masal gibiydi. Öyle ki filozoflar bu metinleri reddetmek zorunda kalmıştı. Zira bunlar abartılı şiir ve nutuklardan ibaretti.”
Thucydides Atina’da doğdu. Altın madenleri olan zengin bir ailenin çocuğuydu. Ailesi, büyük ihtimalle demokrasiyle birlikte konumları sarsılan eski Atina aristokrasisinin bir üyesiydi. MÖ 430 yılındaki veba salgınında hayatta kalmayı başaran Thucydides, şehrin başdüşmanı olan Sparta’ya karşı general olarak savaştı. MÖ 423 yılında Atina’nın yenilgisi yüzünden suçlandı ve ceza olarak sürgüne gönderildi.
Sürgündeki yılları boyunca Thucydides Yunanistan’ı gezdi. Savaşı dışarıdan gözlemledi. Savaş henüz devam ederken yazmaya başladığı kitabı, nispeten tarafsız bir bakış açısıyla kaleme alınmıştır. Bu yönüyle daha önce yazılan tarihi metinlerden ayrılmaktadır. Eski anlatılar genellikle yazarların ülkelerinin savunuculuğunu yaptığı eserler olmaktan öteye geçememiştir. Thucydides ise kendi yapıtından bahsederken “Benim çalışmam sadece bugünün insanları için değil, onu sonsuza kadar kalması için hazırladım,” demektedir.
Peloponez Savaşı (adını Sparta’nın bulunduğu Peloponez Yarımadası’ndan alır), MÖ 431 yılında başlamıştı. Bundan öncesinde ise Atina ve Sparta arasında uzun yıllardır süregelen bir gerilim vardı. Savaş ilk zamanlar Atinalıların lehinde seyretse de sonrasında pek çok başarısızlık yaşandı. Bunlardan biri de Thucydides’in MÖ 423 yılında Amphipolis’te yaşadığı mağlubiyetti. Savaşın ardından geçici bir ateşkes ilan edildiyse de, barış kalıcı olmadı.
Thucydides’in anlatımı savaşın bitiminden önce, MÖ 411 yılında son bulur. Kimi araştırmacılar bu tarihte öldüğünü ya da Atina’ya dönmesine izin verildiğini öne sürerler. Asıl savaşsa yıllar sonra, Atina’yı büyük bir Yunan gücü olmaktan çıkartan Sparta galibiyeti ile son bulacaktır. Böylece MÖ 5. yy boyunca süren Atina’nın altın çağı tamamlanmış olur.
Ek Bilgiler
1- Bir başka Atinalı tarihçi olan Heredot (MÖ 484-425), Thucydides’ten daha yaşlıdır. Genel olarak Persler’le yapılan savaşlara odaklanmıştır. Olayların arkasında yatan nedenleri çoğu zaman ilahi adaletle açıklamış ya da yaşananlardan ahlaki dersler çıkartmıştır. Thucydides, meslektaşının aksine böyle sonuçlara varmaktan kaçınmıştır.
2- Peloponez Savaşları, çok bilinen bir Atina komedisi olan Aristophanes’in (MÖ 450-388) Lysistrata adlı oyununun arka planını oluşturmaktadır. Oyunda Lysistrata, Yunan kadınlarına barış yapana dek eşleriyle seks yapmamalarını öğütleyerek savaşı sonlandırmaya çalışmıştır.
3- Sparta savaşı kazanmasına rağmen Yunanistan’daki egemenliği kısa sürmüştür. Yetmiş yıl sonra hem Atina hem de Sparta, Büyük İskender (MÖ 356-323) tarafından fethedilmiş ve böylece bağımsız devletler olarak varlıkları son bulmuştur.