Alman filozof İmmanuel Kant (1724-1804), bir filozoftan beklenmeyecek derecede düzenli alışkanlıklara sahipti. Her öğleden sonra yaşadığı Konisberg’te yürüyüşe çıkar, her gün aynı saatte şehrin gotik katedralinin önünden geçerdi. Efsaneye göre Kant o kadar dakikti ki görevliler kilisenin saatini onun kapının önünde belirmesine göre ayarlamaya başlamıştı.
Ne var ki ortada bir problem vardı. Kant yürüyüşe başlarken katedralin saatini esas alıyordu. Kilise ve filozof saatlerini birbirine göre ayarladığına göre aslında her ikisi de gerçek saatin kaç olduğunu bilmiyordu.
Bu öykü hem Kant’ın yalın hayatını ortaya koyar (hiç evlenmemiş ve doğduğu şehrin dışına nadiren çıkmıştır) hem de onun çığır açan çalışmasıyla açıklamaya çalıştığı felsefi problemi işaret eder: Gerçekte ne biliyoruz? Ve bildiğimizi sandığımız şeyi gerçekten bildiğimizden nasıl emin olabiliriz?
Kant ailesinin dokuz çocuğunun dördüncüsüydü. Katı bir Prusya evinde yetişti. On altı yaşında Konisberg Üniversitesi’ne gitti. 1755 yılında üniversitede ders vermeye başladı. Kırk beş yaşında tam profesörlük unvanı aldı. 1781 yılında en iyi bilinen kitaplarından biri olan Saf Aklın Eleştirisi’ni yazdı.
İnsanların doğru bilgiye -ister duyu ister akıl yoluyla olsun- nasıl ulaşabildikleri 18. yy’ın en tartışmalı felsefi meselelerinden biriydi. İskoç filozof David Hume (1711-1776) gibi ampirikler insanın doğuştan herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, bilginin deneyim ya da duyu yoluyla edinildiğini ileri sürdüler. Rasyonalistler ise bilgiye ulaşmak için akıl yürütmenin gerekliliğini işaret ediyordu.
Kant, Saf Aklın Eleştirisi’nde her iki tarafın da görüşlerini benimsiyor gibi görünüyordu. Bilginin deneyimden çıkabileceğini kabul etmişti. Ancak aynı zamanda insan bilgisine bir başlangıç noktası teşkil eden apriori (deneyim öncesi) kavramlar da vardı.
Ahlak konusunda ise Kant “kategorik zorunluluk” kavramını geliştirmişti: “Öyle davran ki yaptığın şey aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelsin.” Bir başka deyişle ona göre sadece herkesin yapmasının doğru olacağı bir eylem doğru olabilirdi.
Kant yaşadığı dönem boyunca önde gelen bir Alman filozofu olarak görüldü. Yetmiş dokuz yaşındaki ölümünden sonra ise ünü çok daha geniş bir bölgeye yayıldı. Kant, antik çağdan beri gelmiş geçmiş en etkili Batılı düşünürler arasında kabul edildi.
Ek Bilgiler
1- Kant’ın ilk adı Emanuel’di. Ancak İbranice öğrendikten sonra adının yazılışını değiştirdi.
2- Kant’ın günlük yürüyüş rotası onun onuruna “Philosophengang” (Filozofun Yolu) olarak adlandırılmıştır.
3- 1945 yılında Kant’ın doğduğu şehir Sovyet Ordusu tarafından ele geçirildi ve adı Kaliningrad olarak değiştirildi. Şehre Komünist lider Mikhail Kalinin’in (1875-1946) adı verilmişti. Bu bölge günümüzde de Rusya toprağıdır.